---alıntı---
Çin'de yaşanan korkunç olaylardan sonra gelen mesaj tüyler ürpertti. Çin'de işyeri olan bir işadamı, olayların yaşandığı bölgede bulunan bir çalışanından gelen korkunç maili bizlere ulaştırdı. Güvenliği açısından isimini vermediğimiz okurumuzun bize yolladığı mailde şu ifadelere yerveriliyor:
"Bu yazı Çin'deki çalısanımdan geldi. G. şehrinden ama olay çok büyük. Bütün Xinjiang'da soykırım başlatıldı. Ordu sıradan soykırıma giriyor. Dünya buna birşey yapmalı" mailini bize ulaştıran okurumuz işçisinden gelen maili de bize iletti.
işte o korkunç mail
Ağabey burada internet pek güvenli değil, sonra anlatırım... Bizim memlekette China Mobile'i kapattılar, internet ve elektriği kestiler.
Şuan ordu bastırıyor, Allah büyüktür... Kanton taraflarında bizim kebabçıları ve meyvecileri öldürüyorlar.
az önce telefonla ulaştığım uygur türkü olan kandaşım, dostum olAn sofia ablikem'den aldığım bilgileri aynen ÇEViREREK aktarıyorum,
öLÜ SAYISININ KESiNLiKLE 1500 ÜN ÜZERiNDE OLDUĞUNDAN BAHSETTi VE BU ÖLÜMLERiN HEMEN HEMEN 1000'E YAKININ DAHA ÖNCE HAPHiSHANE'DE TÜRLÜ SUÇLARDAN HÜKÜM GiYMiŞ, TAHLiYE OLUŞUNUN HEMEN ARDINDAN URUMÇi'YE YOLLANAN ESKi MAHKUMLARIN iŞi OLDUĞUNU anlattı. tabi ki taş, sopa ve demir ile işlendi bu cinayetler. VE bu mahkumların çiN ASKERiYLE iSTiHBARAT PAYLAŞIMI YAPTIKLARINI SÖYLEDi. bugün ise 3 tanesi tıp fakültesi, 6 tanesi mühendislik fakültesi öğrenici olan 9 uygur türk'ünün kafasının kesildiğinin haberini bizzat olaya tanık olmuş birinin ağzından öğrendiğini söyledi. ayrıca çin askerinin 1000'den fazla uygur türk'ünü evlerinden sebepsiz olarak aldığını ve bunların hemen hemen yarısından fazlasının idam edileceğini söyledi.
bunların üzerine yorum yapmak olmaz. zaten yaparsam küfür ederim büyük ihtimalle.
insan hakları savunucularının, mazlumdercilerin sesinin çıkmadığı katliam.
o adamların o topraklarda kaç bin yıldır yaşadığı delilli belgeli ortada iken yaşadığı topraklardan kovma var, asimilasyon var, zoraki göç var ama kimse sesini çıkartmıyor. bizimkiler kanal açar sırf o insan hakkı savunucuları insancıklar memnun olsun diye.
4 aralık 2009 itibariyle çin hükümetinin olaylardan sorumlu oldukları gerekçesiyle 5 türk'ün daha idamına karar verdiği ve böylelikle katliama doymadığını/doymayacağını anlamamıza vesile olmuş katliamdır. bu idamlar, iran'da tecavüz, uyuşturucu satıcılığı, cinayet vb. sebeplerle idam edilen insanlar için günlerce yas tutan mümtaz basınımızda tabii ki haber değeri taşımıyor. katliamın sorumlularına da insaf yoksunu ülke basınına da allah belanızı versin diyor, sözü merkeze bırakıyorum.
ülkemizde edirde yerde bir terörist tekmelendi diye yaygara koparan çakma komünist ve terörist severlerin niyeyse üstünde durmadığı hadise.
ee onlarda haklı. ne de olsa türkler katlediliyor.
doğu türkistan, bin yıldır çin işgalinde. ama bölgeye tam anlamıyla egemen olamıyor. 1884 yılında ülkeye sincan adını veren mançu kin sülalesi bile uygurları asimile edemiyor.
çin, uygurları asimile etmek için yalnız bölgeye göçmen yerleştirmekle yetinmedi. okullarda türkçe eğitimi verilmiyor, çince öğretiliyor. uygur halkının, çince eğitime rağmen geniş genelinde çinceyi iyi konuşamaması, aslında bin yıldır süren bir işgale, yaşadığı tutsaklığa, kısaca baskıya karşı bir direniş.
sözlü direnişlerini yazıda sürdürememişler. inatla konuştukları türkçeyi, kiril ya da arap alfabesiyle yazıyorlar. alfabesini yitiren uygur türkçesinin, 15 milyon uygur'un dilinde bir milyarlık çin'in çincesine yüzyıllardır direnişi, türkiye deki önemli bir tartışmaya da ışık tutuyor: demek ki ulusal kimliği belirleyen asıl öge, dil birliği. kimseye teslim olmayan türkçe dilini, islamın arapça alfabesi bile öldüremiyor!
filistin, suriye, endonezya vs. için ortalık ayağa kaldıranların böyle bir katliamdan haberi dahi yoktur eminim. ama duyun seslerini, türklerin sesine bir kez olsun kulak verin.
çoluk çocuk katlediliyorlar, ihtiyaç içindeler, seslerini duyuracak kimi kimseleri yok..
Çin zulmüne daha fazla dayanamayan Uygur halkının Urumçi'de başlattıkları ayaklanma sonucu Çin güvenlik güçlerinin ellerinde sadece taş ve sopa bulunan halka açtıkları ateş sonucu yüzlerce kişi öldü yakalananlar işkence gördü...Filistinliler için kıyametleri koparan Hükümetimiz ise sadece izledi.
Kardeşimiz deyip unuttuğumuz lakin zamanında korkular salip sed orduren bir milletin düştüğü durum, yediği vurgun. Biz arap baharı ve kardeş katliamlariyla meşgulüz, biraz daha dayanin.
