gözlerin fal taşı gibi açık bir şekilde sabaha kadar uyanık kalınacağının göstergesidir. bu durum uyumamanız gereken bir zamanda ne bilim bir sınav hazırlığında yada bitirmeniz gereken bir işiniz olduğunda asla başınıza gelmeyecek durumdur. bizzat uyumak istediğiz zamanlarda sizi esir esen illettir.
normal bir insan olarak uyuması gerekirken yastığa başını koymayı tercih etmeyen illa ki vücudu sandalyeden düşene kadar oturan kişinin bünyesinde oluşan durum.
ekbilgi:ayrıca başlığın altına girilen entrylerin hepsinin sabaha karşı yazılması ile de doğru orantılıdır.
uyku adlı ev arkadaşının son metroyu kaçırdığı için henüz eve ulaşmamış olmasıdır. gerçek anlamıylaysa, güneş ışığından dolayı hassas gözleri rahatsız olanların gece karşılaştığıdır.
önemli değildir. kitap okursun ve önceden saatini ayarlamamışsan eğer, kalkman gereken saatten çok sonra, yanında veya üstünde kitapla uyanırsın. kitap hem dosttur, hem de sinsi bir düşman.
bildiğiniz tüm yöntemleri uygulamak, yatakta dönüp durmak, ilk bir saat hayal kurmak, ikinci saatten sonra niye uyuyamadığını düşünmek, üçüncü saatten sonra uyuyamadığın için kendine sinirlenmek ve bu yüzden uyuyamamak, sonrasında kalkıp bir sigara yakmak, yarın erken kalkmam lazım diye söylenmek..
soundtrackler dinlemek, film mi izlesem acaba diye düşünmek, düşünmek. koyun saymaya heveslenmek, saydığın koyunların aklında canlandırdığın tarlaya atlarken birbirlerinin üzerine düşüp telef olması, esnemek, esnemek..
sonuç : uyku gelmez.
daha mühim ve iç burkan sonuç: kafanda dolaşan onlarca tilki varken, koyunları sayarak uyuyamazsın.
ve en kötüsü: yalnızlığın anlaşıldığı anlar