ileride bir yetişkin olduğunda iyi biri olacağının garantisi olmayan çocuktur.
Çoğunlukla bu tiplerin ileride de efendi olduğu bir gerçek ama kesinlikle bu tiplerden, arkadaşının sırasına su döken veya alt merdivenlerden kızların etek altına bakan çocuklardan çok çok daha fazla kötüler çıkar.
ebeveynlerini üzmeyen, ne derlerse ikiletmeden yapan, sessiz sedasız, kırıp dökmeyen, üstünü kirletmeyen çocukların yaptığıdır.
azınlık olmakla birlikte böyle çocuklar da var ama anneler için yetmez. muhakkak ya zor doğmuştur ya bebekken çok ağlamıştır. annelerin ağzına laf verecek birşey yapmıştır illa ki.
uslu çocuk dediğin, ebeveynler nereye o oraya sürüklenir. gıkı çıkmaz. ailesinin izni olmadan birşey yemez, almaz. biri birşey ikram ettiğinde önce annesinin gözlerine bakar onay almak için. duyguları yok gibidir. sanki bu dünyaya gelme amacı kimseyi uğraştırmadan kendi kendine büyümektir. nedense üzülürüm öyle çocuklara. hani içlerinde bir volkan var, bıraksan patlayacak ama beceremezler, yapmazlar. ailelerini üzdüklerinde onu sevmeyeceklerini düşünürler, korkarlar. üzülürüm, ailenin sevgisinin bile güvenilmez olacağının düşünülmesine.
uslu bir çocuk olmadım hiç. üstüne şımarık ve yaramazın tekiydim. ilk önce istenilmeyen çocuk olmanın intikamı gibi, aileyi epey uğraştıran bir bebeklik, çocukluk, ergenlik, gençlik ve olgunluk dönemi. bugün bile kardeşlerim yanlış birşey yaptığında benim kafama kakılır. ablasına çekmişler diye. sonrasında kalabalık bir ailede olmanın verdiği şımarıklık, ilgi budalalığı. ne yaparsam yapayım kızmayan, ceza vermeyen, kısmayan bir baba elinde özgüven, hatta ukalalık.
ne zaman konusu açılsa uslu bir çocuk istemediğimi söylerim. çocuk dediğin yaramaz olur. kendini saklamasın, ne varsa içinde patlatsın. uğraştırır ama büyüdüğü zaman ona bakarken hep gülümseyeceğim şeyler olsun. sessizce köşesine çekilen bir çocuğun burukluğu değil.