utandıran çocukluk anıları

entry99 galeri0
    1.
  1. zaman: miladi takvime göre ms 1990 yılları, rumi takvime göre

    vici henüz uzun ince bir yolda gideceği gündüz gecelerin ilklerini yaşıyor.
    üstelik bir daha kapanmamak üzere açılacak olan çenesi yeni yeni laflar etmeye başlamış.
    çocuklarının bu sevimli hallerini arşivleyip yarın öbür gün büyüdüğünde dalga geçmek ve bolca gülmek isteyen 20'li yaşlarının ortalarına yeni gelmiş genç ve hevesli anne-baba kamera arar.
    eee, tabi şimdiki gibi yeniyetmelerin bile ellerinde dolaşan, pikselleri her geçen gün artan telefonlar da henüz satılmıyor.hatta cep telefonunun esamesi bile okunmuyor.
    ne yapmalı, ne yapmalı? zengin tanıdıklardan kamera isteniyor birkaç saatliğine. (o kadar değerli bir şey )
    fesatlık değil mi işte, vermeyecekleri tutuyor.
    anne baba ne yapsak ne yapsak diye çırpınırken imdatlarına teyp yetişiyor.
    hemen gıcır gıcır bir kaset alınıyor.
    vici konuşuyor da konuşuyor.
    arka fonda annanenin "bunun çenesi demir valla demir!" isyanları yükseliyor.(yıllar annanenin keskin tanı yeteneğini kanıtlarcasına vici çenesine daha da kuvvet veriyor.)
    "hadi, sana bu kadar yeter biraz da kuzenlere ver sırayı" diyorlar.
    erkek kuzen, "ben bir küçük askerim" şiirine başlıyor. ( hayatımın 3-7 yaş arasındaki patikalarında tanıyıp da küçük asker şiirini okumayan erkek tanımıyorum. pek bir popülerdi vakt-i zamanında.)
    onu müteakip ablası "atam" şiirini okumaya başlıyor.
    ama vici bu, izin verir mi!
    kapatamıyorlar o demir çeneyi.
    ne babanın yalvarışları ne de dedenin çıkışları amacından saptıramıyor onu.
    bıkmadan usanmadan saatlerce çocukluk zamanının sloganı haline getirdiği "hey george versene borç" şarkısını söylüyor.
    ee,peki yıllar sonra ne oluyor?
    o kasetler tozlu raflardaki arşivlerden çıkarılıyor, elden ele tüm akrabaları geziyor ve tüm cümle aleme rezil olunuyor.
    neticede vici hem bu tekerlememsi cümlelerden oluşan şarkıya hem de hakan peker'e geri dönülemeyecek gıcık duyguları beslemeye başlıyor.

    80'ler kadar 90'ların başına da yetmiş ve tüm çocukların dillerinde tekerleme gibi söylenedurmuştur.

    (bkz: hey corc versene borc)
    7 ...
  2. 2.
  3. kardeşime saldıran komşu çocuğuna tüm misafirler içinde saldırılır, adu-ket çekilir, sonsuza kadar da utanç içinde kalınır.
    3 ...
  4. 3.
  5. anneye çok benzeyen misafire anne demek...*
    6 ...
  6. 4.
  7. hatırlayınca, bugün bile insanın yüzünün kızarmasına sebep olan anlardır.
    blacklabel* çocukluk yaşlarında, evde misafir varken tuvalete girip büyük abdest bozmaktan çekinen, bu yüzden misafirlerin gitmesini bekleyen bir tiptir. günlerden bir gün evde misafir olup, blacklabel kişisinin acayip şekilde büyük abdesti birikmiş, öksürse kaçacak vaziyete gelmiştir. ama bu kişi inatla misafirin gitmesini beklemektedir. misafirde inadına gitmemektedir ve en sonuna beklenen olur. blacklabel patır patır pantolonuna sı.mıştır. pantolonun b.ktan rengi bile değişmiştir*. ama bu olay blacklabelin türlü takıntılarından kurtulmasına sebebiyet vermiştir. artık misafir varken evde tuvalete girip rahat rahat büyük abdest olsun, küçük abdest olsun işini halletmektedir. bir nevi level atlamıştır.*
    20 ...
  8. 5.
  9. küçükken salakmışım ben diye düşündüren anılardır.
    kardeşim olmasını çok isterdim, bir gün annem müjdeli haberi verdi, hamileydi. o kadar sevinmiştim ki sürekli bunu birileriyle paylaşmak istiyordum. eve gelen misafirlere, ' bakııınn bu kardeşimin yeleği, bu kardeşimin ayakkabısı, bu kardeşimin oyuncağı' diyerek eşyalar sergilemekteydim. yine o günlerden birinde annemin pedlerini kapıp 'bakııınn bunlar kardeşimin bezleri' diye salonun ortasına getirmiştim. salondaki herkesin suratının kıpkırmızı olduğunu söylememe gerek bile yok sanırım.
    33 ...
  10. 6.
  11. 1985'li yıllar falan. ufacık çocukken, babanız sizi iş yeri olan okula götürür, öğretmenler odasında elinde saz olan bir öğretmen amca tenefüslerde bunu çalmakta, diğer öğretmenler alkış tutmakta ve bendeniz kırıtmaktadır. büyüyünce ne olacaksın sorusuna ise istisnasız "dansöz" cevabı verilir. gel zaman git zaman büyüyüp ortaokula başlarsınız, fen bilgisi dersinde öğretmen herkesin anne babasının mesleğini sorduğu ilk derste sıra size de gelir,söylersiniz, emekliliği gelmiş fen hocasının aklında anılar canlanır "aaaaaaaaaaaa sen o musunnn" der ve ardından utanmadan "arkadaşları biliyor musunuz m ilginç olsun istedim küçükken dansöz olmak istiyordu sorun bakalım hala istiyor mu nihoahoahaohoaaoaoa" diye sizinle alay eder, lanet okursunuz eski günlere.
    5 ...
  12. 7.
  13. bir gün topum inşaata kaçtı ve ... *
    4 ...
  14. 8.
  15. anneannemin kafasına taş atıp yarmak. gerçekten üzgünüm anneanne.*
    4 ...
  16. 9.
  17. ilkokul 1 deyim. 23 nisan için hazırlık yapıyoruz. folklördeyim ve prova var. çok pis sıkışmışım ama bi türlü izin isteyemiyorum. hoca çok sinirli bağırıp çağırıyo falan. neyse el çırpa çırpa dönüyoruz. yere çömelip kalkıcaz. ben çömeldim be orda bittim. artık şakır şakır gitti. hoca dahil bütün sınıf koptu tabi. kızım neden söylemedin diye bildi hoca. keyfi yerine gelmişti ben işeyince, beni işeten sinirinden eser kalmamıştı. hiç bir şey söylemedim, çantamı alıp kaçtım. sidikli pantolonumla ağlaya ağlaya eve gittim. ertesi gün 5 sene unutulmayacak bir lakabım olmuştu, "sidikli". bazen şimdiki panik ataklarımın sebebinin o olayla ilgisi olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.
    10 ...
  18. 10.
  19. - 7 yaşında hala uyurken altına kaçırmak, ve annelerin buna önlem olarakata altına poşet sermesi. aniden gelen misafirin o poşeti görmesi ve rezil olduğunuz an.

    - 5 yaşında bir erkek çocugunun erkek akrabaların olduğu bir misafirlikte hafifte sesli olarak osurması ve rezil olan babanın ' ya git annen bi altını kontrol etsin ' şeklinde odadan kovmasıdır. büyüdüğünde çok dalga geçilir bu kişiyle. ki dalga geçiyoruz.
    5 ...
  20. 11.
  21. çocuk: baba çok çirkinimm.
    baba: o kadar da çirkin değilsin.*
    6 ...
  22. 12.
  23. balkonda karşı apartmandaki kızı keserken farkında olmadan alttan dışkı fışkırması. bildiğin ishal işte. ama öyle böyle değil.
    0 ...
  24. 13.
  25. 8 yaşındayım.sinemada titanic i izliyoruz. sıkıntıdan da patlıyorum. ayakkabımla oynamaya başladım. * o karanlıkta ayakkabımı kaybederim. tabi başlarım ağlamaya. herkes bana bakıyor. sanıyorlar ki filmden etkilendim. oysaki sevgili ayakkabımın teki yok, eve nasıl gideceğim diye ağlıyorum. o filmi hiç sevemedim bu yüzden sözlük. ne zaman izlesem aklıma bu olay gelir, gülerim.*
    7 ...
  26. 14.
  27. çok küçüktüm 7 yaşında ya varım ya yokum benden fırlama bir arkadaşım vardı zeynep * artık o mu beni ayarttı ben mi onu bilmiyorum milkanın sadece sütten olan beyaz çukulatasını * istiyoruz tadını da pek sevmem ya işte salak çocuk aklı. zaten aklım olsa o vakit tutar burnumdaki sümüğü silecek peçete alırım *

    o zamanlar tansaş kurulmuştu fen lisesi lojmanlarındayız. * bende abimden * bana resmen büyük olan kahve rengi deri ceket yürütmüşüm dikkat çekmiycez zenginiz biz lümpen * değiliz demek için giymişim * para yok kafaya koyduk çalacaz bir tane çukulata *. gidiyoruz.

    üst katta çukulatalar zaten bakkal amcaya alışık bünye için burası bir girdap bir başka alem nerdeyse içinde kaybolacaz ama durmak yok nasıl şeytan girdiyse içimize * illa çalacaz çakal zeynep de ben daha safça olduğum için sen al ben gözcülük yapim demiş deri ceketin içine saklamak suretiyle ben salak salak göstere göstere bir adet milkayı alıp cekete sokmuşum o ana kadar hatta çıkışa kadar tepki yok tam ben çıkarken o geldi, korkunç görevli.
    bende inkar, yok öyle birşey ben çıkim yaaa halleri baktım zeynep vııınnn. mal gibi kaldım orda adamlar başıma toplandı tutturdular annemi arayacaklar allahım buraya kadar komik tabi salak bir anı ama o raddeden sonra içimdeki korkuyu kelimelere dökmek imkansız orda beni polise verseler daha iyi utancımdan yerin dibindeyim ve işin aslında küçücük kız çocoğu olduğum için benden beklenen tek hareketi yaparak * ağladım ama nasıl salya sümük. bunlar yetmezmiş gibi yan komşu ailecek alış verişe gelmiş beni gördüler tamam gitsin biz tanıyoruz falan felan dahada beter oldum allahım şakaya vuruyorum anlatırken utanmıyayım diye ama şuan resmen ellerim titriyor sözlük. ordan eve ağlaya ağlaya gittim birkaç sene sonra ordan taşındık ama komşu amcanın yüzüne hala bakamıyorum hayır adam babamın arkadaşı hala gorusurler acaba hala benı oyle mı biliyor diye korkarım bak şimdi yine aklıma geldi **
    7 ...
  28. 15.
  29. koskoca varili bayır aşağı yuvarlamak ve 2 arabayı haşat etmek. çok utanmıştım gün yüzüne çıkamadım.
    3 ...
  30. 16.
  31. bak şimdi yazacağım ama yine bi gülme aldı

    8-9 yaşlarındayım kuzenim,ben,abim biraz gecikmeli de olsa sinemaya giriyoruz titanic i izlemek için, tabi etraf karanlık abimle kuzenim önden gitti beni unuttular, ekrandaki ışıkta kesildi göt gibi kaldım merdivenlerin ortasında sonra telaşa kapılan ben:

    ben-abi nerdesiniz lan
    ben-abi ağzına sıçayım senin nerdesiniz lan
    sinemadakiler-muhahaha

    o sessizlikte bu şekilde laflar sarfetmiş ve o tepkiyi almıştım*. sonra abim yanıma gelip almıştı beni, Allah tan çıkışta herkes ağlıyordu da aradan sıvışabildim. off çok rezilmiş hakikaten yav.
    5 ...
  32. 17.
  33. 7-8 yaşlarındayım sıradan bir gün yine annemle bir süpermarkete gitmişiz, market arabalarını ben sürerim hep, market arabasını manyak bir şekilde koşarak sürerek köşeyi döndüm iri yarı göbekli bir adama çarptım arabayı. çok utanmıştım o gün, ne zaman aklıma gelse utanırım.
    2 ...
  34. 18.
  35. leblebi tozu yerken çocukluk aşkınızın yanınıza gelmesi ve ona ağzınızda leblebi tozuyla birşeyler anlatmaya çalışmanız, akabinde kızın yüzünün gözünün leblebi tozu içinde kalması. * *
    5 ...
  36. 19.
  37. bir arkadaşımın sınıfta öğretmene "annemle babam gece tuttu furutti izliyolar ben de gizlice yorganın altından bakıyom" demişliği vardır. ama şimdi utandığını sanmıyorum. çünkü aynı adam kalabalık ortamlarda "hemoroidim oluştu lan" diyebiliyor.
    0 ...
  38. 20.
  39. 21.
  40. beş erkek kardeşin en küçüğü olan bir arkadaşımın annesi, hep kız çocuk istermiş.
    bütün çocukları erkek olan anne, en küçük çocuğuna bir yaşlarındayken kız elbisesi giydirmiş bir de fotograflarını çekmiş.

    laf her açıldığını arkadaşımın annesi bunu anlatır ve resimleri gösterir.
    hala utanır, hala sinirlenir bizim arkadaş.
    1 ...
  41. 22.
  42. 11 yaşındaydım tahminen. oturduğumuz apartmanda benden 3-4 yaş küçük bir velet vardı. acaip uyuz olurdum, "ben büyüyünce manken olucam çok güzelim" diyen, kafasında kitapla dolaşmaya çalışan salak bir çocuktu. neyse, en yakın arkadaşımla plan yaptık, çocuğu ağlatacağız. bizim de evin orda bir cami vardı, avlusunun yerleri mermerden. çok da güzel paten kayılırdı o avluda, dedeler kızardı, ama olsun. Her neyse, bir akşam hava hafif kararmışken caminin oralarda oynuyoruz, bu uyuz velet de dolanıyor ortalıkta. "girsene caminin bahçesine bak bir şey var orda" gibilerinden bir şeyler diyip kandırdık bunu, daldı caminin bahçesine. bunun dalmasıyla çektik avlu kapısının sürgüsünü, kapıya yapıştık açmıyoruz kapıyı. bir de korkuttuk "hava karardı ruhlar geliyor birazdan" diye. bu önce direndi falan, sonra başladı ağlamaya. kız arkasına bir baksa görecek arkada da kapı var. ama salaktı işte. 10-15 dk biz böylece durduk kapıda, sonra sıkıldık bıraktık. gitmiş annesine ispiyonlamış hemen. ertesi akşam kapıya dayandı annesi, annem de yalandan kızdı bana. o da sevmiyordu da kızı, ondan. ama pişman değilim, yine olsa yine yapardım. *
    6 ...
  43. 23.
  44. 6 yaş bitmek üzere, henüz okul mokul yok. görmemişin bi kardeşi olur, ee ablalık bu, her gün de abla olunmuyo ki. yeni doğan kardeşe ziyaretler oluyor, hediyeler getiren yakınlar, komşular vs.. üst komşunun kızı da kanki tabi, sokak arkadaşı. gene sokakta bir gün muhtelif oyunlar oynanırken, nerden aklına geliyosa o sırada, annesinin aldığı hediyeyi anlatmaya başlıyor bu kanki. sonra da beni gaza getiriyor, hadi gel alalım hediyeyi size götürelim.. nasolsa bize alınmış ya hediye, hemen el koyacam ben de. gidip komşunun zili çalınır. kurulan cümle şu, annem, kardeşime aldığınız hediyeyi istiyoo, ben alıp götürebilir miyim teyzee.. tabi komşunun böyle bi beklentisi olmadığı için şaşıraraktan hediyeyi elime tutuşturdu. eve gidince ve annem elimdeki hediyeyi sorunca, ben de herşeyi anlatıncaa annemin bağırma sesiyle apartman titredi ve tabi suçluluğumun sebebini anladığımda o rezillik hissinin bana neler yaşattığını anlatamam.. anlatsam bile anlaşılamaz.. anlaşılsa bile başkasına aktarılamaz..
    8 ...
  45. 24.
  46. hızlı kentleşmenin henüz çocukluğumu esir almadığı zamanlarda, masum masum arkadaşlarıyla maç yapan biricik abimi şikayet etmek için mahallenin orta yerinde dikilip annemi pencereye çağırana kadar böhürmem ve akabinde "aneaaaa, şu ors...u çocuğuna bişe söyleeaaaaa" diye tüm mahalleyi inletmem. yahu o değil de kendi hançerimle kendimi deşmişim be arkadaş. çocukluk işte.
    3 ...
  47. 25.
  48. ilkokul da kafayı taktığım sarışın mavi gözlü gülay adında bi kız vardı.. yolda annemle beraber yürürken bu da karşı caddeden annesinin elini tutarak gelmesin mi ben bi dalmışım aga kıza yaklaşık 30 saniye bakıştıktan sonra bende algı diye bişey kalmamış tabi ağızdan salyalar akıyo.. sen koskoca kamyonun kasasını görme çarp ve servet çetin müdahale etmişcesine yere kapaklan.. kız ayrı annesi ayrı işin kötüsü annem ayrı gülüyor.. bense yattığım yerden kalkmak istemiyorum tabi.. çok utanmıştım lan sözlük çok..
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük