uyanık rüya

entry3 galeri0
    3.
  1. uyanık rüya vakasında, dış dünya ile iç dünya, algılar, ve güdüler, kamusal bir hayal dünyasının sahnesini oluşturur. böylece uyanıklık halinin de bir tür rüya olduğu söylenebilir.
    3 ...
  2. 2.
  3. 1.
  4. Şekspir “biz rüyalarla aynı hamurdan yoğrulmuşuz” der; kezâ şair “gözü açık rüya gören”dir.

    islam hikemiyatının birçok fikir adamına göre bu alem rüya’dan ibarettir; “insanlar uykudadır, öldükleri vakit uyanırlar” hadisinden yola çıkarak bu meyanda bir sürü esaslı fikir serdetmişlerdir. Rüya tabirlerinin bugün ayağa düşürülmüş olması esasen ayrı bir ilim dalı olan rüya bahsini ve etrafındaki edebiyata “saçma” yahut “boş” gözle bakılmasına sebeb olmuştur...

    hayatı da bir rüya olarak gören islam hikemiyatçıları bu sebebten rüyalar gibi hayatın kendisini de yorumlamış ve vuku bulan hadiseleri de bu manada “hayr”a yormuşlardır. Nitekim, islam kültür ve geleneğinin hakim olduğu toplumumuzda vakitsiz olarak isimlendirebileceğimiz hadiseler üzerine “hayırdır inşallah” “hayrolsun” gibi yorumlamalar halk ağzında hâlen canlı bir şekilde yaşamaktadır. Esasen bu tepkinin çıkış noktası “hayatı da bir rüya” sayan bir kültür geleneğinin yorumlama tarzıdır.

    Buna parelel bir husus olarak mesela Necip Fazıl bir Şiirinde “gözsüz görüyorum rüyada nasıl” der; yani biz hayatın normal kaidesi icabı “rüya gördüm” deriz, görme fiili göze ait ise rüya’yı nasıl görmekteyizdir; bazı islam alimleri bu sebebten görme fiilinin esas yerinin kalb olduğunu, gözün görme hadisesinde buna aracılık ettiğini, aksi durumda şiirde de söylendiği gibi “gözsüz” rüyanın nasıl göründüğünü söylerler.

    Nitekim, mecaz yönünden bakılırsa gözü olan herkes “hakikati, gerçeği” göremez; görme fiilinin direkt, dolaylı başka hususları olsa da mesele başka konu başlıklarına sarkmaktadır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük