uyandığın sabahın mesai günümü yoksa tatil günümü olduğunu anlamaya çalışmak ile geçer. tatil günüyse malum yerdeki kurtlar rahat vermez kalkarsın yataktan. mesai günü ise 5 dakika daha yatayım diye panda gibi döner durursun yatakta..
aynen şöyledir. Kalkayım ya iş var bu gün erken kalkıp elime yüzüme bakayım (yastığa bakılır) dur len 5 dakika sonrada yaparsın bunu akşama kadar yorulcan yat yat.
tüm hayatı sorgulayabildiğin süredir. kimim neredeyim ne yapıyorum neden yapıyorum ne yapacağım neden yapacağım gibi düşünceler ile el yüz yıkamaya gidersin. el yüz yıkanınca taşlar yerine oturmaya başlar ufaktan gözün saate takılır geç kalmak üzeresindir sağlam bir küfür sallar üstünü başını giyinirsin hızlıca.
Birinci dakika: gözün açılmasıyla birlikte ağızdan gelen iğrenç tadla birlikte "bok mu yedim bu ne ya" diye içinden geçirme.
ikinci dakika: hala hayatta olduğuna dair kasılma gevşeme esneme.
Üçüncü dakika: tavanı seyre dalış.
Dördüncü dakika: Günün muhasebesi.
Beşinci dakika: Annenin kalk artık naralarıyla birlikte okula edilen küfürler.
Yağmurlu ve serin gecelerin sabahında çok zorlar. O saatlerde Gözlerini açmak kilitlenmiş kasayı açmak kadar zordur. Bir beş dakka daha uyuyum derken çoğu kez öğleden sonra 4 5 gibi uyandığımı hatırlıyorum valla. Uyanınca şu ilk 5 dakikalık lanet uyuşuk dilimi yenebilsem hayatımda çok şey değişcek eminim.
Önce tavana bakıyorum sonra kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum.
Sonra küfür ederek kendimi ayağa dikip ayılmaya çalışıyorum.
Uykudan biri beni uyandıramaz kendim uyanıp sakinleşmem lazım.
En son bıçakla kardeşimi kovalıyordum benim beyin orada gitti.