yıl 1998. abim eve geldi elinde "Blood" diye bir oyunun cd'si. "lan bunu Duke Nukem'i yapan ekip yapmış" diye heyecanla anlatıyor. kurup korkudan sıça sıça oynamıştık. o yüzden bu oyun benim için farklı bir yerdedir.
şimdilerde bir oyun geliştirme firmasında oyun dizayn ediyorum. nereden nereye. oyun deyip tukaka etmeyin, insnaın gelecek ile ilgili kararlarını bile etkileyebilir.
bu oyunları unutulmaz yapan aslen yaşadığın adrenalin duygusudur. peynir tenekelerini kes, jeton haline getir, atari salonuna git, sağını solunu dikkatlice kes, anlamsız, korku dolu bakışlar ve yaşının getirdiği boşluk içerisinde teneke parçalarını makinaya at. mekan sahibinin "hangi orospu çocukları lan bunlar, yine makinaları tenekelerle doldurmuşlar." feryadı figanı karşısında kıpkırmızı olan suratını saklamaya, mümkün olduğu kadar göz göze gelmemeye çalış. bir yanın mekanı bir önce terk etme isteği ile dolarken diğer tarafın oyun oynamaya devam etmenin cazibesi içerisinde sıkışsın kalsın. en kral oyunu tasarlasınlar, o an için yaşadığın heyecanı tekrar yaşaman mümkün değil.
middle earth elbette, ea'in serverları kapatmasıyla son bulmuştu aslında ömrü ama hamachiyi bulan adam bizide kurtardı. birde pokemon leaf green var ki onu konuşmayalım bile.