kemalistlere, ataturk'e dedikleri icin cok kizdigim yazar. bulunca tekme tokat dalmak istiyorum, bir de beddua yolluyorum; basur olursun da , ameliyatina zenci doktor girer insallah. *
savunma mekanizmam devreye girdi, kufredecektim ama beddua edeyim dedim.
"bugüne kadar dünyaya gelmiş en insanüstü kişiliktir kendisi. hakkında yazmaya başlarken bile cümleleri bir araya getiripte doğru düzgün konuya giremediğim atamız, yüce insan. kendisine o kadar şaşırıyorum, o kadar anlamak istiyorum ki..." cümlesini okuduktan sonra sanır ki o gençliğin düşüncesi. o sadece bir kişinin düşüncesidir. ayrıca bugün cumhuriyetin emanet edildiği ve o cümleyi yazan aynı genç yazının devamında acaba ata'ya özlem mi duymuştur, kurulan ülkenin bugünki halini mi eleştirmiştir yoksa c hiçbiri midir?
aksam aksam 'lan kime salca olsamda sükse yaratsam, söyle herkes beni konussun, kahraman ilan etsin ' diye monitöre kafa atan bünyelerin saldirisa ugrayan yazar.
öncelikle ağlamak noktasına takılmasını (bkz: atam atam diye diye aglamak/#4148313) ile açıklamak gereken kişi. asla ama asla tüm bunlara patlak veren (bkz: mustafa kemal ataturk/#4148228) yazıda ortadaki kısma takılmamıştır. işte hayret verici olan budur. ad önemli değildir. bugün mustafa kemal olur, yarın bülent ecevit olur. önemli olan sonuçtur ve içinde yaşamaya çalışılan ülkenin özetidir. ama sanırım kendisi için bu önem taşımıyor. çünkü o orada sadece bir isme takılmış ve hemen oraya odaklanmıştır. madem bazı konularda yemin etme gibi gerekliliği yoktur (ki birşey adına yemin tazelemek cümleside çok komiktir) çamur atma, dalga geçme ve sindirememe gibi gereklilikleri hangi akıl ve mantık çerçevesine sığdırıyordur? merak edilende budur.
öyle tarih arenasında bir dönem boy göstermiş ve perdeden çekilip gitmiş insanlara takılıp kalmayan. o daha çok soros amacanın oluşturduğu genç siviller ile tarih yazmaya çalışan bir feylozoftur vessellam.
birazdan arkadaşları da gelir yardıma: " şöyle iyi yazardır, böyle ayar verir..." tadında destek mesajları yazarak büyük feylozofmuzu kant'ın kendi aklını kullanan soros destekli genç sivilini göğe çıkarırlar. ha haluluya ha halaluya...
sorunlara kendi aklı ile çözüm getirmeye çalışan bir insandır. akıldan başka rehberi yoktur. bir de aklın doğurduğu bilim... öyle tarih arenasında bir dönem boy göstermiş ve perdeden çekilip gitmiş insanlara takılıp kalmaz. o tarihi sadece ibret alınacak bir bilim dalı olarak görür. iskenderler, cengizler, fatihler, napolyonlar, sezarlar, rüstemler, alparslanlar... vs. onun gözünde tanrı değildir. onlara aşk derecesinde bağlı değildir. ara ara onlara karşı bağlılık yemini tazelemez. onları tarih sahnesinde bir dönem oynamış (hakları var iyi oynamış...) aktörler olarak görür.
ağlamaz.
'atatürk'ü aşşağılamaya çalışan nice insandan sadece birisiymiş onu görmek yetmediği gibi, atatürk üzerinden toplum eleştirisi yapılan bir yazıda bile sadece başlığa takılarak algıda seçiciliğini ve aslında belkide o 'ortada' yazan uzuuun kısmı kabullendiğini görüyoruz.
"bir"den çok kişinin inandığı bir görüşü eleştirirken o görüşe inananlara "militarist, elitist, güruh " gibi yakıştırmalar yapıp kendisi hakkındaki "haklı" durum tesbitleri ile yüzyüze gelince hakarete uğradığını iddia eden yazar. maruz kaldığın küçük bir yaradır. o yaraya bakıp artık daha adaplı yazarsın. bu da senin kazancın olsun.
bugün sayısız hakarete maruz kalmış yazar.
hayatta gördüğüm herhangi bir vakıa için ansiklopediler mi hatmetmem lazım?
örneğin "alışveriş yaparken tezgahtara artıst artist bakan bir kokona" gördüğümde bu tespiti yazmak için önce bu konuda master mı yapmam gerekiyor?
ben gelirim ve gördüğüm tespiti yazarım. senin de eğer bu konuda bir bilgin varsa yazarsın yoksa işine gücüne bakarsın. bana cahil demek hakkını vermez bu sana. kaldı ki cahil olmam seni ilgilendirmez. hoş alim olduğumu da iddia edecek kadar cahil değilim ya. biliyorsan bir zahmet beni bilginle ez. hakaretlerle küçülmeyin karşımda.
önemli not: ulusalcı kelimesinin tdk da olmadığını iddia etmek; ödp dezenformasyon ve propaganda üyelerinin sık yaptığı bir ezber hatasıdır. 2004 yılından bu yana mütemadiyen bu hatalarını ellerine vermekte ve bundan son derece keyif almaktayım. "ulusalcılık" kelamı tdk örütbağ sözlüğünde her daim bulunan bir kelimedir; kaldı ki 1946 basımı tdk sözlüğünde dahi bulunmaktadır. açılır, bakılır.
bilmediği konularda fikir yürüttüğü ve yazdıklarından da anlaşıldığı üzere fazla kitap okumadığı göz önüne alınırsa ulusalcılığın türk dil kurumunun sözlüğünde geçtiğinden haberinin olmaması da doğaldır. bu yüzden yalancı denmesi ağır bir tanımlama bence. üste kendisi hakkında yazdıklarımdan aslında ne olarak tanımlanması gerektiği ayrıyaten tartışılabilir.
birilerinin canını çok fena acıtmış yazar. doğrular tokat gibi çarpınca yüzüne böyle oluyor işte. adama ne yazsak eksileniyor. sözlüğün iyi yazarlarındandır kendisi.
iyi bir yazar, okunursa okuyan bir yazar olduğu da görünür. bunu belirtme ihtiyacı hissettim; çünkü aramızda sözlükten başka bir şey okumayanlar var, belki ders alırlar.
içerisinde bulunduğu ampülik görüşü çok iyi temsil ediyor.
akp atatürk'ün sadece muasır medeniyetler seviyesine çıkma lafını ağızlarına nasıl dolayıp, canım işte aslında atatürk'ün yolundayız mesajı verip de arkadan dümen çeviriyorlarsa bu bahsi geçen ampülik görüşün sözlük temsilcisi de hayatta en hakiki ilim bilimdir fendir lafından faydalanarak atatürk'ün sözüyle ona karşı gören gözler için açık, görmeyenler için gizli bir saldırıda bulunuyor. neymiş, atatürk'ü abartıyormuşuz.
"bağımsızlık benim karakterimdir." buna da bir gün atıfta bulun.
"efendiler,
avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenîleşmesine karşılık türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisinde yuvarlana durmuştur. artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. halbuki hangi istiklâl vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!"
