beni sevinçten takla attıran dergisel birleşim. büyüsel karışım. umarım güncel ve siyasi mizaha iki sayfadan fazlasını ayırırlar. umarım ersin karabulut sandığının içinden bağırmaya devam eder. umarım 5 eylül tez gelir.
5 eylülde gazete/dergi bayilerinden kapış kapış gidecek olan dergi. bekledigim isimler dışında ender yıldızhan ve vedat özdemiroglu ile "oha lan oha ayı mısınız!?" tepkisini vermeme sebep olmuş oluşum.
bu derginin çıkmasıyla memo tembelçizerin -söylemek istemesem de- biraz kaypak bir adam olduğu ortaya çıkıyor lakin penguenin ilk dağılmasıyla fermuara gitmişti bu abi. ordan sonra tekrar penguen'e döndü. şimdi pengueni yine satıyor uykusuza geçiyor. ileride tekrar penguende görürseniz şaşırmayın.
insanın üstüne üstüne hayretten bir hal getiren dergi olacaktır. şaşırtıcıdır. bir de sitem edilesidir. sevdiğimiz yazar-çizer kardeşlerin hepsi birden bi yerde olsalar ya dedirttirir durur. sürekli bi ayrılık bi kopuş... tam bi dergiye alışmışken bi başkasının pırtlaması... ifade edilemeyen duygusal karışımlar... *
ama söylemeden geçemicem.. engin günaydın mı?? ohaa ohaa yuhh be abiler naaptınızz!*
penguen' in en kral adamlarının bir arada toplanması yetmiyormuş gibi Engin günaydın' ı da bünyesine alan ve bi Alpay' ın eksik olduğu, tadından yenmez olması muhtemel dergii.
penguen dergiden -söylediklerine göre- içlerine bir monotonluk hissiyatı doğması ile ayrılarak yeni bir çizgi dergi çıkaran grubun;
işte bu yeni dergilerinin adıdır.
5 eylül çarşamba dediler ama bugün aldık, okuduk, güldük, hayırlısı vesselam...
ve fakat erol günaydın neden, nasıl, niçin, anlamadık, sevemedim karagözlüm...
"soru- Penguencilerle aranız nasıl şimdi?
Yiğit Ö.- iyi ayrıldık. Bize yolunuz açık olsun dediler. En azından yüzümüze. Öpüştük. Ama yanaktan... "(kaynak milliyet)
5 eylül çarşamba tarihli ilk sayısı 2 eylül pazar gününden itibaren bayilerden alınabilen yepyeni, süper adamların yazdığı-çizdiği dergi. bundan sonra her çarşamba bayilerdeymiş. ayrıca her çarşamba saat 16:00'da dergide çizgi ve yazılarını göstermek isteyenlerle bizzat kendileri buluşuyorlar.
bu işi geceleri hep uykusuz kalarak çalıştıkları için derginin ismini uykusuz koymuşlar. derginin yeri istiklal caddesi yakınında beyoğlu'na bağlı asmalımescit mahallesi, şehbender sok. no: 4, kat: 2, daire: 3. refik meyhanesinin üst katı.
derginin son sayfasını gelen kutusu ismiyle okurlardan gelen komik mesajlara ayırmışlar. bunlardan bir tanesi:
--spoiler--
allah aşkına bu ismi çok mu aradınız? yine de çok sevdik. oldukça dandik ve tırt bir isim. hiç mizah dergisi ismi gibi değil. Daha çok gerizekalı dergisi ismi gibi. her neyse çok tatlısınız... *
buse.
--spoiler--
sabahın ilk ışıklarıyla beraber ilk sayısını edindiğim ve bahtiyar olduğum yeni mizah dergisi. beklentileri bu ilk sayıyla tam olarak karşılayamadığını düşünüyorum. ama olur o kadar, daha pişecek.
bugun otobuste giderken yanimdaki amcanin elindeki karikatur dergisine gozlerim ilisince ugur gursoyun cizgilerini taniyip, "amca bu hangi dergi, yoksa penguenden ayrilanlarin mi" diye sormama olumlu cevap aldigim ve 68 kusagina ait bir amcayla tanismama vesile olan, dort gozle beklenen, 2 eylulde bayilere dagitilan dergi.
bayinin önünde ilk gördüğüm andan beri vurulduğum, kapağındaki adamı çocuğum gibi benimsediğim, ama ismine bi türlü alışamadğım dergi. hiç değilse penguen alıyorum deyince aklına kutup, fermuar deyince manifaturacı getiren güruhun kafası daha fazla karışacak. ama uykusuz, ı-ıh, olmamış be.. neyse içi güzel olsun da.*
penguen 2 olmuş bu dergi. hiç bir fark yok.
içerik olarak çok farklı olacak demişti yiğit özgür ama pek bir fark göremedim.
umut, uğur ve ersin için alacağız ama napalım.
ersin karabulut'un derginin ilk kuruluş aşamasında çektikleri sıkıntıları anlattığı sandık içi'ni okuyunca insanın gidip bayiden 15-20 tane uykusuz alası geliyor.
--spoiler--
özetle:
bi takım çok acayip stratejiler belirlemeliyiz gibi düşünmedik. ama günümüzü gördük. kimseden yardım almadık. her yere mal gibi 6 kişi koşturup durduk.
isim bulmak bütün işlerin en zoru oldu. insanın aklına gelebilecek herşeyi düşündük. bazı günler sabahın köründe buluşup akşama kadar isim düşündüğümüz oldu.
şimdiye kadar dergi çıkaranlar bizim yaptığımız şu işleri yaptılar mı acaba? raf taktık, dolap monte ettik, matkapla duvar deldik. bizde bu işleri yapacak birine verecek para kalmayınca eşek gibi bunları kendimiz yaptık.
sürekli cihangir'de bi kafede toplanıp yapılacak işleri konuşuyorduk. oturunca sürekli bi şeyler yiyip içiyor insan. baktık para kalmayacak gibi köşedeki bakkaldan bazen kaşar salam yaptırdığımız, taksiye binmeyip otobüse bindiğimiz de oldu. *
--spoiler--