beyazıt öztürk le bir yakınlığı olduğu sözlük yazarlarınca tahmin edilen yazar.
tanımdan sonra gelelim şahsi görüşlere:
bana beyaz hakkındaki bir entrymle alakalı defalarca mesaj atmışlığı ve "beyaz proğramına(!) kaliteli insanları çıkarır. sezen aksu, ajda, nilüfer gibi" şeklinde ayar vermişliği vardır.
bi de bu mesajın devamına "bunları okanda göremezsin okanda sadece esra ceyda kardesler yılda 4-5 defa cıkarlar. (aynen)" şeklinde birşeyler iliştirmiş. iyi de ben okan bayülgen hakkında bir şey demedim ki? neden bana okan bayülgen i yeriyorsun?
1200 küsür entry içinde henüz hiçbir özel mesajı ifşa etmişliğim yok. bana gelen mesajlardan bıktım ve buna bir "dursana olm" demek istiyorum.
hakkında yazılanları da okuduktan sonra öyle tahmin ediyorum ki bir şov programı sonrası onca kişi arasından sıyrılmayı başarıp beyazla yanyana fotoğraf çektirmiş ve facebook profiline koymuş. fotoğraftan dolayı kendini onu savunmak zorunda hissediyor.
biz geldik hiç böyle karşılanmadık sol frame de nickimiz tavan yapmadı bu ne cinsel ayrımcılıktır şeklinde çemkirebileceğim lakin entry girerken ne gereği ve böyle ayar vermenin diye düşünüp çemkirmekten vazgeçtiğim yazar
huzur bulunan yerlerdendir. şirin, sıcak, tarihi, doğal, şehirden bıkılınca kaçılası, denizle iç içe bir ege ilçesidir. izmir'e yarım saattir.
ayrica;
(bkz: iyte)
(bkz: tanju okan)
balıklıova diye bir beldesi mevcuttur. hatta buraya köy de denilebilir. denizi mükemmeldir. eğlenmek değil kafa dinlemek için gidildiyse tam aradığını bulur insan mutlu, huzur dolu olarak evine döner. fakat monotonluktan sıkıldığı için tatile gidiyorsa burası pek ona göre değildir.
yüksek ağaçların denizi yutmuş gibi gözüktüğü, nerde bu sahil derken denizin birden karşınıza göz alıcı mavilikte serildiği italyan kasabası kıyılarını andıran izmirin güzide bir ilçesidir. Hele de temmuz ayında gidildiğinde denize sıfır kafelerde çayınızı, kahvenizi, kolanızı ya da buz gibi biranızı yudumlarken atlamamak için kendinizi zor tuttuğunuz bir yerdir de kendileri.
cagdas bir kultur merkezi olmasinin otesinde, ayni zamanda liman kenti olma ozelligi ile her donem gundeme gelmis ve tarih boyunca ilgi odagi olma durumunu hic kaybetmemistir. Ozellikle, 15. 16. yy'larda yasamis olan Piri Reis, yazmis oldugu Kitab-i Bahriye'sinde Urla limanina yer vermistir; Urla'nin girintili cikintili koylarini, ruzgarin hangi yonden estigini belirtmis. Ote yandan adalarin durumunu da dile getirmistir. Ancak bahsettigi adalarin bugunku adlari oldukca degisik; cesitli kaynaklara gore, Piri Reis'in Urla hakkindaki notlarindan alinmis bazi bilgiler su sekildedir; Kiliseli denen bir Ada ve onun etrafindaki Kosten Adasi, burasi sarp kayalik oldugu icin karaca geyikleri yasadigindan, mermer direkli sarniclardan gemicilerin su aldigindan bahseder. Karantina Adasi da Yolluca olarak gecer. Piri Reis'e gore 'burasi Anadolu sahiline bir mil uzakliktadir.
ömür törpüsü, izmir'in güdük kalmış sahil kasabası. böyle olması daha iyidir belki.
onun dışında birkaç yıldır amerikan üssü kurulacağı yönünde bir söylenti de vardır urla'ya. haberlerde senede bir görebilirsiniz bu iddiayı. işte gene olmuş: http://www.skyturk.tv/news.jsp?c=1&newsid=77561
izmir'in kızı deniz, denizi kız kokarmış ya işte bunu urlada görebiliriz. ayrıca bu aralar televizyonda pek bir tanıtımını görür oldum; ve bundan nefret ediyorum. ortam yeri yapacaklar ki olmaya da müsait bir yer hem güzel hem ucuz.lakin domatımızı, bamyamızı, tütünümüzü ekcek yer bulamaktan, hafta sonu sirf hatun kesmek * için gelecek yaratıklardan da korkar olduk. ki böyle bir sorun hiç bir zaman da olmayacak umuyorum.
ayrıca:
iskele semtinde de belediyeye ait (gbkz: urit) adında bir restorantı da vardır. 2 katlıdır. denize karşı rakı-balık için ayrılan bölüm alt kattadır. üst tarafıda hoş bir kafedir.