zamanında okuldan kaçıp, ateri salonlarına gidilirdi.
fifa world cup bilmem ney oynanırdı sürekli gençler arasında,
bağımlılık yapmıştı, saplantı olmuştu artık o akım.
herkes tarafından seçilen banko bir takım vardı ;
ispanya karması...
işin garip kısmı ise, figo ile zidane'ın sürekli yedeklerde olmasıydı, gıcık olunurdu bu duruma.
" figo ile zidane'ı oyuna al, figo ile zidane'ı oyuna al. " cümlesi tekrarlandıkça beyinler dönmeye başladı artık.
en sonunda plak bozuldu.
iddialı maçta çaprazdan şekilen şutun uzak köşedeki yan direkten dönmesi fakat gol olarak sayılması, golün tekrarında da topun direkten oyun alanına döndüğünün kabak gibi gösterilmesi.
o günden sonra gerçek hayatta hakemlere sövmüyoruz.*
yine bir başka maçta kanattan yardırıp koşan adamla köşeye tam bir adım kala yapılan ortada topun langırt diye kaleye girmesi. bu maç da orda bitirilip olay yerinde uzaklaşılır.
Penaltılara kalınır.
-hacı penaltılar şans işi. Oynayalım ama berabere sayalım.
+tamam aga doğru söylüyon. Penaltılar şans işi hakkaten. Bazen üstten dışarıya bile atıyor.
Penaltı atışları sonrası - isimli şahıs kazanır.
-uf ne koydum yine ya.
+olum hani saymıyoduk penaltıları?
-ben bilmem ben yendim.
+mınakoyim senin...
rakibi kendi ceza sahasına gömmüşsünüz tek kale oynuyorsunuz o sırada rakip topu uzaklaştırmak için bütün gücüyle topa vuruyor benim salak kaleci ceza sahasının dışında top öyle bir gidiyor ki kaleciyi aşıp gol oluyor.
- bal ak böyle golmu olur
+ ne balı lan ben onu düşündümde vurdum. ( erkankalayci saygılar )
