ingiliz yazar ve devlet adamı Thomas more'un, yaşadığı dönemin sosyal ve siyasal hayatının ne kadar kötü ve ahlaksız olduğunu göstermek için yazdığı eseridir.
kitap önce raphael adlı bir denizcinin ağzından dönemin ingiltere'sinin bir eleştirisi olarak başlıyor. Raphael, sonrasında ise "utopia"yı anlatmaya başlıyor. Utopia'nın güzelliklerini anlatırken, kıta avrupasının kötü yönlerini ortaya koyuyor.
Utopia'da kusursuz bir düzen var. Bu düzenin sağlayıcısı; "ortak mülkiyet". Utopia'da hiçkimsenin özel mülkiyeti yok. Tüm mallar ve eşyalar herkesin kullanımına açık. Öyle ki, evlerin kapısı bile yok. Utopia 54 şehirden oluşuyor ve başkent hariç hepsinin düzeni aynı. Utopia'da makamlar ve mevkiler sınırlı. Çok az sayıda yönetici var ve bunlar kısa süreliğine halk tarafından seçiliyor.
More, tüm sorunların ve insanların kötü duygularının sebebi olarak "özel mülkiyeti" görüyor. Utopia'da özel mülkiyetin olmadığı bir toplumun ne kadar mutlu ve huzurlu olacağını kanıtlamağa çalışıyor.
1. sezonunu bitirdiğim dizi ingiliz yapımı ve Amerikan yapımı olmadığı çekim açısından soundtrack lardan hemen ayırt ediliyor çekimleri çok güzel farklı bir tadı var dizinin. Bence şu deli dana ve domuz gribi gibi virüslerin insan yapımı olmasında gerçeklik payı var.
bir çok ana karakterin ve hemen hemen tüm yan karakterlerin, figüranların tamamının sürekli öldüğü dizi. hikaye muhteşem bir komplo teorisi üzerine kurulu. en üzücü kısmı ise diziyi deli gibi beğenip 2 günde 2 sezonu bitirecek kadar hastası olduktan sonra 3. sezonun devam etmeyeceğini öğrenmek odu. hala bi umut vardır belki?
ingiliz yapımı bir dizidir. ortası olmayan, ya sev ya terket kafalı dizilerdendir. ya inanılmaz seveceksiniz ya da ilk bölümden sonra rafa kaldıracaksınız. ama eğer ki severseniz kendinizi gün boyunca belirli aralıklarla where is jessica hyde diye dolaşırken bulabilirsiniz.
her şeyiyle kendine bağlayan bir ingiliz mini dizisi. özellikle o şarkılar mükemmel yerleştirilmiş diziye. ilk defa böyle güzel ingiliz dizisinin 3.sezonunu çekmeyen ingilizlere lanet olsundur.
yönetmenin resmen '' anti-kahraman siksin sizi'' mottosuyla şahaneler yarattığı dizi.
gerilim-komedi dalında desem çok mu uç tanımlandırmış olurum yahu?
sürekli gerekli-gereksiz tiplerin gelip gittiği, yeni yarışmacıların inek, koyun boku kokuları arasında, iki gruptan birine dahil olup kin ve nefret ortamında yaşayabilmek için neden bilmem on takla attığı, uzadıkça uzayan garip bir yarışmadır. para nelere kadirsin!
yarın çıkacak olan björk ablamızın yeni albümü, şarkılar ise
1. Arisen My Senses
2. Blissing Me
3. The Gate
4. Utopia
5. Body Memory
6. Features Creatures
7. Courtship
8. Loss
9. Sue Me
10. Tabula Rasa
11. Claims Taker
12. Paradisia
13. Saint
14. Future Forever