çok standart bir yorum yapıp özgüven eksikliğine bağlamayacağım. fakat günümüz koşullarında ''bir kız tarafından rededilmek'' adı altında toplanan bir travma ya uğramamak için uzak durmak diyebiliriz. fakat şimdi teknolojinin gelişmesiyle sanal kişi olma durumuna girince insanlar daha rahat olabiliyor. yani tanımadığı etmediği uzakta ki bir insana yazabiliyor. çünkü sonuçta ona etkisi o sayfa kadar yani bizati bir etkisi olmadığını düşünüyor.
sonuçta kızdan tokat yemek veya rezil olmak durumları olmadığı için ''en fazla engeller siler.'' olayını düşünüp ilerler.
tabi bu eskiden olsa benim gibi rezil olabilirsiniz.
-merhaba senle bir şey konuşabilir miyim?
-hayırdır söyle.
-ya şimdi nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ben bu işleri beceremem.
-çıkma teklifi mi ediceksin?
-yok hayır ya nereden çıkardın.
-yok yani böyle ergen ergen tripler falan.
-yok canım olur mu öyle bir şey biz arkadaşız.
-tabi canım bir ara öyle garip garip hareketler falan ne oluyor dedim.
-ya yok kopya isteyecektim ben senden.
onu asıl engelleyen utangaçlık değil kaybetme, reddedilme korkusudur. önce birinden hoşlanırsın, hayaller kurarsın. hatta bu hayallerden yeni bir dünya oluşturursun kendine. o dünyada onu öpersin, ona sarılırsın... fakat iş icraata gelince tüm bu kurduğun hayallerin tuzla buz olma olasılığı seni tedirgin eder, aklından geçenler bir türlü dökülemez diline. sonra bir şekilde cesaretini toplayıp söylersin, utana sıkıla. aslında hiçte öyle özgüvensiz biri değilsindir ama sevmişsindir işte. sesin titrer, yutkunursun. geçer bir köşede söylersin. artık top karşı taraftadır. işte bir insanın çaresizlik duygusunu en yoğun hissettiği anlardan biridir. top karşı tarafın elindedir ve dua edersiniz. ''nolur allahım o da beni seviyor olsun'' ...