özünde silahlanmayı ve silahları genel anlamda sevmemekle birlikte; tabii ki en başta ruhsatsız silahlar ile zorbalık yapan suçlu ve bozgunculara karşı olan yazardır. yani "taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakalım" zihniyetinde değildir. ilaveten, dünya görüşünü, bakış açısını tamamen yıkım, düşmanlıklar, savaş ve silahlanmanın şekillendirdiği; maçoluğun tek geçer akçe olduğu bir dünya üzerine kurmanın, hayal gücünü böyle bir dünya görüşünün dışına taşıyamamanın giderek insanları silahla yatıp silahla kalkmaya; "benim cici silahım" güzellemesi yapmaya taşıyacağını da düşünür. buna da; yasadışı silahlı örgüt üyeleri, derin devletin silahlı güçleri, silah tüccarları gibi bireyleri ve kaba güçle dünya yönetmeye veya işgalciliğe soyunan emperyalist devlet ve kurumları örnekler.
Bir çok entry'sinde, bireysel silahlanma hakkını engellemeye yönelik ifadelerde bulunan ancak sonrasında ama ben de ruhsatsız silahların karşısındayım şeklinde açıklama yapan yazar.
Ruhsatsız silahtan gerçekten rahatsız ise, güvenlik ihtiyacı hisseden vatandaşın ruhsatlı silah edinmesiyle problemi olmaması gereken yazardır.
hiçbir entrysinde "aman ruhsatsız silah serbest olsun; çok istiyorum" dememiş yazar; kendini savunmak için silah alana karşı olduğunu da ifade etmemiş yazar. silahı olmayan, silahlanmak istemeyen insanları yumuşak, kılıbık olarak niteleyerek keyif alanları biraz eleştirmiş, rahatsız etmiş olabilir; silahın şişede durduğu gibi durmayan bir şey olduğunu hatırlatmış olabilir; dünyayı sadece namlunun gözünden görmekle kendini kısıtlamamış olabilir; ee, ne yapsındır; kendini bayırlara mı vursundur; mevcutlu atış poligonu müdavimi mi olsundur; sözlükte her daim eleştirdiği diktatörler ve diktatörlük "silah karşıtı imiş" diye diktatörleri mi sevsindir?
entrylerinin yarısı ''sakin ol şampiyooon, ahah komik mi, benim babam seninkini döver'' tadında ergence bakınızlardan oluşan, ve bir de sonrasında ayar verdim sanrısıyla dolaşan yazar.
benim bakınızım seninkini bile döver olum. eheehe. ne komiğim ya.
bugün açtığı oda nobunaga başlığını veya benzeri bilgi başlıklarını nedense görmeyip sonra mal bulmuş magrıbi gibi artistlik yapan yazarların kendince ayar vermeye çalıştığı yazardır.
haa, ayrıca gençlik güzeldir, ergenlik de zor ama tatlı bir çağdır. keşke dönebilsem o yaşlarıma da çamur atmaya çalıştığınız gibi şeyler yapabilsem. sizin insan yaftalama, hakaret ve aşağılama başlıklarınızdan çok daha sempatik görünür yine de emin olun. böyle işte vaziyet "olum."
iki entrysini okuyanlarca zırt pırt abuk sabuk genellemelerle eleştirilen yazar. normal bir tarif yapar, "aşırı mantıklı" olur; bilgi verir, okunmaz; iki espri yapar, sonra da "bakınız yazarı" diye atılır tutulur. şöyle alıcı gözle biraz bakın entrylerime , sonra eleştirin, ben eleştirilere açığım. ama önce bir okuyun, bakın; bu yazarın en uzun entryleri nedir, en sevdiği entryleri nedir? sonra gelin nick altıma atıp tutmaya başlayın; önce biraz okuyun ama, biliyorum zor gelir size gerçi...
diğer yazarlarla tanışmaktan keyif alan yazardır. sözlüğün bir güzelliği de bu değil mi? özellikle "sevdiği entryleri" ve "en uzun entryleri"mi inceleyerek tanımaya başlamak mümkündür.
bilakis, kaş göz yarmaması ve art niyet taşımaması kaydıyla terminolojiye fazla takılmayan, fikre ve öze odaklanan yazardır. neticede türkçe kendi dilidir ve güzel dilini kullanmayı ve türkçe edebiyattan derin edebi zevk almayı asla ve kat'a zül addetmez. *