istanbul gibi pis havalı bir yerden bol oksijenli bir yere tatile giderseniz yaşayacğınız durum. Ne kadar geÇ saatte yatarsanız yatın erkenden uyanırsınız. Butun yaz uykusuz ama dinlenmiş olarak geÇer.
Sonunda bulduğum özel sayı.
Umut sarıkaya nın son yaz'ı
erman çağlar'ın sığırcık kuşu efsanesi.
Barış uygur'un kompazisyon ödevi
ve etkileyicisi; yeraltı öyküleri: monokrom.
Çok dolu bir sayı olmuş geleneği bozmayıp 68 sayfa yapmışlar. Yaz bitti neredeyse yeni aldım ben ama olsun.
Kötü kedi Şerafettin varsa her türlü varız dediğim, yazın gelmesine sevindiren sebeplerden biridir şu dergi. Otisabi de baya bir şasırtmıştır bu kez. * bomba bir sayıdır en kısa zamanda karikatür severler tarafından alınıp doya doya okunmalıdır.
--spoiler--
burada "dahi anlamındaki de'leri ayrı yazamıyorlar yea" diyerek ayar veren insanlara benzeyeceğim belki ama; gerçekten o pucca'nın yazısında ne çok imla hatası vardı ya. zaten o kadın twitter'da da hep yanlış yazıyor. ama uykusuz gibi bir dergide biraz incelenmeliydi yazdıkları diye düşünüyorum.
ayrıca puccanın hikayesi her ne kadar gerçekleri yansıtsa da -kadınlara özeleştiri çok fazla- sonuçta bu dergiyi öğrenci insanlar okuyor. "evde kaldım", "gece yatak inledi", "sevgilim gaymiş, ahaha erkek değilmiş yaa" mizahı yapmak bence hiç güldürmüyor. dergi okuyucularının belli bir yaş ortalaması var.
yiğit özgür çizmemiş. eski bir köşesini koymuş.
umut sarıkaya yoktu.
bazı köşeler kocaman çizilmişti, kareler boşuna büyüktü.
onun dışında büstünün köşeleri bir harikaydı. o işyeri hikayesi ne güzeldi ya. üzeyir vardı. türklerin happy tree frends'i tadında. çok özlemişim. ersin karabulutun hikayesi harikaydı. çizimler de öyle.
aslında başlarda "pucca varmış, umut sarıkaya yokmuş. almayacağım" diyen insanlar arasındaydım. ama sonra düşündüm. şerafettin için değerdi. ve daha bugün almış bulunuyorum dergiyi. (bonus olarak üzeyir falan da olunca.)
teşekkür ederiz kendilerine. vallahi sevdiğim için eleştiriyorum. kötü bir niyetim yok.*
--spoiler--
pucca ile değerini düşüren mizah dergisi. çok satsın diye o yazıyı almışlar ama birçok uykusuz severi üzmüşlerdir. hatta bir kesim okuyucuları da kaybetmişlerdir. bravo diyorum uykusuz. acaba kimin fikriydi bu pucca olayı merak ediyorum. çünkü böyle saçma birşeyi hiçbir uykusuz yazarına-çizerine yakıştıramıyorum.
*yapmışım ki,iç organlarımı açmadığım kalmış sadece,ayy bir de yakışıyor gibi açıyorum ya böyle..yine yurtseven kardeşler modunda......*
bildiğin eksik lan yazı.
ersin karabulut'un yeraltı öyküsü tek vücut'la sevindirmiş, hiç beklemediğim anda birden karşıma çıkan kötü kedi şerafettin'le heyecanlandırmış, uzun süredir göremediğimiz fırat'la 'ehehaheahe' diye tükürük saçarak güldürmüş, umut sarıkaya'nın yokluğuyla hüzünlendirmiş, uykusuz dergisinin yaz için çıkardığı, 65 sayfalık mecmua. ama cidden, tek vücut muhteşem olmuş. ersin, devam goçum.
pucca denen mature melissa p.'yi okurken midemin bulanmasına neden olmuş dergi. türk kızları başlıklarımda ne denli haklı olduğumu anladım okurken o azgını.
ersin karabulut sen koca bir çılgınsın. ne varsa sende var hocam. o nasıl bir hayal gücüdür o hikayeyi biraz büyütsen, biraz kalınlaştrsan, kitap yapsan. film konusu çıkar ordan hocam ya. senaryo yapalım onu.
umut sarıkaya'nın yokluğunun ağır farkedildiği yaz dergisi. bugün üç saatlik otobüs yolculuğumu şenlendirsin diye aldım, ama umut'suz bildiğin eksik abi bu dergi. olmuyor yani. niye olmuyor ben de anlamıyorum.
aradığım şeyleri tekrar buldum. kendilerini tebrik ediyorum. çok iyi olmuş çok güzel olmuş. 'esnek ve geniş'i' yetkin gülmen çizmiş yeniden bu iyi.. 'ismail hasta ruh' ve 'üzeyir' de ayrı bir özlemdi.
uykusuz derginin yaz için hazırladığı 68 sayfalık özel sayı. sayı genel olarak oldukça başarılıydı ancak pucca günlük adlı üç sayfalık yazının ne sikime orada olduğunu anlayamadım. mizahi ya da edebi hiçbir değeri olmayan o yazı bence fırat budacı, barış uygur gibi yazarlara yapılmış saygısızlıktır. umut sarıkayanın olmaması üzdü. oky'nin çizdiği kötü karakterin another brick on the wall'dan nefret etmesi ancak serdar ortaç yorumuna bayılması oldukça komikti.
--spoiler--
şero'nun finalindeki köylüsünün son resmi ve altındakini okuyunca kahkayı basmamak için kendimi zor tuttum, bulunduğum embesil ötei mekanı birden lunaparka dönüştürdü. helal olsun sana büstün.**
--spoiler--