kesinlikle haklı bir önermedir. ayrıca da söz konusu entry hızla alacağı ekşilerden bunu ispatlayacaktır çünkü bu yazarlar kendilerini bilip üstlerine alınacak hemen ekşileyeceklerdir.
neyse açıklamaya geçelim :
bazı örneklerle yola çıkmak istiyorum, ve örneklerimi sınıflandıracağım.
a) memleketin hayrına zerre teknik bilmeyenler :
bu grup, " sözde ermeni soykırımı" yazarken ve aynı zamanda ermeni soykırımının olmadığını bile bile, oradaki sözde kelimesini yazması gerektiiğini bilmeyenleri içeriyor. zira bu konudan bahsederken, kilit niteliğindeki bu kelime bir aydın/sözde aydın bir türk genci tarafından bile unutuluyorsa, kimsenin siyasilere kızma hakkı olamaz. önce tanımları ve tabirleri iyi öğrenmelisiniz sayın uuserlar. adamı bıktırıyorsunuz.
b) bir gerçeğin dillendirirken, öneme göre değil de, sikine göre sınıflandırma yapanlar:
efendim bu grup çook daha tehlikeli bir gruptur, zira bunlar siyasetten zerre anlamayan sürüler olup, bir siyasi olguyu sınıflandırırken veya tanımlarken konunun önem arz eden yerlerinden başlayarak değil de, çarpıtarak kendi işlerine gelecek kısımlarından başlayarak tanımlarlar. mesela "doğu türkistan" ve "kürt bölücülüğü" konuları. burada elbette ki türkiye cumhuriyeti çin denen yandan yemiş komunistler, pkk ya destek vermesin veya verecek diye korkmaktadır, ancak burada daha önemli olan bir şey vardır ki o da çinin ekonomik gücü ve doğu türkistandaki kaynakların çin için önemi, ancak söz konusu yazar grubu o kadar aymazdır ki bunu farkedemez, farkettirene de, tükürdüğünü yalamamak adına boş konuşuyorsun der. (bakın bende yaptım, sırf komunistleri sevmiyorum diye, onlara küfür ettim, neden mi? lan anla diye...)
c) söven yazar grubu.
bu eblek yazarlar, gün içerisinde kendilerini rahatsız eden kimi etnik\siyasi\dini mevzularda sözlüğe gelip, o konular hakkında zerre teknik bilmeden, sırf yüce mevlam, varlığına hayran olduğum, aşık olduğum allah'ım yetenek dağıtırken onları da unutmadı diye, bu hünerleri utanmadan, söz konusu konularda tez yürüttüğünü sanarak, küfür etmekle vakit geçirirler. bu haşeret-ül adem'e söyleyecek sözüm yok. istanbul türkçesi kifayetsiz kaldı, adana'ya buyurun...
d) bayan yazarların büyük kısmının feminist takılması,
işte entry nin bokunun çıktığının resmi buradadır, sırf erkek yazarlar bayanlar ile ilgili bir tepki verdiler diye, örnek olarak "sevgilinin bakire olmaması sorunsalı" gibi bir başlıkta, hurra girip hemen bir bakınız yapıştırıp, çokta matah bişe yaptım sanmaktadırlar, bakınızları da öyle acizdir ki, eminim havva ana görse yapraklarıyla gülerdi, buyurun bakınıza "sevgilinin bakir çıkmama sorunsalı". bu kadar mı senin aklın şaşırıyorum açıkcası.
şimdi bu son maddeye siyasetle ne ilgisi var diyen angutlara yalvarıyorum hesaplarını sildirsinler veya onlara benden 48 ayar bir entry, ama şimdi değil.
son maddemiz de tabii ki;
e) sırf karşıt görüş diye ekşilemek, ayar vermeye çalışmak, ve/veya özeleştri yapamamak:
bu grubu bir araya getirdim, zira ikisinin birbirinden quark kadar farkı yok. şimdi şöyle bir örnekle başlayalım ; akp'den tiksiniyorum, ancak varsayalım ki akp iyi bişi yaptı, bu eblek yazar da bir baktı akp hakkında iyi bişi yazıyor, ancak kendi de bunun iyi olduğunun farkına varacak, lakin düşünce kanallarında kan yok irin var, bu yüzden okumuyor, akpiyilik, kavramlarını görüyor direk ekşiyi basıyor, bir de bunun akp yanlısı versiyonu var, ondan daha çok tiksiniyorum çünkü ben de deminki gruba giriyorum, önyargılıyım (artık); bu akp yanlıları da, mesela bilgi içerikli bir şekilde, bariz ortada olan iktisadi akım şemalarıyla akp'nin mali politikası "eleştri" almış. bu angut o kadar angut ki, önce eleştrinin anlamını bilmiyor, sonra önyargılı ve daha kötüsü onun düşünce kanallarında irin değil meni var, zira tek derdi başörtüsü... geçelim...
özeleştri yapmamak konusunu da net özetleyen durum ise şudur, yine mesela "emo" başlığında, "emolardan tiksiniyorum ama biz de zamanında aykırıydık, dışlamayalım" demişiz... bunu okuyan süzme o kadar süzemiyor ki burada ki yapıcılığın farkında değil, kendinin de farkında değil zira o emolara küfür eden ve sokakta sırtında balta gibi bir gitar, kollarında conanınkiler gibi bileklikler ve aslan yelesi gibi saçlarıyla kapkara dolaşıyor. ulan ondan farkın ne? a benim süzme metalcim. sokayım müziğine...
evet sayın okur-yazar topluluk, o kadar farkındayım ki hemen hemen hepimizin bu sözleri üstüne alınması gerektiğini, şu an laf sokmuş olmanın değil ama, belki size bazı gerçekleri göstermeye çalışmış olmanın dayanılmaz hafifliği ile uçuyorum, bu lafı da sizden öğrendim, zira ben uçma bilmiyorum.
kendini ispatlamış önermedir, zira zatım süratli bir şekilde okuma becerisine sahip bir bünyeye sahiptir, ve entry yi gönder dedikten hemen sonra okumaya başlamıştır, ancak bitirdiğinde dönmüş iş bu entry yi girmiştir. bu da borcu adlı, yaşamsal tespit yapan, sazan avcısının ne kadar haklı olduğunu göstermektedir. değil mi çiçeğim...
herkesin siyaset bilmek, okumak ya da bunu hatim etmek gibi bir zorunluluğu yoktur.
ha bilmesi onun faydasınadır, etrafında konuşulanlardan hiçbir şey anlamamaktan ve ezik kalmaktan iyidir, orası ayrıdır.
hoşlanılmayan siyasi entryler giren yazar hakkında kısaca bilgi toplayıp, ardından sırf bu kimlik kendisine ters deyu, kötü oylayıp, siyaset bilmediği için de tutup sebeb-i seri ekşisini belirtemeyenlerin de içinde bulunduğu önermedir.
aynı zamanda, siyaseti zaten bilmeyen&ilgilenmeyen grup bu grubun bir bakıma dışında tutulabilir, zira bu grup yorum yapmamakta, hoşlanma veya sevme gibi duygular beslememektedirler. işbu eleştriler de tamamen siyaseti bildiğini sanan davul derilerine olmalıdır. zira çok ses çıkaran içi boş doğa harikalarıdırlar.
not: başlığa birden fazla entry giren başlık sahibi ile ilgili ayar olma ihtimaline karşı da, moderasyondan tam izinli haraket ettiğimi belirtmek istedim, merak edenler elden gelebilir.
hmm. ilginç tabii.*
siyaseti zerre kadar bilmek bir kişi için zorunluluk değilde, türkçeyi zerre kadar bilmek bir zorunluluk olarak algınabilinirse daha iyi olur kanımca.
sonuçta siyaseti zerre kadar bilmek için, türkçeyi zerre kadar bilmek gerekir.*
apolitizmden şikayet eden cümle. lakin şöyle bir şey var başlığı tanımlayan şimdiye kadar yazılmış en uzun giride bildiğin apolitik lan. bende dedim mınako ne yazmışlar falan adam girmiş ilkokul kitaplarından bitirmiş lisede. ben bilirim, yalarım, ezerim havalarında bir de demiş özeleştiri yapmamak işte ben buna katılıyorum ama gülmekten. az bir aynaya bak be gülüm.
misal:
ermeni soykırımına sözde yazmıyorlarmış falan. e be gülüm sen daha ders kitaplarında bu tartışmayı koyamamış , olayı tabulaştırmış, tartışmamış, vardır diyeni hapse atmışsın sonra da takıldığın yer başına sözde yazalım mı yazmayalım mı?
kızların feminist olması: e anam kızların bakınız vermesi kanına dokunduda orada sevgilinin bakire olmaması sorunu gibi; kadını cinsel objeye indiren, vücudunu tanımakla başlayan kadın özgürlüğünü siklelelem başlık seni hiç mi rahatsız etmez politik bünye.
sadece politika teorisi bilirsen ne olur ahanda böyle odunlaşır insan teoriyi pratiğe dökemez sonra çemkirir. ne diyelim dostlar başına.
Bu örnekte görüldüğü üzere birden fazla unsurun da birbirine benzetildiği olur. Hatta özellikle birden fazla unsur arasında yapılan edebî sanatlar vardır."
ebedi sanatlardan alıntıdır.
buna dikkat çekip, ilginç bulanların da, -de, -da ekini ayırmayı bilmemeleri çok daha ironik bulunmuştur.
siyasetten çok anlamayı sürekli bu mevzu üzerine tartışmakta sanan bünye yanılgısıdır. uuser dediğimiz za'atı muhteremler bir ortalamanın üzerinde olan insanlardır. cahal köylü değildir. köylü cahaldır demiyorum; cahilin köylüsü değildir diyorum. Nitekim her aklı başında olan bünyenin bir siyaset anlayışı; bir hayat görüşü; oturtmağa çalıştığı bir felsefesi vardır. Şimdi bir siyaset tartışmasını ele alacak olur isek; taraflar sürekli bir üste çıkma çabası içindedir. hatta tartışma o kadar alevlenir ki; taraflar birbirlerine sorular ile cevap vermeye başlar. birbirilerine üstün gelinceye kadar hafızalarındaki bilgiyi zorlarlar. bir süre sonra tartışma ideoloji tartışmasına kayar. döner durur muhabbet 80 li yıllarda 70 li yıllarda. Baktılar yenişemiyorlar daha fazla bilgi gerektirecek meydanlara inerler. Bir kısır döngü düşünün. Bu gereksiz muhabbeti bir bünyenin sevmesi için egoist olması lazım. Sanki karşındaki cahil hiç bi bok bilmiyor; kendi savundukları kusursuz doğru imiş gibi onu taparcasına savunuyor. bir görüş %100 de yüz doğru oluşu imkansızdır. her zaman bir açıdan üstün gelen başka bir görüş vardır. bir görüş var ise onun tersi de vardır. tersi varsa farklı düşünen iki insan da olur. farklı insanlar olduğunda biri azınlık olur; azınlık olduğu yerde de anarşi olur. sen bir kaleme kalem dersin; senin dediğin gibi diyen olur, ' o bir tahta parçasıdır' diyende. Senin yapman gereken; kendi kafana yetiştiriliş şekline göre uygun gördüğün ideolayı kafana oturtman; sonra da seni temsil edebileceğini öngördüğün kişiye oyunu atman. He çıkıp aysun kayacı gibi düşünür; kendini çok biliyorlar sınıfına koyarsan çok tokat yersin. yada kendin gibi egoist kişilerle sidik yarışı yaparsın.
(bkz: kendini bir an için uuser sanmak)
apolitizmin anlamını bilmeyenlerin iki kere okuması gereken, hala anlamıyorsa içmesi gereken önerme, zira kişi kişiye, "tırnağı ol" diyorsa, ilk kişi yeterince politiktir.
örneklerimizdeki nüansnlar bir yerlerden anlaşılırsa cevap vermek daha doğru olur, ancak hoşuma gitti lan, sınıflandırdığım adam bir de gelmiş kafasına göre cevap veriyor.
şimdi, sözde ermeni soy kırımına, sözde yazmayanlar hakkında verdiğimiz örnekte biz, ermeni soy kırımını reddeden ve bir de üstüne reddettiği şeyi, söyleminde dikkat etmediği için politik olarak kabul etmiş olan öküzlere dedik, yani vardır yoktur tartışması yapmadık, zira o konuyu özetleyen binlerce örnekten sadece biridir. yani özeleştri derken diyoruz ki, a be öküz, ermeni soy kırımı yoktur diyorsan, sözde yaz, vardır diyorsan yazma, zira sen yazarsın dikkat etmen gerekir. bunu yapmazsan ve okuduğunu anlamazsan da bunu yapan gruba girer, haşeret-ül adem olursun.
feminizm ile ilgili de dedik ki, feminizm bir siyasi görüştür, ve işbu örnekte de görüldüğü gibi bu görüşü temsil eden öküz kızlar, kıt bilgileri ile cevap verirken, o konuya ancak bir bakınız vermekle ve verdikleri bakınızda da saldırmakla kalıyorlar. yani biz onlara görüş bildirin ineklerim, verdiğin bakınız bir saldırıdır, saldırarak savunma. dedik, ancak bu da götten anlaşılmış zira biz bekaret ile ilgili bir düşüncemizi ortaya koymadık.
"ayrıca tırnak sensin, komunist de götüne girsin", dersem şimdi, görüşünü saldırarak veya ekşi verip saçmalayarak gösterenin yerine geçmiş olur ve özeleştri yapmamış olurum, bu yüzden orda dediğimi tekrar açıklıyorum, anlamayana rusça sözlük vereceğim ;
dedim ki, kısaca "komunist ideolojiyi ve bünyesindeki uşakları sevmeyen zatım, onları haklı bulduğum bir entry de onlara artı oy vermekten çekinmez, zira adamın kendisine karşıyım diye fikrine de karşı olmak zorunda değilim önce okumalıyım.
tırnak olanların başlığı. tırnakğı ol demişim hoşuna gitmemiş sen seç beğen neresi olmak istersen tabi ama bence uyarılınca büyüyen organlar olabilir. *
ha biz de nen dedik var ya da yok mu dedik. elin cahilliğini sorgulayacağına kendi yaşadığın dünyaya bak dedik. madem politiksin illa konu ermeni soykırımı olacaksa önce kendinden başla kendini özgürleştir dedik. tartışılamayan bir yerde varlığına yokluğuna nasıl karar verdin onu da daha sonra mehmet ali birandla tartışacağım. ona da çok gülüyorum çünkü.
e feminizmde ne dedim. dedim ki adam hayvanlık yapmış uzun uzadıya anlatsınmı bak arkadaşım böyle böyle diye? bu başlığı açan adama ne diyebilirsinki ayrıca çok söz söylemek midir önemli olan yoksa çaat diye bir bakınızla cevap verebilmekmi? tekrar soruyorum ne desin kız adama senin komunistlere kufur etmediğin benim sana apolitiklerde sana girsim demediğim gibi bir cevap vermese de küfür mü etse? konuşulacak insan var konuşulmayacak insan var.
komunist ideolojiye sahip insanları sevmem ama düşüncelerini sevebilirim. bunun için rusça sözlük istiyorum. ben sana bir sözle karşılık vereyim biçim özün aynasıdır.adamı neden sevmiyorsun fikirlerinde ötürü ise adamın fikirlerini nasıl sevebilirsi? tipinen dolayı ise dediğim gibi öz biçimin yansımasıdır. davay davay, nazdrovya.
bu arada ruslar da insan ne oldu anlamadım kötü anılar mı var.( saldırmıyorum valla arkadaşça soruyorum. destek için)
toplumsal yaşamda siyasetin yok edilmesiyle birlikte oluşan yeni insanın, son dönemlerde tekrardan yaşamına siyaseti dahil etmesiyle gelişen olgu. aslında doğru bir açıdan bakılırsa önermeyi yapacaklar açısından bile bir itirafı da tescil etmektedir. bir bakıma bir itirafın belgeliğini yapan önerme, kendi içinde belli açmazlara ve fasit dairelere gebe olmasına karşın, vurucu, yıkıcı ve taraflarlaştırıcı bir etkiye de sahip.
bir çok toplumda siyset, değişen dünya dengeleriyle beraber uzağa atıldı. siyasetsizleşen toplumla birlikte artık eskiden beri egemen sınıfların uyguladığı baskı yönteminin bir anlamı da kalmamış, göreli özgürlükler dönemi yaşanmaya başlamıştır. göreli özgür ortam içerisinde devinen fikirlerin yapabileceği yeniden doğuşlara karşı ise egemen sınıf elindeki baskı aygıtlarını hep hazır tuttu, hem ideolojik açıdan hem de fiziksel açıdan.
yukarıdakilere karşın bu yeniden doğuş kendini bir biçimde gösterdi fakat derin olmayan, yüzeyde kalan bir biçimde. uzunca yıllar boyunca apolitik bir biçimde yetişen kuşaklar, yeni yeni tanışmaya başladıkları siyasetle, siyasetin kurallarını ve mantığını hiçe sayan bir biçimde siyasetle ilgilenmeye başladılar. bu ise yozlaşmış, yüzeysel bir siyaset yapma anlayışını getirdi.
itiraflar ve genellemeler çoğaştılabilir. örneklerin ise bir noktadan sonra anlamsızlaştıkları doğrudur. bu önermede dahi siyasetin o kalıplaşmış, donuklaşmış, soysuzlaşmış yüzü karşımıza çıkıyor ama bunu engelleyecek olan şey ise fikir hayatındaki yeniden doğuşun kök salması gerekiyor. bunu yapacak öncüler ise dönüştürücü, değiştirici yapıdaki aydınlardır.
bu günlerde geçmişe dönüp, ne kadar haklı olduğumu görmeme sebep olan önermemdir.
ben bile değişmemişim arkadaş. ama fazladan bir f grubu eklenesi görünüyor.
f) imamlık yapanlar
zerre tarih, coğrafya bilmeden, beşeri bilimlere hakim olmadan, görüşlerini dile getirmek yerine, öğreterek bir çeşit "cemaat" liderliği üstlenen insanlardır bunlar. din hakkında hacılardan, hocalardan duydukları zırvalara, siyasi görüş dedikleri bağnaz bir örümcek ağını ekleyerek getirirler insanın önüne. temel veya teori konuşmaya kalksan sana bir iki tanım dahi yapamayacak bu insanlar. her saçmaladıklarında ekşi alırlar, aldıkları her ekşi de de, "Tevbe" çekerek, ekşiyi verenin günahkâr olduğuna kanaat getirip, sağa sola kafa sallarlar. En tehlikelisi ise, verdikleri yanlış bilgilerinin itikatlarında var olan bir günahı tetiklediğini bilmezler.
behyeyt.
not: vakti zamanında baya yanlış anlaşılmışlığımı farkettim ayrıca. iş bu önerme ve bir önceki, apolitik insanlara değil, zerre teknik bilmeden politik olmaya çalışanlaradır.
siyaset öncelikle bilinen bir cihaz değil yapılan bir cihazdır. üniversitelerin siyaset bilimi bölümünden mezun olan bir başbakana ya da bir bakana henüz rastlamış değiliz. sonuçta iyi bir hatip olmak ve boş konuşmak siyaset için yeterli kriterlerdir. hatip özelliğini sözlük formatında gösteremeyeceğimize göre, boş konuşma eyleminide herkes yaptığına göre tüm uuserlar siyaset billiyor. **
