gözümü ilk açtığımda "nerdeyim ulan? bura nere?" olayım oluyor. durumu idrak ettikten sonra, popomu kaşıya kaşıya ".mna koyayım yaa yine sabah olmuş" naralarıyla güne merhaba diyorum. bir süre, aklıma gelen türlü türlü mevzuya daha sövdükten sonra kendime geliyorum. ardından, bacaklarıma iki şaplak atıp ağdam gelmiş mi diye bakıyorum. gelmişse gelmemiş gibi yapıyorum, gelmemişse iki şaplak daha atıyorum. sonra çişim, miskin hareketlerime biraz hız kazandırıyor ve çapaklarımı sile sile tuvalete gidiyorum. klozetin üzerinde tavanı, yerdeki mermerlerin şekillerini inceleyip vakit öldürüyorum.
bende çok isterdim; şişmemiş bir suratla dinç bir şekilde uyanmayı, uyandığım gibi sevgilimi düşünmeyi, etrafa gülücükler saçıp "ehe ne kadar güzel bir gün" demeyi. enerjiyle yatağımdan fırlayıp duşumu almayı, kahvaltımı etmeyi, her sağlıklı insan gibi "ne giysem" tribine girip hayat dolu bakışlarla sokağa fırlamayı. ama olmadı, olduramadım. mal olyorum, allah böyle yaratmış. uyumak ne güzel şey yarab!
ortaokul zamanlarıydı. damaklı tel takıyordum,bu çıkabilenlerden. sürekli taktığım zaman, özellikle geceleri, dişlerim çok ağrıyordu. neyse bir sabah uyandım esnedim falan, bir an ağzımda bir rahatlık olduğunu fark ettim. yataktan deli gibi sıçradım. tel yoktu ağzımda. bir süre mal mal oturdum yatakta nasıl yani diye ve sonra yastığı kaldırmamla neyin ne olduğunu anladım. ağrıdan teli çıkarmış yastığın altına koymuşum. geri takmadan önce baya yıkadım tabi. *
Maltepe'den kalkip, 9'daki toplanti icin ikitelli'ye giden bir beyaz yakalinin hezeyanini simgeleyen hareketlerdir.
Hayir, gittim patrona gosterdim bunu, abi bak boyle boyle, haftanin ilk gunu bu saatte toplanti olunca bende sabah ortam boyle diye. once haykirarak guldu, sonra verdi yarin icin bursa yolculugunu, uc tane toplanti var bi bursa yap dedi. Boyle de calisaninin bekasini dusunen bir insan iste sagolsun.
haftasonları evdekilerden biri kaldırıyorsa, rüyanın etkisinden çıkamayarak, kaldırmaya çalışan kişiyi rüyama dahil etmeye çalışmam. "anne aslan var orada aslan dur"