unutulmayan üşüme anları

entry11 galeri0
    11.
  1. Ameliyathane.

    Yaklaşık beş saatlik ameliyat sonrası, ayıltılmaya çalışıldığı anlar ve sonrasındaki üşüme ve titreme nöbeti tarifsizdi.
    Yok böyle bir titreme!
    Bedenimin deli gibi sarsılması, birbirine çarpan dişlerim, çıkamayan sesim, konuşma çabam, beni zaptetmeye çalışan şaşkın ameliyat ekibi...
    Ve üzerime örtülen sıcak battaniye, battaniyenin altına yerleştirilen fanlı ısıtıcı...
    Isıtıcı yüzünden yanan üst bacaklarım...
    Ne çektim beeee!
    6 ...
  2. 10.
  3. kiev, şubat 2019.

    kapalı bir mekana girince ilk 10 dakika üzerimdekileri çıkarmakla uğraşıyordum.
    0 ...
  4. 9.
  5. Lisedeyim. Bir gün yine her zamanki gibi okuldan eve yürüyorum. Kar fırtınası var o gün. Soğuktan tir tir titriyorum. Biraz sonra çeneme kadar ağrı girdi. Güç bela eve ulaştım kapıdan girer girmez soldaki aynada kendimi gördüm. Çenem yamulmuş.
    3 ...
  6. 8.
  7. Şimdi burda dağda bayırda üşüme anılarını anlatanlar varken komik olacak benim anlattığım ama ben de eksi bilmem kaçlar görmüş insan olmama rağmen en çok üşütüğüm an evdeydi. Ve evet kaloriferler de açıktı 27-28 dereceydi belki ev ama hiç bir sebep yokken aniden bir soğukluk hissettim ve saçlarımın ucundan ayak parmaklarıma kadar. Hiç bir zaman üşümediğim kadar üşüdüm ve dakikalarca titredim aklım çıkacak gibiydi. Sonra o sebepsiz yere gelen üşüme sebepsizce gitti.
    0 ...
  8. 7.
  9. Lise 3.sinifta bir aksam vakti okul cikisi durakta otobus bekliyorum.
    Yalniz otobus gelmiyor yarim saat bi saat..
    Ayni yere giden minibus de var ama son parami akbile yatirmisim buyuk sikintidayim.

    Siyah paltoma sarildim bir bucuk saat otobus bekledim beyler. Ama o minibuse binemedim ya nasil koydu nasil koydu amk...

    Simdi ki halimize bin sukur.

    Edit: entryde usumek yazmamisim hic yalniz*

    Titredim oglum ne diyorsun..
    3 ...
  10. 6.
  11. öğrenci evinde doğalgazdan tasarruf çabaları sıraısnda yanan üşümedir.
    0 ...
  12. 5.
  13. Ameliyathanede yaşanan üşümedir.
    Ameliyatım bitmiş, ayılmak için, bi kenarda bekletiliyorum. Yatağın zangırdamasıyla uyandım. Titriyorum hem de ne beter. Dişlerim vuruyor birbirine, deli gibi. Ortalarda kimsecikler yok, zaten yardım istemeye mecalim de yok, sesim çıkmıyor. Acı, sancı umurumda değil, sadece ısınmak istiyorum. Elektriğe tutulmuş gibi dakikalarca titredikten sonra, birileri gelip, örtünün altına fan benzeri bir alet koydu. Yavaş yavaş ısındığımı ve gevşediğimi hatırlıyorum, gerisi kopuk, hatırlamıyorum.
    Ameliyatım, 7 saat sürmüş, o ortamda, dondurma olmadan çıkabildiğim için şanslıyım.
    4 ...
  14. 4.
  15. Yıllar sonra hatırlayıp bir sigara yaktığım durumdur.

    Yer: Iğdır 1. Mknz. Tugayı
    Ermeni sınırındaki son karakol

    Saat: sabaha karşı 3-5 arası

    Nöbet sırası bize gelmiş, gazinoda peteklerin yanında sıcak çayım ile bütünleşip uyuklarken hemen hazırlanıp, mühimmatları alıp nöbet arkadaşımla beraber mevziye doğru yolu çıktık.

    Hava bilmem eksi kaç derece: şöyle ki uyumamak için sürekli arkadaşla muhabbet ediyoruz. 4ten sonra bir tipi sonucu inanılmaz derecede üsümeye başlarken mecburen olduğumuz yere çöktük... Ellerinizi içimizde kalan son sıcaklık ile üfleyerek ısıtmaya çalışıyoruz...

    Sabah 4e doğru hava o kadar soğudu ki ne kadar kıyafet, parka olsa da üstümüzde fayda etmiyor. Telsizden nizamiyeye anons geçip 2 çay istemiştik devrelerden... Sağolsun geldi yarısını içtikten sonra bardakta çay dondu evet... Hiç unutmam bu kadar soğuk başka bir zaman hatırlamıyorum...

    O günden sonra yan karakollarda ve bölükte nöbetler 15 er dakikaya düşmüş, diğer karakolların tüm çeşmeleri donmak suretiyle 2 hafta boyunca susuz kalmıştır.

    Düzeltme: ayyasbiri düzeltti, parke değil parka, evet.
    5 ...
  16. 3.
  17. hatırladıkça insanı yaz günü bile titreten anılardır.

    üniversitede öğrenciyiz o zaman. ayın 49 u derler bizim oralarda yani ay sonu , para suyunu çekmiş, dibi tutmuş paranın. cepte sakız alacak para yok.

    ev sobalı. camlar yalıtımsız. bütün şartlar aleyhimize. evde fellik fellik yakacak aranmaktadır.

    + bu ayakkabılar kimin ?

    - benim lan, halı saha ayakkabılarım.

    + lan kış günü ne halı sahası ne maçı, hem yaz gelsin söz sana yenisini alacağım ( hafif baba tonunda )

    - söz mü lan bak ciddiyeseniz...

    + hoopppp al bunları da al al.

    + şu terlikler benim, feda olsun lan ev ahalisine.

    ayakkabıların olduğu giriş kısmı harıl harıl aranır. herkes giyilmeyen ayakkabıların işe yaramadığı hususunda hemfikirdir. zira soğuk o derece azgınlaşmıştır ki tabiri caizse '' göt kesmektedir ''

    uzun uğraşlar sonunda üç beş parça yakacak bulunmuştur. allah tan ev sahibi şehir dişındaydı. kaldığımız ev müstakil çatısı olan bir evdi. çatıya merdiven ile çıkılıyordu.

    benimle çatıya gelir misin dedi dudağını ısırarak, mini eteği efil efildi. ( şaka lan öyle bir anım olmadı hiç )

    işte o merdiven yoktu. yakmıştık. daha da kötüsü çatının tahtalarından da söküp yakmıştık. o sene kış biraz daha uzun sürseydi çatı kesin başımıza çökerdi.

    neyse akşam artık ev bir nebze de olsa sıcak olacaktı ama gün öğle vaktindeydi ve cephanemizi gündüz tüketemezdik. ne yapmalıydık ne yapmalıydık diye düşünürken soğuğun tettiklemesi ile beyinlerimiz bize parlak ve bir o kadar da sıcak bir fikir vermişti.

    alış veriş merkezleri. evet lan ohhh mis gibi sıcacık. kasiyerler filan. allllaaahhhhhh.

    + hazırlanın çıkıyoruz.

    - ne yapıyorsun ?

    + giyiniyorum.

    - lan ne bulmuşsan geçirmişssin üstüne , uzay mekiği gibi olmuşsun, bak almayacaklar içeri, güvenlikle sorun yaşamayalım.
    daha makul giy, hem paltonun üstüne battaniye sarmak da ne oluyor. deli diye içeri tıkacaklar.

    + donuyorum lan donuyorummmmmm.

    - tamam aslanım sık dişini, bak 300 metre ilerde bir vaha var. klima, sıcak, kızlar...hadi aslanım.

    titreye titreye alış veriş merkezine gelinir. sakin olmak çok önemli bu esnada. sanki ısınmaya değil de sepet sepet alış veriş yapmaya gelmişiz gibi davranmalıydık.

    işte o büyük an gelip çatmıştı. otomatik kapı hiç zorluk çıkarmadı sağ olsun. hemen açılıverdi. sanki bizi bekliyordu. içeri girince bizde bir baş dönmesi, bir titreme. insan sıcaktan titrer miydi lan ? titriyormuş demek.

    - ohhhh allah ım allah ım sana bin şükür

    + sessiz lan , bağırma güvenlik kıllanacak şimdi.

    - soğuk vücudumu ele geçirmiş. sesimi kontrol edemiyorum.

    + olum bende bir gevşeme başladı. elim ayağım karıncalanıyor. karnım da hafiften...

    - ağzını yüzünü dağıtırım lan senin. sakın deneme, aklından bile geçirme.

    + evde kokmuyordu ama...

    - ev soğuk aslanım morg gibi tabi ki kokmaz. burası sıcak, sakın salma bak tepemizde yangın alarmı var. bu meretler dumana karşı hassas, senin bağırsakalr da malum.

    + neyse şu kalabalığın arasında hafiften salarım , meraklanma.

    - bak bu cennet bizim tek şansımız, gündüzlerimizin vazgeçilmezi. kafeye gidecek olsak- ki para yok- at sidiği gibi çayı döşeyip 3 er lira koparacaklar.

    bütün o kalabalığın hay huyu içinde ekibin bir arada kalmasını sağlamak, sıcağın verdiği rahatlığın yavşaklığa dönüşmesini engellemek kolay iş değildi.

    götü sıcak gören arkadaşlar, akşam yemeği için kendi kafalarına göre liste belirlemeye başladılar raflardan.

    + hiç uğraşmayalım lan, bütün 2 tavuk alalım haşlayalım.

    - kuşbaşı yaptıralım şurdan, of lokum gibi etlere baksanıza lan.

    - şöyle salam sosis de tedarikleyelim.

    artık birinin bu güzel hayallerin mına koyması gerekiyordu. zira nereden ve nasıl şartlarda buraya geldiğimizi unutmaya başlamıştık. reyonlar arasında gezinirken, son anda fark ettim bir arkadaşın büyük bir sepeti yarıya kadar doldurduğunu.

    + ohaaaa ohaaaaa. laaaannnn. bu ne ?

    - sepet, alış veriş yap..

    + sığır ! armut ağacı ! afrika bizonu ! ne alış verişi laaannnn ? şimdi sakinleş ve o sepeti bırak elinden. biz buraya neden geldik. ?

    - alış veriş yapmaya..

    +( nahhhhh ) dinime allah ıma elimden bir kaza çıkacak. bak yiğidim ! biz ev sahibi şehir dışından gelmesin diye dua ediyoruz değil mi ?

    gelirse çatının ve merdivenin hesabını soracak diye yusufluyoruz değil mi ?

    para yok. mına koymuşsun doldurmuşsun ne varsa

    hem bu ne ?

    - şekerli sucuk leblebi !!! güç verir. namlu yapar. !!

    + ( allah ım sen aklıma mukayet ol ) sonra .. sonra patır patı kamyon devir, cenabet gez. bırak şunları. şu sepeti de şuraya zulala.
    sessizce uzaklaşalım şurdan. cepte beş kuruş yok , beyimiz şarjör doldurma derdinde.

    sıcağın yavşaklaştırdığı bünyeler, beyne kan gitmesiyle beraber eski hallerine ( donmadan önceki ) döndüler. artık saçmalama kat sayımız azalmıştı. sakindik. iradeliydik. mümkün mertebe yiyecek reyonlarından uzak duruyorduk.

    artık ayrılma vaktiydi. son kez kalabalığa göz gezdirdik. -- hanım şundan da al şundan da -- diye eşine seslenen ablak suratlı, azman adama eminim hepimiz aynı cümleleri kurduk içimizden. olsun ısınmıştık ya bu bize yeterdi.

    vakit de hayli ilerlemiş, akşam güneşi ufuktan bize ibne ibne gülerken evin yolunu tutmuştuk.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
    3 ...
  18. 2.
  19. ilk aş, ilk sevgili insanın seme olduğu yıllarda, erzurumun ayazında, bir tarafın donarak cama çıkması beklendiğin andır.
    0 ...
  20. 1.
  21. kars sarıkamışta kara ve tipiye aldırmadan telesiyejle en tepe noktaya çıktığım, ömrümün gözümün önünden geçtiği ve donmama az kaldı diye hayıflanmaya başladığım andır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük