hiç unutmadığım bir an yazayım buraya unutmak üzereyim çünkü bahçelide big bang de otururken onun yanımızdan geçip gidişi..... Ve arkadaşımın fark etmesi..... Ben fark ettiğimde çok geç olmuştu.
Universiteler arasi satranc turnuvasinda rakibimin bir ara 10 saniyesi kalmıştı hamle sirasi ondaydı. Icimden geri geri saydigimi ve salakça yenildigimi yine de maç sonu kızın "ağlayacaktım tebrik ederim" demesini hiç unutmam.
anlatılabilenleri ve anlatılamayanları olmak üzere ikiye ayrılan anlardır. anlatılabilir olanlar küçük tebessümleri yahut hafif kalp kırıklıklarını hatırlatan anlarken, anlatılamayanları ise büyüten anlardır. bazen yazıktır, bazen keşke, bazen de herşeye rağmen iyi ki... hiçbir zaman tereddütsüz iyi değildir lakin. boğaz düğümleyen, inkar edilmek istenenlerdir...
Fenerbahce icin 5 kisiyle birden tartismaya girip(tarih hocam da dahil) hepsine cevaplarini geciktirmeden verdikten sonra sinirden titreyerek agladigim an
nasıl bir takim sevgisi ben de anlamiyorum. Ama sanirim sadece takimim icin degildi.
Barfiks çubuğa zıplamıştım. Elim kaydı ve sırt üstü yere düştüm.5-10 saniye nefessiz kaldım. Hala barfiks çekerken çubuğa tutunmak için zıplamam. Büyük bir fobi oluşturmuştur bende. Aynı olay saklambaç oynarken de gelmişti başıma. Dolabın üstüne çıktım ve düştüm. Nefessiz kalmıştım yine. Dikkat evde denemeyiniz.
eski sevgilimle denize gitmiştim yakın diye biraz yürüdük ve plaja vardık ben hemen şortu giyip suya girdim oda geldi tabi. palet gözlük var eski iskelenin altına girdim şortum bi yere takılmış yırtıldı sudan çıkarken bu görmüş bi baktım kahkaha atıyo havluyu getir diye yarım saat yalvardım gülmekten gidip getiremedi ve her neyse deniz sefası bok oldu. hala o rezil oluşumu kıçımı hiç olmayacak yerde milletin görmesini unutamam.
Tam trene binmişken arkasını dönüp geri gelmesi beni şeritlerden kaldırıp sarmıştı... biz bir kez daha sarılmıştık ve son dakika sarılması ne kadar değerli idi.. kalbim yüksek hızlı trenden bile daha hızlı pompalıyordu kanımı.. Hayır hayır sevgilim Türkiye'deki yht değil belki fransa'daki gibi işte...
üstümde kot gömleğim , hardal sarısı hırkam, ispanyol paça kotum , mor bacıklı lacivert spor ayakkabılarım ve bej montum...
sen de benden sonra dayanamayıp yaktığın lacivert montun , krem kazağın çapraz olarak iki kahverengi desen vardı önünde ,kotun ve siyah sporların.. saçların her zamanki Kıvırcık hali .. Hayır hayır seni daha fazla tasvir edemiyorum sevgilim yüzüne gelemiyorum yüreğim dayanmıyor.
işte ben o gün giydiğim kıyafetleri bir daha giyemedim bir arada. Belki kokun kalmadı ama anın kaldı içimi de en çok o an da kalması yaktı..
unutmadım.. sadece bazı günler aklıma getirmedim seni hepsi bu.
90 lı yılların başıydı.8 yada 9 yaşındaydım.Facebook/twitter/justin tv/uludağ söZlük hatta nokia3310 bile yoktu sevgili sözlük yazarları.Kısaca buralar hep tarlaydı.Neyse konumuza dönelim.Trt'nin maçları şifresiz yayınladığı zamanlarda spiker Beşiktaşın maçını anlatıyor: ''evet sayın seyirciler recep soldan bindirme yaptı,küçük hakanı mükemmel bir çalımla geçti,recep topu rıza ya verdi.Rıza müthiş bir ara pasla topu tekrar recebe verdi.receb Büyük hakan'ın sağından atıp solundan geçti.Recep durdurulamıyor sayın seyirciler.Recep gole gidiyor, kaleciyle karşı karşıya şuttttttttttttttt ve taç.''
gece 03:30da kalkan shuttle bus için brüksel'in merkezindeki bir garda yaklaşık 6 saat beklemem gerekiyordu. gece yarısına doğru ortalık sakinleşti ve oturduğum bölümde 4-5 tane sokak çocuğundan başka kimse kalmamıştı. bir süre sonra çocuklardan biri yanıma geldi ve fransızca birşeyler söyledi. yiyecek istiyordu. o an çantamda türkiye'den gelirken getirdiğim ve 2 aydır yemediğim 1 paket eti tutku vardı. böyle küçük şeyler önemlidir bazen. neyse bu bisküviyi çocuğa verdim. götürüp arkadaşlarıyla paylaştı, yediler hep beraber. şu an gözümün önüne geldi o çocukların bisküvileri yiyişi. farklı bir duyguydu benim için.
ama işin ilginç yanı, bu olaydan 3-4 hafta sonra bir markette ilk defa bir türk ürünü gördüm. o da eti tutkuydu. deliler gibi sevinmiştik o an.
hiç unutulamayan anılardır. benim hiç unutamadığım anım; 1 dakika önceydi hiç unutamadığımız anılarla ilgili başlık açmayı düşünmüştüm. hey gidi dakikalar hey, zaman nasıl da hızlı geçiyor.
arkadaşlara direksiyon başındayken ' bakın bakıın naaapcaam ' diye el frenini çekerek drift yapma çabasındayken el frenini çekememek , kişilerin hunharca gülmesi, benim rezil olmam.