çarpım tablosunun dokuzla ilgili olan kısmıyla ilgili ilginç bir taktik kaldı aklımda ilkokul yıllarından..
şöyle ki :
öncelikle bir elin on parmağı açılır..şimdi efendim dokuz ile hangi sayıyı çarpacağız ? mesela iki olsun..
elimizde on parmağı açmıştık ya soldan ikiyi kapatırız.. şimdi tekrar bakalım.. ellerimizin sol tarafında bir parmak, diğer tarafında sekiz parmak var deeel mi fahrettin deel mi ? hah işte o bir parmak on onu sekiz parmak sekizi temsil ediyor.. yani dokuz kere ikiii on sekiiiiz..
"hade len bunu düşüneceğime ezberlerim daha iyi.."
''denizdeki bir geminin;
önce bacasının dumanı,
sonra bacası,
sonra da gövdesi görünür.
dünya'nın yuvarlak olduğunu
en kolay böyle anlarız çocuklar!''
diye anlatılan bilgi gelir aklıma.
ve ben hep gülümserim...
(bkz: devlet istatistik enstitüsü) adlı bir kurumun var olduğudur. ilk defa çalışmadan gittiğim derste bu kurum ismini bir türlü telaffuz edemeyince 100 kere deftere yazdırıp, bir sonraki derste nasıl okunur diye sormuştu öğretmen. unutur muyum amk?
hic unutamadigim bir tanesi var ki 1+1=2'dir. meger egitim sistemi dedikleri sadece bizleri daha ilkokulda mankurtlastirmaya baslayan sistemmis. halbuki 1+1'in yine 1 oldugunu anladim sevdigimde, kaybettigimdeyse 1+1=sonsuz'du. oyle bir sonsuzdu ki, 1'lerin biri eksilince sonsuz da onunla gidiyordu. en son 1+1'in 3 oldugunu anladim. onda da zaten ne karmasik sayilar, ne de baska kesinlik ve netlikler ilgilendiriyordu beni.
Tohumların fidana döndüğü, fidanlarin ağaca döndüğü ve ağaçların da ormana döndüğü ekolojik sistemi ilkokul zeka seviyesine indiren karmaşık doğa örtüsü şarkısı
Hoşlandığım çocuğun okul numarası. Şimdi olsa yüzüne bakmam ama ne kafaysa hala aklımda numarası. Hayır yani niye numara ezberlenir onuda bilmiyorum ya . Neysem
