çok garip rüyalardır. bunun bir de şey versiyonu var, en azından bende: alarm çalıyor veya çalmadan uyanıyorum, telefona bakıp saati gördüğümü düşünüyorum. saatin kaç olduğu gözümün önüne geliyor ama bir anda gelen bir ayılma ile aslında hiç saate bakmadığımı fark ediyorum ve genelde çok alakasız bir saat oluyor gerçek ile hayal olan.
sibel alaş'ın şarkısına konu ettiği rüyalar; "uyandığımda yalnızca başını hatırladığım ve asla sonuna kadar gidemediğim bir adam var düşümde/düşümde bir adam var; benim mi bilemediğim......"
pardon sibel alaş, başını hatırlıyormuş rüyanın, bizim başlığa konu olan rüya ise hiç hatırlanmayan rüyalardı...
uyurken güle oynaya yaşananların uyanıldığında yok olduğu rüyalardır.
ne gördüm kimi gördüm diye düşünür durursun fakat bir türlü bilemezsin neyi ya da kimi gördüğünü. içinde garip bir sızı kalmıştır rüyadan geriye bir de hiç durmadan akan bir nehir... hatırlayamamaktan ziyade, gördüğünü unutmaktır sana koyan...