uzun gecelerimdeki sığınma limanım onlar, lazım olduğu her zaman yanı başımdalar. uludağ sözlük yazarlarından bahsediyorum. dünyanın en özgür ruhlu insanlarından. ansızın çıkıverdiler karşıma, aniden. ğ harfi ile başlayan kelime bulamama rağmen, seviyorum ben onları, sevildiklerini bilsinler. özlüyorum onlarla olmadığım zaman onları, zaman geçsin istemiyorum onların yanındayken. lazımlar hepsi bana, hep dursunlar yanı başımda. ülkemin canım insanları, siz sevgili yazarlar, kırsanız da bazen beni, kırıklıklar çabuk biter. yaz gelir, unutulur sıkıntılar, üzüntüler. ama bazen oluyor arada sırada kavgalar, zaman geçiyor sonra, kayboluyor kara bulutlar. artık alıştım size, kopmak zor olsa gerek. rahatınıza bakın siz, şiir birazdan bitecek. lazım bana 1-2 mısra daha, sonra sona erecek. artık sona erdirmeliyim bu şiiri. rahatsız ettiysem affedin siz beni. ışık hızıyla kaybolayım, bitireyim entryi.
7 gün 24 saat seviyorum seni. quzm chok tatlsn sni sheqer shey seni. varlığınla inan şenlendi buraları takip ediyorum sürekli topluyosun artıları 6 üstü xp ile ilgili bir nick almışsın. tepki üstüne tepki çektin sanki trollük yapmışsın. 2 de bir sol framede seni eleştirip durdular 7 kere üst üste eksi bile vermeye kalktılar. 3 olumlu nick altı girdim beni de eksi manyağı yaptılar. 8 entry ile yazar olunur mu diyenler, word programını bilmeden hackerlığa girişenler, reva mıdır sana anlamadım ki senden ne isterler. karanlığıma güneş gibi doğan gözlerin. jilet gibi keser soluğumu ayar veren sözlerin bir an olsun aklımdan çıkaramam. o nasıl bir nick. yüreğim dağlanır dayanamam eğer olursan silik. korkum yok uuserlardan ya da yetkililerden. riskse risk. açıklıyorum: daha seksisin moderatörlerden. fenerbahçe deki bir alex gibisin. quaresma halt etmiş, küt saçlı guti gibisin. xp dedin, format dedin, aldın herkesin aklını. vaudeville for vendetta bile teslim etti hakkını. kur sistemini pc me, itiraz edersem dilim şişsin. 9 canlı kedi olsam dokuzu da o anda yitsin. 8 i yedin iflah olmadın yönetim.. allah belanı versin.
onu özlüyorum, tuza ekmek banarcasına, uzun yollar aştım, zamanı hiçe atarak, lümpenlerle savaştım *, uzak diyarlarda aradım, kısmet değilmiş be gülüm yine sevişemedik.
durdurmaya çalışsalar da, uğruna öldürseler de, lavlara atsalar da, uğrunda defalarca göt kaptırsak da, nihayetinde sevişeceğiz gülüm.
sıcak bir yaz akşamı balkonda otururken, osurdum anlamsız yere, ğ ile başlayamıyordu aşkımız, ufkum kırıldı osuruktan, kısa zamanda sevişeceğiz gülüm.
yattığım yerden bakıyorum sana, al al olmuş yanakların, uyuyordun, tırmaladığın yer kanıyor sevgilim, aslında kanaması umurumda değil, gitti anamın yeni aldığı çarşaf, işin yoksa yıka mına koyim. *.
pilotmont ilotmont lotmont otmont tmont mont ont nt t
ego tavan yaptığı halde, şiirsel yetenek sıfır olunca, böyle bir ucube meydana çıktı. bu arada bana bir akrostfhjyk yapmayan arkadaşları da kınıyorum. *
efendim uuserların nicklerinden siir yazmak deneyiminden sonra , sözlükte sevgi ve saygının daha bir öte seviyelere çıkması gayesiyle atılacak bir başka adımdır .. **
tek tek entrylerini okuyayım demeyin;imkansız her oturuşta 200 entry girer abartısız en çok entry girenler listesinin zirvesinde yanlız
kaç defa dedim,git dersine çalış diye eline ne geçiyor sanki,ne gerek var bu kadar entry ye ne mümkün efendim,dinletemedik sözümüzü kimseye en iyisi bırak sözlüğü de,başla artık anatomiye .. *
harikalar diyarındaki tavşan gibi sevimli,
aynaların arkasındaki melek kadar gizemli
resmi çizilen bir rüya kadar bulanık
ipi boynundaki mahkum gibiydi halim...
kasvetli bir dokunuşla titrerken bedenim,
aslında istemiyordum hayallerimin gerçek olmasını
lâl olan bir körün gözleri kadar güzel değildi gözlerim
afâki bir ışığın aydan süzülen yansıması kadar bulanıktın sen
rollerin olmadığı bir tiyatro oyunundaki figurandım adeta..
dakikalar azad olurken saatlerin hapsinden,
imgeler dökülüyordu bir bir zihnimden
yükselip alçalamayan bir şahin misali
aşağıdakilerin aşağılık suratlarını görmek istemeden..
ayrılmak istemiyordum gökyüzünün karanlık buğusundan..
ressamın parmaklarındaki fırçaya bağlıydı kaderim
ıskalamak imkansızken şu manasız ve suratsız kalbimi
neşterle parçalanarak kediye vermek isterken ciğerimi...
dipsiz kuyuda mahsur kalmış farenin dileği,
aslanın kükremeden önceki son nefesi,
keşke der gibi bakan o gözlerin masmavi
iklimsiz mevsimdeki ışığı olmayan bir güneş yakıyordu tenimi
tepkisiz kalmış gözlerim,
amâ olmuş bir kalbin
vakitsiz bir sevişmenin
şarkısı çalar her daim gözlerinin..
aramadan bulunan bir aşkın,
nâmesiydim son hecelerinin...
nasılsın? nasıl gitti? uyuz musun sen de kaşınır mısın artık lavaboda.. evlenmişsin nasıl oldu erişebildin mi sonunda raftaki reçel kavanozuna.. bombokum ben hep aynı şeyler işte ağrısız kulak delimi, yalan, dolan cıyaklamalar.. iğrencim evet