şu an misafir olması nedeniyle izlemek durumunda kaldığım dizi. çiğ yumurtanın akını lop diye yutarken bile daha az midem kalkıyor. bu kadar gerizekalı dizimi olur amk.
edit: dizi hakkında olumsuz yorumlar yaptığım için bilgisayarın başına geri gönderildim.
iğrenç ötesi, tarih tekerrürden ibarettir lafını şiar edinmiş dizi.
hayır şu ana kadar izlediğim sahnelerin yüzde 90ı şu şekilde ;
-eda seni görmeliyim
-olmaz, ablama bunu yapamam
sonra buluşurlar, otururlar, gülüşürler. sonra bir daha görüşmeyeceğiz bu sondu diye gider kız. sonra diğer bölümde tekrar aynı şey olur.. hatta bu buluşmalardan birinde ortaya bir çocuğun çıktığını yazmam, bu dizide mübalağa sanatının ne kadar ince işlendiğini anlamanıza yardımcı olacaktır.*
an itibariyle şöyle bir diyaloga şahit oldugum dizi.
esas kız esas adama bagırıyor:
+ cık hayatımdan.git artııkk giitt!
adam gider.
+gitti anneee. o gittiii..
eda'nın ağlamaktan gözünde yaş kalmadı. burnu artık kırmızı kalacak bir de. dizinin başından beri doğamayan yağmur bebek nihayet doğmuştu ki * kaçırıldı anasını satayım. esas kızımız olan eda ise yine ağlama nöbetlerinde. bir harun'u * öldürmeye çalışıyor bir harun'un babasını falan derkenee yağmur bebek bulunuyor nihayet. veee * bunlar artık mutlu mesut yaşama hayalleri kurarken harunla yine bişeyler olmuş ayrılmışlar da eda yine kaçaklarda. *
ha bir de o harun laneti durmadan "bizim bir günahımız yok eda. biz sadece birbirimizi seviyoruz, aşığız. başka bir suçumuz yok. herkes anlayacak bizi, aşkımıza saygı duyacak" demiyor mu!!! s.ktir lan ordan piç! günahları yokmuşmuş. herşeyi geçtim sizin evlenmeden çocuk yapmanız başlı başına bir günah zaten!**
böyle bir dizi işte. ağlaya zırlaya devam ediyor. ve ben nefret etmeme rağmen denk gelince izliyorum bu diziyi. **
bi kız var, sürekli ağlıyor. ne zaman görsem dudakları kurumuş, çatlamış bu kızın. hayrına biri dudak koruyucusu versin şu kıza.
bu sürekli zırlayan kızın ismi de ne olsa beğenirsiniz? eda güler. senaristler taşşak geçmek için o ismi bulmuşlar sanırım.
ayrıca bu dizide herkes mal gibi kendi kendine konuşuyor.
misal:
eda: "hayır, eda! buna izin veremezsin, üühühüüh."
melda: "melda'nın kim olduğunu şimdi anlayacaksınız."
harun: "ben harun'sam bu işin peşini bırakmayacağım!"
herşey bir kenara konusuna bakınca bilen oluk oluk saçmalık akan dizi. Şimdi dizinin esasoğlanı olan şahıs bir kıza üniversiteden beri aşık. Bu esasoğlan dizide 30 küsurlu yaşlarda zengin ve üniversiteden beri aşık olduğu bu kız ile nişanlanmış. Yani en az 6-7 yıldır birlikteler demek bu. Sonra bir kaçamak sırasında başka bir kızla işi pişiriyor ve kız hamile kalıyor. Ondan sonra bu kıza git gide aşık oluyor ama meğerse bu kız nişanlısının kız kardeşiymiş.
konuya bak, ulen insan bari biraz isabetli sallar. Üniversiteden beri aşık olduğun kızın, üstelik nişanlısın kız kardeşini hiç mi görmedin? hadi diyelim ki nişanlandığın sırada kız istanbul dışındaymış lan resminide mi görmedin? Kafadan nişanlı olduğun kız ile 7 sene çıkmışsın bu 7 sene içinde insan sevgilisinin kız kardeşi ile tanışmaz veya onu görmez mi?
peki kız kardeşi hiç nişan videosunu veya fotoğraflarını görmemiş mi? Üstelik aynı evde yaşıyorlar, kız istanbul dışında falan da değil. Yahu ablamın nişanlandığı lavuk kimmiş bir bakayım demez mi insan içinden. işin acı yanı ise böyle saçma ve sapıkça bir konsepte sahip bir dizinin izlenmesi ve bir şekilde ödül alması. Aşkı memnu bile bunun yanında daha mantıklı, hiç değilse orada behlül'ün abazalığı konu edilmiş.
Şahsımın bu diziyi izlemesinin sebebi ise maalesef evde son üç haftadır tek televizyon olması.
yaprak dökümü'ndeki necla-leyla ikilisini burada eda-melda olarak görebileceğimiz dizi. dizideki bütün karakterler gerizekalı, eda ve harun ileri zekalı(!)
senaristlerimizin ne kadar tıkanık olduklarını bu dizide bidaha görmüş oluyoruz. tabi arada muhteşem olanları da var elbet fakat, artık televizyonlarımızı doldurmaya başlayan bu zavallı dizilerin arasında kayboluyorlar. insanlar entrika seviyor, böyle tip diziler tutuyor. hem de acayip klişe, tıpkı pembe dizilerde bahçıvana aşık olan hanım gibi, bizim dizilerde de millet enişteye, baldıza kayıyor. yazık.. çok yazık...
