sürekli gerekli-gereksiz tiplerin gelip gittiği, yeni yarışmacıların inek, koyun boku kokuları arasında, iki gruptan birine dahil olup kin ve nefret ortamında yaşayabilmek için neden bilmem on takla attığı, uzadıkça uzayan garip bir yarışmadır. para nelere kadirsin!
yönetmenin resmen '' anti-kahraman siksin sizi'' mottosuyla şahaneler yarattığı dizi.
gerilim-komedi dalında desem çok mu uç tanımlandırmış olurum yahu?
her şeyiyle kendine bağlayan bir ingiliz mini dizisi. özellikle o şarkılar mükemmel yerleştirilmiş diziye. ilk defa böyle güzel ingiliz dizisinin 3.sezonunu çekmeyen ingilizlere lanet olsundur.
ingiliz yapımı bir dizidir. ortası olmayan, ya sev ya terket kafalı dizilerdendir. ya inanılmaz seveceksiniz ya da ilk bölümden sonra rafa kaldıracaksınız. ama eğer ki severseniz kendinizi gün boyunca belirli aralıklarla where is jessica hyde diye dolaşırken bulabilirsiniz.
bir çok ana karakterin ve hemen hemen tüm yan karakterlerin, figüranların tamamının sürekli öldüğü dizi. hikaye muhteşem bir komplo teorisi üzerine kurulu. en üzücü kısmı ise diziyi deli gibi beğenip 2 günde 2 sezonu bitirecek kadar hastası olduktan sonra 3. sezonun devam etmeyeceğini öğrenmek odu. hala bi umut vardır belki?
1. sezonunu bitirdiğim dizi ingiliz yapımı ve Amerikan yapımı olmadığı çekim açısından soundtrack lardan hemen ayırt ediliyor çekimleri çok güzel farklı bir tadı var dizinin. Bence şu deli dana ve domuz gribi gibi virüslerin insan yapımı olmasında gerçeklik payı var.
ingiliz yazar ve devlet adamı Thomas more'un, yaşadığı dönemin sosyal ve siyasal hayatının ne kadar kötü ve ahlaksız olduğunu göstermek için yazdığı eseridir.
kitap önce raphael adlı bir denizcinin ağzından dönemin ingiltere'sinin bir eleştirisi olarak başlıyor. Raphael, sonrasında ise "utopia"yı anlatmaya başlıyor. Utopia'nın güzelliklerini anlatırken, kıta avrupasının kötü yönlerini ortaya koyuyor.
Utopia'da kusursuz bir düzen var. Bu düzenin sağlayıcısı; "ortak mülkiyet". Utopia'da hiçkimsenin özel mülkiyeti yok. Tüm mallar ve eşyalar herkesin kullanımına açık. Öyle ki, evlerin kapısı bile yok. Utopia 54 şehirden oluşuyor ve başkent hariç hepsinin düzeni aynı. Utopia'da makamlar ve mevkiler sınırlı. Çok az sayıda yönetici var ve bunlar kısa süreliğine halk tarafından seçiliyor.
More, tüm sorunların ve insanların kötü duygularının sebebi olarak "özel mülkiyeti" görüyor. Utopia'da özel mülkiyetin olmadığı bir toplumun ne kadar mutlu ve huzurlu olacağını kanıtlamağa çalışıyor.
Değişik komplo teorileri üreten bir dizi. Ilk beş bölüm izledikten sonra aralarda kopukluklar olmasına rağmen gayet akıcı bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Belki de aradaki kopuklukları ileriki bölümlerde kullanacaklardır.
we'd gather around all in a room fasten our belts engage in dialogue
we'd all slow down rest without guilt not lie without fear disagree sans judgement
we would stay and respond and expand and include and allow and forgive and
enjoy and evolve and discern and inquire and accept and admit and divulge and
open and reach out and speak up
This is utopia this is my utopia
This is my ideal my end in sight
Utopia this is my utopia
This is my nirvana
My ultimate
we'd open our arms we'd all jump in we'd all coast down into safety nets
we would share and listen and support and welcome be propelled by passion not
invest in outcomes we would breathe and be charmed and amused by difference
be gentle and make room for every emotion
we'd provide forums we'd all speak out we'd all be heard we'd all feel seen
we'd rise post-obstacle more defined more grateful we would heal be humbled
and be unstoppable we'd hold close and let go and know when to do which we'd
release and disarm and stand up and feel safe
this is utopia this is my utopia
this is my ideal my end in sight
utopia this is my utopia
this is my nirvana
my ultimate