genelde bir hata olarak aşırı utangaç erkek figürünün içine tepiştirildiği kavram. utanma arlanma bilmeyen erkekle zıt kutup olup aynı derecede birey toplum senkronizasyonunu bozar.
utangaçlık toplumun kendini oluşturan bireyleri hizaya getirmek, hizada tutmak için yergi ve gülme ile marine edilmiş bir tür kırbaç darbesi olarak insan ruhuna yerleştirilmiştir. yerleştirilmiştir diyorum zira insandan başka hiçbir canlının eylem söylem ve davranışlarıutanma duygusu ile ihata edilmemiştir. utanma insana özgüdür ve insanlar arası ekonomik soyal biyolojik ve kültürel bileşke güç istifine bağlı oluşmuş sermaye hiyerarşisi içersinde kişiye bulunduğu konumu gösterip o konum rol ve ödevlerini gösterir.
utangançlığın ana dinamosunu dışlanma oluşturur. utandırma gibi örtük bir formda dışlanma ile tehdit edilme dahi bireyi frenler onun ortalamanın dışına çıkmaması konusunda uyarıp hizaya çeker. birçok birey buna uyar ya da uymak zorunda kalır zira birey ancak grup dahilinde kendini var edebileceği bilgisine sahiptir. böylelikle utananın topluma dahil olma kaygısı onun kendini budamasıyla son bulur.ancak bazen bazı bireyler tarafından toplumun çizgileri geçilir tabular kırılır toplum dönüştürülür bunu sağlayan şey bu kişilerin bileşke güç istiflerine bağlı sermaye hiyerarşisinde bulundukları noktanın ortalama oluşumunda dikkate alınamayacak kadar büyük bir sapma oluşturmasındadır. çok güçlü ile çok güçsüz ortalama dışında olduklarından onların toplumsal dayatmalar karşısında kaybetme korkuları olmaz. bu kişiler böylelikle diğer bireyler cesaret vererek ortalamaya etki eder ya da başları ezilerek dışlanarak ortalamayı pekiştirirler.
utangaçlık da aşırıya kaçan erkek meselesine gelirsek çok açıktır ki böyle erkeklerin cesaret ihtiyacı vardır.
neredeyse bütün özelliklere bir şekilde sahip olduğum için olduğum erkektir. yeri geldiğinde utanabilirim. böyle olunca kızlar çok tatlı olduğumu söylüyor.
