utanıyorum insanlardan, hem de fazlasıyla... tüm olanlar utanç verici. herkes her şeyin derdine düşmüş durumda. ve her gün bir haberler unutuluyor. geçen yıla kadar her bir şehit için, bana silah verin bende askere gideceğim diyen nesil, şimdi barış sürecine boyun eğmekte... apo'ya ev hapsi dahi istemiyorlar. bunu hiç mi düşünmüyoruz? ev hapsi isterken birden konu kapandı. neden diye kimse sormadı. korkudan mıdır nedendir bilemedim. ama kimse soramadı. cesaret dahi edemedi. birkaç yıla yaşadığım şehir ya onların toprağı sayılırsa? ben aynı gün isyan etmez miyim? bu ülke kaosa sürüklenmez mi? bu ülkenin düşmanları yüzyıllardır yapmak istediklerini bizi birbirimize düşürerek başardılar.
gezi parkı eylemi zaten anlamsız. reyhanlı da yüzden fazla kişi öldü. bize 51 denildi. isyan edilmedi. hemde hiç. fakat gezi parkı isyanı için hepimiz dolmuştuk o anda taştık diyorlar.
yanlış yerde yanlış eylem yapınca yanlış anlaşılırsınız.
eğer reyhanlı için böyle bir eylem yapıyor olsaydık kazanırdıkta. fakat yanlış yerde yanlış eyleme başlanınca herkes düşman kesiliverdi bir anda.
yaptıklarını sürekli yüzümüze vuran bir başbakanımız var.. bu daha da utanç verici değil mi? biz gelmeden önce bingöl'de petrol var mıydı? bunu diyen adam.. ben yüzde ellinin başbakanıyım diyorsa biz yetim mi kalıyoruz? he?
utanıyorum işte insanlardan. ne zaman partiler kalkar da milletvekili maaşları 3bin liradan fazla olmaz, üniversite mezunları oraya girebilir ve iş adamları giremez olursa milli menfaat öne geçer. şimdi akp'nin menfaatleri önde. yarın chp geçerse başa onun menfaatleri önde olacak. mhp yada bdp yada bilmem bir şey. tüm milletvekilleri bağımsız olsa asla ama asla parti menfaati olamazdı. milli menfaat olurdu. demokrasi yalanından da utanıyorum..
dönen dolaplardan da utanıyorum...
kaç yılımız kaldı türkiye olarak bunu bilmiyor olmaktan utanıyorum.
yarın öbür gün ülkenin tamamen yok olacağını bile bilmiyor olmaktan utanıyorum...
umutsuzluk ve hayal kırıklığı cümlesidir. özellikle de insan hayatında yaşanan bazı şeylerin gelecek kaygısı, haksızlık ve yalanlarla örülü olmasının getirdiği rahatsızlığın bir yansımasıdır.
bu utanç, çoğunluğun adaletin sağlanmasını kendi ve çevresindekilerin çıkarının önünde tutmayı başarabildiği zaman ve bu çoğunluğun buna uygun hayatını yaşamaya devam edebildiği zaman mümkün olacaktır. bu tarz bir temel üzerine oturmadığı müddetçe de satır aralarında insanlar karşısındakini ötekileştirecek, kendi çıkarları doğrultusunda bu idealden uzaklaşacak karakterde insanların varlığı bu utancın devamını sağlayacaktır. elbette bardağın dolu tarafına bakmaya çalışmak da bu etkiyi hafifletmeye yardımcı olabilir.
Utanmakta haklı olan yazar, ben de utanıyorum be canım. Baksana şu hallerimize. Yarın kaç tane daha şehit duyacağız diye korkuyoruz. Niye bu hale geldik, neden?