uyku 3 bölümden oluşur.. 1. bölüm yüzeysel uyku / 2. bölüm derin uyku / 3. bölüm rüya.. efendim yatağa yattığınızda bu sıralamayı düzgün bir şekilde tamamlıyorsanız problem yoktur. yetişkin bir insana 6 saat uyku yeterlidir; dinç kalkar, spor yapacak, hoplayıp zıplayacak enerjiyi kendinizde çok rahat bulabilirsiniz. (özel bir hastalığınız yok ise) şimdi bu apne dedikleri ibne nasıl bi şey kısaca onu anlatmamız gerekirse.. aslında o demin saydığımız 3 bölümün yerlerinin karışması hali.. o da şöyle oluyor: uykuda boğulmalar yaşayan hastanın beyni sürekli uyandığı için uzunca bir süre yüzeysel uyku başa sarıyor yani bilgisayar resetleniyor ama çalışmalar kayıt altına alınamıyor gibi düşünelim.. e bir de 10-20-30-40 saniye hatta 1:30 dakikalara kadar varabilen (özellikle yaşlı hastalarda) nefes kesilmeleri yaşanıyor, suda boğulur gibi.. uzunca süre alınamayan nefes "hhrrrkkh" şeklinde çıkarılan sesle toplanmaya çalışılıyor fakat bu hareketle beyin uyanıyor, yani yüzeysel uykunuz başa sarıyor.. uykunun son evresinde görmeniz gereken ve uyandığınızda hatırlamamanız gereken rüya ise 1. bölüme akuple olup, sürekli kalpte ritim bozukluklarına yol açıyor. özellikle suda boğulduğunuz, koştuğunuz, hızlı hareket edip nefes nefes kaldığınız bol aksiyonlu rüyalar görme nedeniniz budur. derin uykuya daldığınızda ki bu çok kısa sürer, nefes alışınız düzelir ama yeniden yüzeysel uykuya geri dönersiniz yani oyun yeniden başlar.. genç ve ileri seviyede bir hastada uyanıkken %98 olan oksijen solunumu uyurken %76'lara kadar düşebilir.. az oksiyen demek çok ciddi rahatsızlıklara selam vermeniz anlamına geliyor. kalp/akciğer/beyin vb. ciddi rahatsızlıklara yol açabilecek kadar pis bir hastalıktır bu uyku apnesi... gün içinde beyniniz sürekli uyumak isteyeceği için iş/okul performansınız düşer, sosyal yaşantınızdan başlayarak cinsel yaşantınıza kadar çöküş yaşarsınız.. araç başında uyuyup kazalara sebebiyet verirsiniz. trafik ışıklarında bi kaç saniye gözlerinizi kapatır uyumaya çalışırsınız. sinema, toplantı, masa başı işler, tuvalet esnasında bile gözleriniz gider ama siz bunu hep inkar edersiniz çünkü uyuduğunuzun farkına bile varmazsınız.. sözün özü şu, bu yazıyı okurken "hassiktir lan, aynı ben" diyorsan güzel arkadaşım hemen en yakın kbb uzmanından randevu al ve git muayene ol, uyku testi'ni yaptır. sakın bak ihmal etme. hayat dediğimiz şey kaliteli ve sağlıklı yaşadığımızda güzeldir.
Uykuda soluğun belli bir süre durması çoğu kez yumuşak damağın yağlanması ile birlikte sarkması ve hava yolunu tıkaması nedeni ile oluşur. Kişi yoğun şekilde horlar ve çok sık uyandığından uyku niteliği ileri derecede bozulur. Dikkat bozukluğu , baş dönmesi , odaklanma güçlüğü, süreğen yorgunluk ve depresyona neden olur. Uykuda soluk durması sorunu yaşayan kişilerin yaklaşık % 60 ila %90'ı şişmandır. Vücut kitle indeksinde (VKi) 1 birim artışın uykuda soluk durması hastalığı riskini 4 kat artırdığı belirlenmiştir.
babamın muzdarip olduğu hastalık. çeşitli tedavi yöntemleri bulunmakta olup kesin çözüm çok zordur. hasta bu konuda çok azimli olmalıdır. baba vatkenaydusamtaymz bu hastalık sayesinde bi çok trajikomik olaylara imza atmıştır.
(bkz: her an ve her koşulda uyuyabilme potansiyeli)
türkiye de özellikle gece olan ölümlerin çoğu bu yol ile gerçekleşiyor. çoğu kişi bu durumu bilmemesi ve kalp krizi zannetmesi en çok rastlanan olaylardan biridir. uyanık olduğumuz zaman solunum sistemi düzenli olduğu için; gece solunum sistemi esneyip böyle bir duruma sebebiyet veriyor.
uyurken solunumun 10 saniyeden fazla durmasına apne,yine uyurken solunumun durmayıp %50'den fazla düşmesine * hipopne denir.işte bir saatlik uykuda bu apne ve hipopnelerin sayısı 5'ten fazla olursa bu uyku apne sendromudur veya kısaca uyku apnesidir.iki önemli belirtisi vardır.gece horlama ve gündüz aşırı uyku hali.
Uyku sırasında nefes yollarının bir süreliğine tıkanması
>> Belirtiler: Horlama, uykunun tam olarak alınamaması, sürekli uyku
>>hali
>> Teşhis: Bir geceyi uyku kliniğinde monitöre bağlı olarak geçirmek...
hipertansiyon nedenleri arasında yakın zamanda ilk sıralara yerleşmiş olması dikkat çekicidir..uyku apnesi olan kişilerde uykunun rem fazına geçiş olmaz yani rüyaların görüldüğü faza..
Belirgin bir neden olmadığı halde gün içinde aşırı uyuma haline hipersomnia deniliyor. Bu uyku bozukluğuna yol açan en önemli nedense uyku apnesi denen bir hastalık. Erişkin kadınların %2'si ve erkeklerin %4'ünde görülen uyku apnesi kişinin hayatını tehdit eden boyutlara varabiliyor. Uyku apnesi genellikle çok horlayan kişilerde görülen bir rahatsızlık. Eskiden, uyku apnesinin orta yaş ve üzerindeki kilolu kişilerde olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan araştırmalar çocukların %3'ünde ya da zayıf kişilerde de bu hastalığın olabileceğini gösteriyor. Bu hastalıkta, uyku sırasında solunum kaslarındaki gevşeme ve hava yollarındaki çökmeye bağlı olarak kişi bir süre nefes alamıyor. Hava yollarındaki çökmenin temelinde kan oksijen düzeyinin düşmesi yatıyor. Kan oksijen miktarını yükseltmek için sık sık uyanıyor ve gerekli havayı teneffüs ediyorlar. Saatte 100'e varan uyanmalar olabiliyor. Bu nedenle uyku apnesi olan kişiler derin uyku evresine hiç geçemiyor. Bu uyanmalar kişi tarafından fark edilmese de, ertesi gün uykuya meyili artırarak kendini gösteriyor. Uyku apnesi ani kan basıncı yükselmelerine yol açarak uykuda kalp krizi riskini artırıyor. Gece uykusunu alamadıkları için bu kişiler gün içinde sürekli uyukluyor ve çeşitli kazalara yol açabiliyorlar. Bu nedenle uyku apnesi olanların gün içinde araba kullanmaları de oldukça sakıncalı. Bu hastalığın tedavisi çok kolay değil. Genellikle aşırı kilolu kişilerde görüldüğü için ilk yapılması gereken, kilo vermek. Uyku öncesi alkol ya da sakinleştirici ilaçların kesinlikle alınmaması gerekiyor. Uyku sırasında hava yollarını açık tutabilmek için genellikle bu kişilere bir maske yoluyla basınçlı hava vermek gerekiyor.
