yönetim kademesinde sorunlar olduğunu düşündüğüm dergi. uzunca zamandır ya geç çıkıyor ya sorunlu. gerçi alıştık artık ama böyle de gitmeyeceği kesin.
yeni yazarlar-çizerler olabilir tabi diye de geçiştiremiyoruz. 2. seneleri doldu bu eylülde.
eskiden çarşambaları çıkarken perşembeye kaymış ve artık cumaları alınan dergi.
overrated çizerlerden oluşan(yiğit özgür, umut sarıkaya, ersin karabulut vs.) karalama kağıdından fazlası değildir. şuna para verip(para mühim değil ama onlar kazanıyor nihayetinde) alanın tüm zevkinden şüphe ederim.
uzun zamandan beri almamıştım uykusuzu. en son dün akşam penguen almak için bayii ye girdiğimde gözüme ilişti öylece almaya karar verdim. okuduğumda içinde çok şeyin değişmiş olduğunu farkettim. vedat özdemiroğlu bebek kafası'nda, "ergenekon'undan pkk'sına bir siyasal af, sosyal özgürlüğün önünü açar, bizi paklar" yazmış... hayır şimdi cümle gayet açık, anlatmak istediği şey belli, herhangibir anlatım bozukluğu filan da yok. o zaman pkk propagandası değilde ne bu? yakıştıramadım. amaçları nedir bilemem, belki marjinal olmaya çalışıyorlardır ama ben yine bildiğim yoldan devam edeceğim.
uzun zaman uyumayanlar için kullanılan sözcük. uzun zaman uyumayan kişinin uykusu olacağına göre uykusuz olma hali ile uykusu olma hali aynı oluyor. enteresan.
geçen hafta istanbulda bazı ilçelere ulaştırılamamış dergi.
birkaç hafta önce(ya da ay) çarşamba çıkacak derginin perşembe çıktığını gördüğümüz dergi.
bu hafta dergi basımı ile ilgili olan sorunları, dikkatsizlikleri aynen sitesinden copy/paste yapıyorum.
"Köşenin içinde biyerde Uykusuz Çizgiroman Klasikleri Serisi logosu çıkıvermiş. Öyle olmayacaktı o çok yanlış olmuş. (köşenin yanına yazdığım not yanlış anlaşılmış sanırım)
Köşenin son halini kontrol etmediğim için hatanın yarısı da benim sayılır, bu küçük rezilliğim için özür diliyorum."
Cihan Kılıç
"Sevgili okurlar, Bu haftaki sayımızda yanlışlıkla Yiğit Özgür'ün eski köşesini koymuşum. Bütün okurlardan ve Yiğit'ten özür dilerim. Yiğit geri döndü, yeniden çizmeye başladı ve böle bişi oldu... çok üzgünüm. Nuri aradı, haber verdi, "Ne yapalım, yapıcak bişi yok, olan oldu..." dedi, malesef öle... kafamı skiim... Bi de Ersin'in başlığının "i" leri uçmuş, o da ayrı bi durum... Ersin'e mesaj attım, "Hata yapmışım gene dergide, üzgünüm" diye. "Benim başlığı mı diyosun yoksa başka şey de mi var?" diye geri döndü... kafa yandı... Oyy!"
Fırat Yaş
sadece biraz daha dikkatli olabilseler bu ve bunun gibi sorunları ortadan kaldırabilecek mükemmel yeteneklerin bulunduğu* karikatür dergisi.
son bir aydır almadığım dergi. ondan önce aldığım son bir aydakiler hiç güldürmüyordu. son sayılarını alan arkadaşlarıma sordum, onlar da gülmüyormuş artık.
uğur gürsoy ; hayatın en ince ayrıntılarını yakalayıp mizahla harmanlayan bir insan. kalitesi tartışılmaz. fırat zaten herkesin sevgilisi olmuş durumda.
ersin karabulut ; çizgisi çok sağlam. çizdiği hikayelerde insanlara "aa aynı ben" dedirtiyor ve başarısının sırrı bu.
memo tembelçizer ; üstadlardan kendisi. özgüveni ve kültürü almış gitmiş, kendiyle barışık, müthiş pozitif ve eğlenceli bi adam. kafasını yakalayabilene.
cihan kılıç ; son dönemin parlayan çizerlerindendir. "ama arkadaşlar iyidir" isimli köşesi gerçekten çok başrılı. bazen tek bir balon kullanmadan koca köşede koparıyor insanı. ergenlik çağında ki ve üniversitede ki genç tespitleri çok iyi.
vedat özdemiroğlu ; kültür abidesi, komik, beşiktaşlı, yazar insan. güzel bi abimiz.
fırat budacı ; asıl mesleği dişçilik olan, gözüm kapalı her hikayesini tavsiye edebileceğim yazar. kendisi istese dahi kötü hikaye yazamayacak gibi duruyor. mizah yazarlığının hakkını veriyor.
yiğit özgür ; Türkiye de genç kuşak tarafında çizilen en komik karikatürlerin birçok unun altında imzası olan yiğit özgür uykusuzda çizmeye uzun bi ara verdikten sonra geri döndü. ne yazık ki eski performansından oldukça uzakta. en kısa zamanda eski günlerini yakalamasını temenni ediyoruz.
emrah ablak ; tek kelimeyle harika. karikatürleri zeka fışkırıyor, insanı gülme krizlerine sokabiliyor. eskiden sarı ceketlileri çiziyorda, o da çok başarılıydı. şimdi ki sayfası da gerçekten başarılı. özellikle "sevgi faresi Jamal" ı her hafta merakla bekliyoruz.
alpay erdem ; kendine has bir tarzı olan alpay erdem in hikayelerinin seveni olduğu kadar sevemeyeni de var. ama ben hikayelerini seviyorum, hoş bi tad bırakıyor.
ve ve ve geldik Umut Sarıkaya ya. kendisini anlatmak için kelimeler yetersiz. son dönemin en iyi mizahçısı. karikatürlerinde ki tespitler ve mizah kalitesini saygıyla selamlamaktan başka bir şey gelmez elden. hikayeleri desen hepsinden güzel. bizden biri, halktan, anadoludan biri olduğu her harften her çizgiden fışkırıyor. bi öğrenci evinde akşam yere gazete serip, hazır çorba ve makarnadan oluşan mönüyü yiyecekken kapı çalsa. biri kalkıp kapıyı açıp sofrada ki yerine dönse. "kimmiş lan o" diye sorsak. umut sarıkaya abi dese. kendisi içeri girse, yana kayar sofrada yer açarız. yemeğimize devam ederiz. yemeküstü sigaralarla duman altı olan minik salonda herkesle yaptığımız makarayı kendisiyle de yaparız. yani anlatmak istediğim o kadar bizden biri. o kadar güzel bir insan. hakkında diyeceğim son şey de yazıp çizdiği için kendisine teşekkür etmek olur. varolsun.
dün akşam iz tv'de derginin kuruluşu, işleyişi ve başta yiğit özgür olmak üzere tüm birimleri ile yapılmış söyleşilerden oluşan şahane bir program vardı. muhtemelen eskidir ama ben ilk kez seyrettim. ve ara ara koptuğumu hatırlıyorum!**
ilk sayısından beri takip eden birisi olarak şunu çok rahat söyleyebilirim,
bu dergi ilk çıktığında:
"-uykusuz mu?
+o da ne?
-penguen mi?
+yuhh tabiiiiki de penguen" cevapları verilirken ahanda şu anda günümüzde penguen de ismini sayabileceğimiz yazar çizer kısmı bir elin parmaklarını geçmez. he popüleriterliği sevmeyen ve bunun iyi olmadığını bilen (en azından öyle düşünen) biri olarak, keşke uykusuz öyle çok da kişi tarafından bilinmeseydi, böyle bilenler gidip alıp okusaydı demek de gelmiyo içimden keza bu bencilliktir lan. ama içimde de bişiler böyle pırpır ediyo ya ona ne demeli..
yigit ozgur un dondugu hafta umut sarikaya nin olmamasi cok pis fikirler soktu kafama. yigit in cizimleri de hic tatilden donmus birinin cizimlerine benzemiyordu. umarim su 3-5-2 li sistemi oturturlar da, sikintisiz bi dergi okumaya devam ederiz.
24 sayfalık bir sayı hazırlayarak okuyucularının gözünü boyabileceğini düşünen bir kadroya sahip, özünde ve sözünde hasta olduğum , çok sevdiğim , lakin yorulan çizer ve yazarları yüzünden iyice bocalayan , seri halde kan kaybeden hoş vakit aracı.
-aramıza dön eski uykusuz yazmalarını çizmelerini özledik.