kompleksinin esiri ve kendine bile dürüst olamayan insanlardır. özetlersek seovi ' dir.
lan olm hiç işin gücün yok mu senin. bir insan neden üye olur böyle bir yere, ya istifade etmek için ya paylaşmak için. birini sevmemiş olabilirsin, kişisel sorunların olabilir, gerçekten beğenmiyor olabilirsin. ama hiç mi düşünmezsin be kardeşim, o adamı/ kadını eksileyeceğine gitsen güzel bir film izlesen, bir kitap okusan, iki satır duygu, emek, anı paylaşsan. tamam senin hayatın başkalarını küçülterek büyümekten geçiyor olabilir. ama bir bak kendine. ne kadar mutsuzsun. gerçekten tatmin ediyor olamaz seni bu eski oylar. çünkü sen orda eksi oya tıkladığında benim hayatımda hiçbişey değişmiyor. birazdan entrylerimi gireceğim, sinemaya gidip bir film izlicem.akşam da arkadaşlarla poker oynucaz. ama sana yazık değil mi. burada benim gelmemi bekleyeceksin eksilemek için. yapma lan. valla çok üzülüyorum sana ben. aş kendini. gerekirse kendine oral seks yap.değişiklik olur. lastik adam diye şöhret olur,mucizeler gecesine çıkarsın, biz de eihihihi adam manyak yav der alkışlarız seni. valla bak! hadi iki dakika aynaya bak, de ki ulan bu adamı sevmiyorum ama galiba doğru sölüyor. ne işim var burda benim, amacım ne, zaman su gibi akıyor, uğraştığım şeye bak de. inan aşarsan bunu mutlu olacaksın. valla acaip üzülüyoruz biz senin bu hallerine. hadi aş bunu da akşam bize gel. poker oynarız.
edit; şaka lan şaka. akşama gelme sakın. senin gibilerde ipne şansı olur. ütersin falan bizi pokerde.
'' meyve veren ağaç taşlanır '' söylemini dibine kadar doğrulayan insan tipleri . Kendilerinin de birşeyler üretme hazzını hayatlarında bir kere olsun yaşamalarını istediğim kimselerdir . Zira birşeyler üretebilmek haz verir insana .
oylama sisteminin ürettiği yeni bir sınıf. hindistandaki kast sistemini andıran bir yapı içerisinde Sudralar'a tekabul ederler. o kadar küçüktürler ki mikroskopta bile müşahade edilemeyenleri vardır. bence oylama sisteminin gereksizliğini de ortaya koymuş bulunmaktadırlar, çünkü, "bir yazının oylanmasınının neye hizmet ettiğini anlayabilmiş değilim" tepkisi vermeme sebep olmuşlardır. oylama fasilitesi kaldırılırsa, sözlükte bir çok devrim bir anda yapılmış olacaktır. mesela sözlüğün oy mafyası(derin devleti) çökertilmiş olacağı gibi, ibnelerin sayısında da büyük bir azalma olacak ve karmaya inanan şişkin egolu, koltukları kabarık insanevlatları da, bunun ne derece boş ve fani bir meşgale olduğunu anlayacak. unutmayın, karmanın yüksekliğinden haz almaya başlamak da tehlikelidir, üretememeye sebep olur, tansiyona iyi gelir belki ama, zihinsel çöküntünün habercisidir. (zall'a duyurulur, karma marma boş işler bunlar hacım)
--spoiler--
"hiç hiçbir şeyi bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar.
hiç hiçbir şeyi görmüyorlar, görmek istemiyorlar.
şu cahillere bak, dünyanın sahibi onlar
şu cahillere bak, dünyanın hakimi onlar
onlardan değilsen eğer,sana zalim derler
onlara aldırma hayyam."
--spoiler--
f. niçe a göre sadece sizin üstünüzden değer kazanan insanlardır.
"fikirleriniz hiçbir zaman anlaşılmaz, ya yerilir ya övülür" demiş mesela bu tespit insanı. bir insanı anlamak onun geçtiği buhranlardan geçmeden, onun aştığı merhaleleri aşmadan, adeta o yollarda gidip gelmeden anlaşılamaz. bir yolu bilmekle o yoldan gitmek farklı şeylerdir çünkü. katılınır ya da reddedilir, alkışlanır ya da yuhlanır, sevilir ya da sevilmez. ama kesinlikle anlaşılmaz. insan genomonuna ait gen haritasının yüzde kaçı uyar ki bir diğerine.
seovi yerer, beğenmez çünkü. ona göre hayat; birilerini karalayıp, üstünü çizip kendi üstünlüğünü göstermek; başkasının batışıyla yükselmektir. o hayatı böyle algılar; sen üretirsin, o karalar. "dünya yuvarlak" dersin, "beni mi ima ediyo lan bu acıba" der, gömer eksiyi. "hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, terakkîde muvaffak olamaz" dersin, "küfür etti kesin bu lavuk, sin-kaf yok" der, çakar kötü oyu.
ardından yazar fikirlerinin anlaşılmadığına kanaat getirir, entrysini siler, siler, siler, en sonunda tasını tarağını toplayıp gider bu diyarlardan. sonuç itibariyle seovi denen bu ibine-i götveren, amacına ulaşmış bir halde sözlükte yol alır...
her eksileyen seovi'dir, her artılayan saovm'dir anlamı çıkarılmamalı yalnız bundan. ibnelik olsun diye eksileyen, fikirlerinizi daha sık paylaşmanızı engelleyen, önünüze taş koyandır bu ibnetor kişilik seovi.
konunun bence diğer boyutu ise saovm; hangi kriterlerle bu fikre katıldı? hangi mahlaslara sahipti? yazdıklarınız, ürettikleriniz merakını mı celbetti? takipçinizdi de ne yumurtlasanız artı mı oylardı? yoksa seoviye mi gıcıktı? o yeriyosa bu fikir zinhar doğrudur mu dedi? vs... bunları da düşünmek, dolayısıyla hadiseyi iki boyutlu ele almak lazım...
içinizde bir sözlüğün zeka katsayısını merak edenler varsa, kalksın üretken fikir adamı sayısını seovi ile saovm toplamına oranlasın. geçin monitörün karşısına hesaplayın bakalım sıfır virgül sıfır sıfır sıfır.. bilmem kaç çıkacak...
bütün karalayanların karşısına çıkartılmaması gereken, suçlama kokan kişi tarifi. birşey kara ise karadır, bu söylenir. bunlar kendisi hiç birşey yapamazken birini karalayan kişilerdir. kendisi çok şey yaparken patronun yeğeni zeka seviyesi düşük olduğu halde işbaşına getirilir ise onu karalayan kişi bu insanlardan değildir. haklıdır.
fasulya yemeğini yiyip yan gelip yatan, fasulya marifeti ile olusan gazı kıcından değil agzindan cikartan ve üretim yapan kişi kişileri virvir yapan kimselerdir.
sürekli aynı kompleks pisliğinin içinde debelenen insanlardır. herkes hayatını yaşarken o ıkınır ıkınır ve sadece olumsuzluk üretir. hatta on entryi iki dakika içinde eksileyebilir. şahane biridir kısaca.
herhangi bir ideoloji söylemini ezberlemiş, ötekileşen tüm diğer düşünceleri bu ideolojik söylem üzerinden karalamayı iş edinmiş, düşünmeyen insanlardır.
bir köşeye oturup fikir üretmenin ya da bir işle meşgul olmanın çok zor olması, başkalarının fikirlerini uyduruk nedenlerle çürütmeye çalışmanın ve haliyle çürütemeyince kusurlarını yüzüne vurmanın, onları karalamanın çok kolay olması sebeplerinden dolayı türeyen ve sayıları gün geçtikçe çoğalan insanımsılara verilen genel ad.
Bununla ilgili bir hikaye vardı. Ressamın biri sokağın ortasına bir resim koyar ve hatalı bulduğunuz yeri karalayın, işaretleyin yazar resmin altınada. Yarım saat geçmeden resim resimlikten çıkmıştır, görünmemektedir artık. Ressam aynı sokağa ertesi gün yeni bir resim koyar ve altına da paleti ve fırçalarını. insanlardan bu kez hatalı gördükleri yeri düzeltmelerini, kendilerine göre yorumlamalarını ister. Aradan günler geçmesine rağmen hiç kimse resmin kılına bile dokunmaz. Üretmeyen, sadece karalayabilen, kuru gürültü yapan insanlardır bunlar.