başlangıçta, bazı kızların bayıldığı erkektir. her daim utangaçlığı sevmezler. çünkü bir yazarında dediği gibi; üzerine gidilmezse utangaçlık yenilmez. utangaçlığı yenmek, utanmaz arlanmaz biri olmak demek olmayacak tabiii. utanma duygusu bir insanı, insan yapan en önemli kriterlerden biridir. en nihayetinde, sevilen kızın ailesiyle tanışırken diyelim; utangaçlığı yaşamamak, baya baya kibirden gelir bence. ne kadar öz güven sahibi olursan ol, yaşaman lazım o an bu duyguyu, işin doğası gereği. aşırı, kem küm, iki lafı bir araya getiremeyen bir utangaçlıktan bahsetmiyorum tabii. ki onun adı utangaçlık değil zaten.
genellikle karşı cinse karşı utangaç olan, sevdiğine sevgisini anlatamayan, anlatsa bile kıpkırmızı kesilen, sevgilisinin elini tutamayan, tutsa bile utancından yerin dibine giren, her daim yanakları al al gezinen naif erkektir. az bulunurlar.
utanan erkekler genellikle daha güvenilir olur, karşısındakini incitmeye kıyamaz. günümüzde artık pek mümkün değildir bu tür erkekler, varsa da harcanıyordur bi kenarda köşede.
sessizdir bazen konuşmak zor gelir , sakindir böyle fırtınalar kopsa da yüreğinde ,
gülümsemeyi de bilir ,
hem yüzü hemen kızarır,
olgun bir tutum sergilese de hep utangaçlığı şapşallıkla sonuçlanır..
toplumun çoğunluğunun kabul gördüğü , bunda utanacak ne var konularında, yani hemen hemen çoğu kişinin utanacak bir şey olmadığını bildiği konularda, utangaçlığın aşırılığına kaçmaması gereken erkektir. ki bu sadece erkek için geçerli değil kadın içinde geçerli. en nihayetinde utanmak insanlik için sunulmuş bir erdem. ama anlatmak istediğim gibi bunun da fazlası zarar. örnek vererek bitireyim. birine, adres sormaya çekinmek gibi.