bunu yazmazsam çatlayacam artık. efendim bir zaman önce bu derginin çizerleri, yazarları geldiler boğaziçi üniversitesi'nde bir söyleşiye, bizde koştuk gittik haliyle, bi dünya gözüyle görelim, bir iki kelam edelim diye neyse efendim. soru cevap şeklinde ilerlerken sohbet, mizah dergisi okuyan canların hem fikir olacağı, ama diğerlerine göre çok sikko bir problem olan orta sayfa sorununu söz alıp dile getirdim. efendim bilmeyenleriniz için açıklayayım, bu dergiler bildiğiniz gibi ya otobüste, ya tuvalette okunuyor, e bizde bu dergiyi ikiye katlayıp her sayfasını ayrı ayrı okumayı seviyoruz, işte bu ahval ve şerait içinde, haliyle orta sayfanın tam ortasına gelen yazı ve karikatürler için çarşaf gibi açıp okumak gerekiyor dergiyi. evet sevgili sözlükçü sikko geldi sana da bu sorun ama kaç insan telef oldu dergi okuyacam diye bilmiyorsun. neyse efendim söz istedik medenice anlattık meramımızı tahmin ettiğiniz üzere onlara da pek bir sikko geldi. pek sallamış görünmediler neyse sorular cevaplar devam etti, güldük, eğlendik, geçti bitti. ancak o günden tam 2 hafta sonra derginin tam ortasında hiç bir yazı ya da karikatür yoktu düzen ona uygun olarak kurulmuştu ve izleyen haftalarda bugüne kadar bu düzen devam ediyor hala. işte sevgili uykusuz okuru, bugün bir tuvalette, bir otobüste dergini 2'ye katlayıp okuyorsan, bu benim ilk bakışta sikko gelen ama sonra düşününce pek bi güzel oldu diye iç geçirten bu girişimim sayesinde oldu. kıymetimi bilin olm. bu da türk mizah tarihine armağanımdır.
derginin geç çıkması,25 kuruş zam yapılması değil derdim.derdim;kalitenin düşmesi...her hafta bir veya birkaç çizerin işlerini yapmaması.Ersin karabulut'ta bunu açıklamış ama keşke açıklamasaymış dedirtti okurken.senin işin,mesleğin bu kardeşim,iş disiplini diye bir şey var.ekmek yiyon sen.biz para vererek alıyosak aynı zamanda müşteriniziz.Hangi müşteri eksik malı kabul eder?.
sevgilisinden ayrıldı diye anlayış bekliyolarmış.e sen bigüne bigün arkadaşlar manita yaptım bu hafta alın size fazladan bi sayfa çizdim dedin mi?hayır.
demek ki çizerlik,yazarlık filam ayrı, dergi çıkarabilme yetisi ayrı şeyler(miş)
asıl söylemek istediklerime gelince. ben karikatür çizen bir insanoğluyum. bu işlerden de yeteri kadar anlayacak birikime sahip oldum geçen yıllar içinde. uykusuz'da köşe almak için dergi kapısını da aşındırmış bir insanım. neticede bir takım vaziyetler sonucu köşe alamadım ama eleştirimin köşe alamamamla bir alakası yoktur.
eğer biraz dikkatli bir okuyucuysanız 2 haftadır amatör sayfasında yani gelen kutusu köşesinde hiçbir karikatür olmadığını farketmişsinizdir. hatta öyle bir köşe bile olmadı. 6.baskısı yapılan fırat kitabı ve 1 hafta sonra çıkıcak çarpışma kitabının reklamları devasa boyuttadır. bu hafta ender'in öyküsünü de oraya taşırmışlar. neticede şunu söyleyebilirim bu yapılan çok kötü bir iştir. amatörler için tabi.
okuyucu olarak bunu ne kadar önemsersiniz onu bilmem. o sayfayı okumuyordur bile bazıları. ama o sayfa çok önemli bir sayfadır. onu ilan panosuna çevirirseniz türkiye'nin mizahi geleceğine de cebinize girecek birkaç kuruş için balta vuruyorsunuz belkide. oraya 2 haftadır kimbilir ne zorluklarla giden amatör arkadaşlar vardır büyük ihtimalle. şunu söyleyebilirim, şu an onların yerinde olmak istemezsiniz. bombok durumdadırlar büyük ihtimalle.
uykusuz sevilen bir dergi. birçok çizerin kendi hayran kitlesi var. ve dergi zevk vermediğinde bile belli bir tirajın altına düşmüyordur çok büyük ihtimalle. bu da zaten hepsi aynı yaşlarda olan genç sayılaiblecek çizerleri daha keyfi davranmaya itiyor. diğer bir deyişle götü kalkıklık. tüm çizerler için söylemiyorum bunu tabi. birkaç çizer. ve yaptıkları çok kötü bir şey.
fırat'ın kitabını almak isteyen köşesinin altındaki küçük yazıdan bile okuyup alıcaktır. ya da minicik bir reklamdan. bu yaptıklarının televolede KOCAMAN HARFLERLE iZLEYENE SALAKMIŞ GiBi DAVRANAN VE ARKADAN ABARTILI SESLERLE SÖYLENEN LAFLARdan hiçbir farkı yoktur. kendilerini bu konuda can tanrıyar'la aynı kefeye koyuyorum.
bu arada genç çizerlere son derece imkan sağladığını söyleyenler olabilir. ahmet cambaz, ferhan pekmen gibi gençlere köşe verildi. ve geri alındı. ondan önce serdarhan güzeller vardı. bu çizerlerin kendilerininde o dergide köşe almalarının imkansız olduğunu bildiklerinden son derece eminim. bilmiyorum belki ahmet cambaz bir şeyler yapabilir ama bu çok zor çünkü dergide yer yok. gençlerden birinin olağanüstü işler yapması lazım ki birinin yerine geçsinler. aksi takdirde asla köşe alamazlar. uykusuzun yaptığı, köşesini yetiştirememiş bir çizer varsa hop diye bir amatörün köşesini basmak. yoksa hadi ahmete köşe verelim çok haketti diye bir durum yok tabiki.
neticede dediğim gibi uykusuz ne yaparsa yapsın satıcak diye dergi çizerlerinin çok rahat davranması gibi bir durumu görüyorum. ve bir kişi bir kişidir diyip dergiyi almaktan vazgeçiyorum.
şimdi ben bu derginin 3 yıllık takipçisi ve okuyucusu olarak bir takım beğenilerimi ve eleştirilerimi yapma hakkını buluyorum:
kapak: özellikle son yıllarda siyasi ve toplumsal olayları gayet ironik şekilde kapağa yansıtmayı başarılıyorlar. 17 ocak 2013 tarihli derginin kapağında da fırat üniversitesi'nde yaşanan makam aracı skandalını ince görerek yansıtmışlar. diyebilirim ki her sayının en kaliteli esprisi kapakta yer alıyor.
ikinci ve üçüncü sayfa: siyasi ve gündemsel konuların olduğu sayfadır ki her halde çoğu okuyucunun en sevdiği bölümdür. özellikle bir şeyler duydum, uyuyun lan ve kaç yıl oldu bölümleri; türkiye'de her biri fıkra olacak olayları pek de mizah eklemeden sunar. zira her yeni gündem değme fıkralara taş çıkartır.
dördüncü sayfa: sanırım derginin en çok okunan yazarı olan umut sarıkaya'nın sayfası. en kötü espirisinde bile insanı güldürücek detaylar var. ama son zamanlarda şu olmaya başladı: dergiyi alıp heyecanla açıyorsun dördüncü sayfayı, bir bakıyorsun işimdeyim gücümdeyim yok. bu biraz mutsuz ediyor okuru.
beşinci ve altıncı sayfa: son zamanlarda oky ve memo tembelçizerin'in ortaklaşa yazdığı - çizdiği metin annesini arıyor çizgi dizisi var bu safada. ama gerçekten sıkıcı bir konu. 2-3 hafta okudum ve bıraktım. şu an sadece bakıp geçiyorum ve her sayıda erotik çizimler doduruyor bu çizgi diziyi. ya ne bileyim her hafta çıplak kadın mı çizmek gerekiyor. ben sevemedim, konudan uzaklaşmış sanki.
ayrıca bu sayfada normal şartlar altında bölümü var ki dergiyi daha da kaliteli yaptı bence. barış uygur'un kalemine sağlık, eleştiri ve ironi ne demek dersini veriyor resmen.
yedinci sayfa: usta çizer galip tekin'in sayfası. çizgisi de konuları da çok orjinal.
orta sayfa: alpay erdem, ersin karabulut, cihan ceylan ve iltem dilek'in karikatürleri ve yazıları bulunuyor bu sayfada.
alpay erdem ben köşesinde kendine özgü üslubuyla genelde döktürüyor. bazen de yazısının ortasına kamil seven adam iliştiriyor ki yemede yanında yat. ama şevki teyze'yi özledik.
sandıkiçi'nde ersin karabulut, genelde tespit üzerine yazıp-çiziyor. her şey bir yana adam zaten çizgisiyle bile okutuyor.
3 senedir bu dergiyi takip ediyorum ve hiç tereddüt etmeden derim ki bu derginin en istikrarlı iki çizeri cihan ceylan ve uğur gürsoy. her hafta, her karikatürü ince zeka ürünü.
vee son sayfa. artık uykusuz'un son sayfasıyla bütünleşen otisabi belki de derginin en kült karakteri. yılmaz aslantürk değişmeyen çizgi ve kalitesiyle her hafta okuyucuyu otisabi ile selamlıyor.
sonuç olarak bana göre şu an için türkiye'nin gerek kadrosu gerekse karakterleri gerekse güncel olaylara getirdiği yorumla en kaliteli mizah dergisi.
çarşambalara anlam katmış dergi. gırgır deyince de cuma gelir aklıma hep. çocukluğumda cuma demek okulun son günü olmasının yanında daha da önemlisi gırgır günü demekti.
seviyoruz sevmesine de yazar burada uykusuz editörlerine seslenmek ister:
epey tutuldunuz, fena da gelir gelmiyor olsa gerek. helali hoş olsun. ama lütfen çok değil bir kağıt daha ekleyin de karikatürleri şöyle ferah ferah görelim, bir fırat budacı ve umut sarıkaya hayranı olarak, onların düz yazılarını okumak için gavur eziyeti çekmeyelim.
tamam uykusuz okuyucuları genel olarak gençlerden oluşuyor olabilir ama inanın bizim gibi orta yaşlılarında oranı azımsanmıyacak ölçüde. gözlerimiz görmüyor efendiler.
lütfen, rica edeceğim!
http://www.uykusuzdergi.c...in-karabulut/okura-mektup adresinde ersin karabulut gecikmelerle ilgili birtakım açıklamalar yapmış. ben en azından bir açıklama yapılmasına memnun oldum. ve zaten anlayışla karşılamamız gerektiğini düşünüyordum. tabii bir yere kadar. lütfen daha fazla uzamasın bu derginin zamanından geç çıkma seansları. cuma günü yazın o halde çıkış tarihine, siz de rahatlayın biz de...
yazının tamamı:
Sevgili okurlar. Derginin gecikmesiyle ilgili bişeyler söylemek zorunda hissettim artık. Biliyosunuz derginin üzerinde perşembe yazıyo, biz tutup cuma filan çıkabiliyoruz. Eminim ki bu durumdan rahatsızsınız, bayiye gidip dergiyi istediğinizde “gelmedi yarın gelir” cevabını aldığınız zaman küfrediyo bazılarınız. Elbette ki süreli bi yayın çıkartıyosanız gününde çıkmanız gerekir, bu konuda savunulucak bişey yok. Ben sadece bi açıklama yapmak istedim. Çünkü umursamadığımızı zannetmenizi istemiyorum. Durumun farkındayız ve çözmeye çalıştığımız en büyük problem de bu zaten. “bu nasıl bi problem olabilir ki?” diye düşünülebilir. Ama oluyo işte. Birimiz hasta oluyo, bi başkası sevgilisiyle ayrılıyo, başka biri bi yakınını kaybediyo filan derken, bi şekilde çizemeyebiliyo köşesini. Ve köşesini çizemeyen ya da yazamayan kişi için bu büyük bi üzüntü sebebidir her zaman, bütün hafta dergiye bile bakamaz.
Bunları eksikliklerimizi meşru göstermek amacıyla söylemiyorum, durumun farkında olduğumuzu bilin diye söylüyorum. Manitayla buluşucakken buluşma yerine geç geldiğin zaman manitanın bütün triplerine rağmen “nolur kızma gel öpiyim affet beni” dersin ya o hesap. Tek istediğimiz, yapabildiğimiz en iyi dergiyi yapmak. Uykusuz nasıl ki bayideki kuşe kağıtlı, içi reklam dolu şıkır şıkır yakışıklı dergiler gibi değilse, içindeki adamlar da aynı öyle işte. Siz de noolur darılmayın bize. Çünkü bu iş de her meslek gibi öğrenilen bişey, biz de gec kalmamayı öğrenicez bi şekilde.
Bi de bu hafta fiyatta artış oldu onu da farketmişsinizdir. Çoğunuz öğrencisiniz, bu 25 kuruşluk artışın sizi zorladığı zamanlar da olucaktır, tahmin edebiliyorum (kendimden hatırlıyorum hatta. Lisedeyken Leman mı alsam yoksa açmayla ayran mı alsam hesabı yaptığım günler oluyodu) ama mecbur kaldık. Çıktığı günden itibaren 2 sene boyunca fiyatını değiştirmeyen tek dergi belki de biziz. Oysa 2 yılda çok şey oynadı. Kağıttı, baskıydı, dağıtımdı, uçaktı, kamyondu derken toplamda deli bi masraf çıkıyo ortaya. sizin bunları bilmeniz ve hesaplamanız gerekmiyo tabi o ayrı.
Ben aslında bu haftaki dergiyi hazırlarken bu yazıyı dergiye koymak üzere kısa bi not halinde yazmıştım, ama “haftaya geç çıkmıycaz diye söz verebiliyo muyuz? Veremiyoruz. O zaman niye böyle bi yazı koyalım ki?” türünden bi konuşma geçti aramızda. Açıkçası ben koyalım istiyodum. Sonra biraz da karambole geldi tekrar düşünemedik, kaldı öyle. Ben de siteye yazıyım bari dedim. Ama bu yazı benim şahsi düşüncelerimden oluşuyo tabii sadece. Zaten kaç kişi okuycak bilmiyorum, günde 2000 kez filan giriliyodu galiba, öyle bişey.
Uykusuz’un ilk sayısındaki köşemin sonuna baktım da, orda “acaba bu derginin 7. Sayısını da alıcak mısınız?” gibi bişey söylemişim. 100 hafta geçmiş aradan. 100 sayıdır bizi yalnız bırakmadığınız için ben çok mutluyum. Bu dergiyi hazırlamaktan, hazırlarken hayatımızın büyük kısmını harcamaktan da gayet memnunuz. inşallah daha da güzel dergiler yaparız. Başta söylediğim gibi bu yazıyı gecikmemizi normal göstermek amacıyla yazmıyorum, sadece diyalog kurmak, bişeyler söylemek istedim, biraz daha iyi anlayabileceğinizi düşündüm. Evet böyle düşündüm. Bu kadardı söyliyceklerim. Görüşürüz.
penguen dergiden -söylediklerine göre- içlerine bir monotonluk hissiyatı doğması ile ayrılarak yeni bir çizgi dergi çıkaran grubun;
işte bu yeni dergilerinin adıdır.
5 eylül çarşamba dediler ama bugün aldık, okuduk, güldük, hayırlısı vesselam...
ve fakat erol günaydın neden, nasıl, niçin, anlamadık, sevemedim karagözlüm...
"soru- Penguencilerle aranız nasıl şimdi?
Yiğit Ö.- iyi ayrıldık. Bize yolunuz açık olsun dediler. En azından yüzümüze. Öpüştük. Ama yanaktan... "(kaynak milliyet)