Thomas More tarafından türetilmiş bir kelimedir. Yunanca ou(yok) ve topos(yer) sözcüklerinin birleşimiyle oluşur yani yok-ülke. Yazar platonun fikirlerinden oldukça esinlenmiştir. Fakat ayrıldığı yerler çoktur özellikle Devlet'le kıyaslandığında farklılıklar artar. Öncelikle More'un kitabında aile vardır Platon'un Devlet'in aksine. Aileye öenemli misyonlar yüklenmiştir. ikinci önemli farklılık ütopya'da askerler çok azdır ve asayişi sağlarlar savaş zamanında paralı asker tutarlar çünkü kendi insanlarına çok değer verirler ve onların hayatlarını kaybetmeini istemezler.
Platon'un aksine insanları senin hamurunda altın var seninkinde gümüş seninkinde de demir var diye kandırmaz More onundüzeninde herkes çitçidir. Farklı meslekleri icra edenler çok çok azdır. Herkes eşittir herkes kendini geliştirebilirse prens,rahip,yönetici olabilir.
Ayrıca kitapta dikkatimi çeken farklı bir tespiti aktarmak istiyorum. More diyor ki "ütopyalılar hayvanları kesip parçalama işini alışkanlık edinmesinler diye yurttaşlarına yaptırmaz, çünkü bu alışkanlığın bizlerin doğasındaki en insancıl duygu olan şefkati yavaş yavaş körelteceğine inanırlar." Yani bence zamanının ötesinde bir tespittir bu alkışlamak gerekir.
1) thomas more'un hayali bir ideal ülkeyi (gerçekmiş gibi) betimleyen ünlü eseri.
2) amiga'nın en baba oyunlarından biridir. uzaydaki bir gezegende sahip olduğunuz küçük koloniyi mali durumunuza dikkat ederek geliştirmeye ve refah seviyesini yükseltmeye çalışırsınız. ama bir yandan da o gezegende yaşayan uzaylı ırk ile mücadele edersiniz. zor ama müthiş zevkli bir strateji oyunudur.
thomas more'un kitabında ele aldığı hayali şehirdir. yaşanası yerdir. altına değer vermeyen, parayla pulla işi olmayan, takas usulü geçinen, kardeş kardeş yaşayan insanların olduğu bir ülkedir burası. kominizmi anlatır kanımca. çok da güzel çözümleyerek boşluk bırakmamıştır anlatısında...
You’re holding my hand but you don't understand
So where I´m* going, you wont be in the end
I’m dreaming in colors
Of getting the chance
Dreaming of trying the perfect romance
The search of the door, to open your mind
In search of the cure of mankind
Help us, we're drowning
So closed up inside
Why does it rain, rain, rain down on utopia?
Why does it have to kill the ideal* of who we are?
Why does it rain, rain, rain down on utopia?
How will the lights die down, telling us who we are?
I'm searching for answers, not given for free
You're hurting inside, is there life within me?
You're holding my hand but you don't understand
taking the road all alone in the end*
I'm dreaming in colors, no boundaries are there
I'm dreaming the dream, and I'll sing to share
In search of the door, to open your mind
In search of the cure of mankind
Help us, we're drowning
So closed up inside
Why does it rain, rain, rain down on utopia
Why does it have to kill the ideal* of who we are?
Why does it rain, rain, rain, down on utopia?
And when the lights die down, telling us who we are
Why does it rain, rain, rain down on utopia
Why does it have to kill the ideal* of who we are?
Why does it rain, rain, rain down on utopia
And when the lights die down, telling us who we are
Why does it rain?
within temptation'ın müthiş olan insanı kendinden alıp ütopyaya götüren şarkısıdır. chris jones ile düettir ama solo sharon'un söylediği demo versiyonu da çok güzeldir tavsiye ederim, girişteki ıslıklar müthiş olmuş gerçekten...
1500ler ingilteresinde ideal toplum özlemi ile yazılmış thomas more klasiğidir.
keşke olabilsek dediğimiz ancak hırs ve güç tutkunu insanoğlu için çok zor görünen bir yaşam düzenini anlatır...
çok güzel bir within temptation parçası olmakla beraber, vokal nedense "ruhidir benim adım, hiç çıkamam evimden.." diye bir teoman parçasına giriş yapacak gibi gelir.
"kendince bir düzen kurma"dır. thomas more'un kitabı-düşü yani. bir düş nasıl kurulur? belli argümanların vardır öğrendiklerinden, isteklerin içinde bulunduğun düzene göre şekillenir. mesela gencecik insanların sana göre boktan nedenlerden hayatlarının karardığı düzende, bu boktan sebepleri kaldırırsın düşünde. bu sıradan insanın eylemidir.
yazarın düş kuranı ise ortaya böyle bir kitap çıkarır. düşlediğini yazmış olur.
siyasi kudreti olan uygulamaya geçer bir toplum inşasına başlar. toplum mühendisliği dediğimiz şey işte. bir tür tanrıya öykünmedir bu.
tanrı'nın buyruğu karşısında vadettiği cennet-cehennem tasvirleriyse ütopyaların en sağlamıdır kuşkusuz. ama bu ütopya tanrının düşü mü yoksa bizim düşümüz mü onu ben de kestiremedim.
thomas more'un ütopyası hilal şeklinde bir ada ülkesidir. birbirinin aynısı olan birkaç düzine şehir vardır. bu ülkenin insanları savaşmayı sevmez, sosyal bir yaşantıları vardır, idam çok az uygulanır, genelde idamlık suçu hak edenler köle konumuna getirilir. vs vs...
mükemmelliğin bile düşünüldüğünde tekdüzeliğe ulaşacağı ve aslında yaptırımlarla sağlanabileceğini düşündürmüştür.
Başka bir şehir ya da ülkede yaşama hakkınız olmadığını düşünün.
Yine de enfes bir yapıttır. bir oturuşta yarısından fazlası okunup bitirilir. keşke trafik olsa der insan. *
öneri editi: Thomas more'un ütopya'sını okuduktan sonra erasmus'un deliliğe övgü'sü okunmalıdır. erasmus o eseri thomas more' a ithaf etmiştir.
alanis morisette'nin dinledikçe ağlatan şarkısıdır.
dünya gibi geniş bir perspektife düşmeden, sadece yakın çevrenizde olanlara bile baktığınızda olması gerekenin ne kadar uzakta olduğunu, imkansızlığını gördükçe dertten derde sürükler insanı. garip bir şekilde, yalan olduğunu bile bile inandığınız bir umut da aşılar bir taraftan. acı ve umutla karışık saçma bir gülümseme, biradan bir yudum daha, güneşin batışı vs.
utopia kelimesi köken olarak eski yunanca'dan olup güzel yer ve olmayan yer şeklinde iki anlama birden gelip içindeki manayı biraz daha açığa vurarak bir tevriye oluşturacak şekilde kullanılmaktadır. ütopia gerçekleştirilmesi imkansız olan devlet ve toplum düzeninden ziyade, daha önce gerçekleştirilmesi denenmemiş düzeni ifade eder. dolayısıyla denenmemiş düzen gerçekleştirilmemiş de olmaktadır.
aynı zamanda thomas more, dönemindeki yozlaşmadan rahatsız olarak; "ah ulan ne mükemmel olurdu ki şöyle yaşasaydık" diyerek aklındaki ideal düzeni anlattığı eserinin ismini de utopia koymuştur. eserinde bu ismin ülkesinin efsane kralı utopus'tan geldiğini filan söyler. yalandır.
herkezin google arama thomas more bulması bir ütopya değildir mesela, ütopya başlığında 3 sayfa yazılmış ki buda bu platformun bu tarz konularla nekadar alakasız ve bilgisiz olduğudur bir ütopya varsa oda siz ergen bebelerin bunları hiçbirzaman anlamıycağı olmasıdır.
we'd gather around all in a room fasten our belts engage in dialogue
we'd all slow down rest without guilt not lie without fear disagree sans judgement
we would stay and respond and expand and include and allow and forgive and
enjoy and evolve and discern and inquire and accept and admit and divulge and
open and reach out and speak up
This is utopia this is my utopia
This is my ideal my end in sight
Utopia this is my utopia
This is my nirvana
My ultimate
we'd open our arms we'd all jump in we'd all coast down into safety nets
we would share and listen and support and welcome be propelled by passion not
invest in outcomes we would breathe and be charmed and amused by difference
be gentle and make room for every emotion
we'd provide forums we'd all speak out we'd all be heard we'd all feel seen
we'd rise post-obstacle more defined more grateful we would heal be humbled
and be unstoppable we'd hold close and let go and know when to do which we'd
release and disarm and stand up and feel safe
this is utopia this is my utopia
this is my ideal my end in sight
utopia this is my utopia
this is my nirvana
my ultimate
Değişik komplo teorileri üreten bir dizi. Ilk beş bölüm izledikten sonra aralarda kopukluklar olmasına rağmen gayet akıcı bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Belki de aradaki kopuklukları ileriki bölümlerde kullanacaklardır.