arkadaşlar saatlerimiz ona yaklaşıyor. zabaaan onu. saç saça baş başa birbirinizi yolmağa girişmişsiniz.
ben şiir bilmem hanfendiler beyfendiler. ben çiçeği severim, petekteki halis balı severim, salçalı tostu severim. sizin gibi entelektüel değilim efendiler, biriktirdiği bir şeyler yok. ya prensipler? kızartmayı samsaklı yoğurt olmadan yemem, başka da kırmızı çizgim yok.
aklım yetişmez beyim size ama şunu söyleyeyim:
laa noluyo sabah sabah ne bu gerginlik? kırdırtmayın lan kemiklerinizi, sözlüğü toz toprak içinde bıraktınız.
kırmayın birbirinizi. sizleri seviyorum, tüm sözlüğü seviyorum. taş gibi hanımları bir başka seviyorum. buyrun, ilhan koruyucudan sizin için geliyor:
Yaşamak güzeldir
Nefes alabilmek gibisi var mı?
Engeller olsa da hayatında
Simide çaya batırıp
Dağ başının temiz havasında bir iç çekerek
Eline aldığın papatyadan fal tutarak
Kırlara doğru uzanıp seyre dalıp
Yaşamak güzeldir
Okyanusların en derinine dalıp
Irmak boyu balık tutmak
Eşin, dostunla sohbet edebilmek
Var olanla yetinip, yok olana üzülmeden
Başını yaslayıp sevdiğine
Yaşamak güzeldir
Ümitlerimiz var ya hani
Hiç bitmez tükenmez sevgilerimiz
Zorlu yolları aşıpta bir oh diyerek
Yeni ümitlere yelken açarak
Hep birlikte olabilmek
Eski dostundan bir haber alabilmek
Hayatta zor olanı başararak
Her şeye rağmen ben varım diye haykırarak
Sevenlerinle hep birlikte
Yaşamak güzeldir.
(bkz: uefaya grup seksi getiren adam) dedim platini'nin kaseti mi çıktı lan acaba? sonra fark ettim. özür dilerim sayın yazar. size urfa da yorgansız bir gün dilerim.
muhabbetimiz olmamasına karşın arkamdan hakkımı savunmuş yazar kardeşim..
aylarca muhabbet ettiğim kişilerden bile 'niye gitti lan bu adam' demeyenler oldu. hiç ummadığım birinden bu ilgiyi görmek beni sevindirdi. kendisine teşekkür ediyorum.
bu arada çaylak yemiş sanırım. umarım en kısa zamanda döner.