günün birinde bölümün disiplinli ve aheste hocalarından birinin vize sonuçları için herkesi tek tek yanına çağırdıktan sonra en son öğrenciye,'sen niye geliyorsun?'demesiyle çocuğun suratının fena kızarması ve o gülmeyen hocanın bir anda gülmesiyle birlikte sınıfın gülmekten kriz geçirmesiyle son bulan anıdır.
misy, arkadaşıyla birlikte hayvan anatomisi laboratuarından çıkmak üzeredir. multidisipliner hocasına arkadaşıyla beraber yalvararak, hayvan iskeletlerinin fotoğraflarını çekmek istediğini söyler. hoca iyi günündedir. sorun çıkarmamıştır. misy ve arkadaşı o şevkle fotoğraf makinası ve cep telefonlarına yapışmış, hayvanların iskeletlerinin fotoğraflarını çekmektedirler. bian nerden geldiğini bilmedikleri sesle irkilirler. hocaları insan iskeletini göstererek:
-çocuklar, sizce bu iskelet bayana mı erkeğe mi aittir?
misy ve arkadaşı böyle bir sualle karşılaşıcaklarını düşünememişlerdir. o anda bilimsel bir yorum düşünemedikleri için, atma işlemine geçerler.
misy: ahem ahem.. hmm.. valla bilmem hocam.. kadınların beli daha ince oluyor. kemikleri ince değil bunun. odun gibi.
a: hocam bu kısa boylu. kesin kadındır.
ve hocanın bizi şoke eden cevabıyla karşılaşırız.
-bu iskelet kadındır çocuklar.
misy:aaa hocam nerden anladınız ki? bize de söyleyin hocam nütfennn..
a:hehehe ben demiştim demi sana misy.. gördün mü kadınmış bak.. sahiden hocam nerden anladınız?
hocamız iskelete doğru ilerler. iskeletin alt çenesini aşağıya doğru düşürür ve bizi hatırladığımızda hala güldüren eşsiz cevabı verir.
-bakın. çenesi düşük.
ben ve arkadaşımı hakikaten güldüren yaşanmış bir olaydır. böyle hocalarımız olmasa, üniversite çekilir mi yahu?
absolut ile kırmızı tuborg birayı karıştırarak içtikten sonra oda arkadaşımın yurt önündeki küçücük su birikintisini deniz zannederek yüzmeye çalışması. ***
ağızda sakız vardır. o sakızla en kıl (zannedilen) hocanın dersine girilir.(ağızda sakız olduğu tamamen unutulmuştur)koskoca anfide orta sıralardan birine oturulur. sakız çiğnerken bi an hocayla göz göze gelinir. sınıftakiler sınıf kalabalık olduğu için hocanın kime baktığını farketmez neyseki. hoca dersi anlatmayı bırakmıştır. siz güzel bir azar beklerken hocadan aynen şöyle bir söz çıkar; 'çiğneyebilirsiniz' ve ardından güzel bir gülümse.
tabii ki sakız çiğnenmeye devam edilmez. o koskoca sınıfta o hoca tarafından artık sima olarak bilinmek güzel bir duygu olsa da tanınma nedeniniz hep bir utanma nedeni olarak kalacaktır.
sonradan, bu hocanın ne değerli bir adam olduğu farkedilir(gerek dünya görüşü gerekse de kişiliği)ve hiçbir dersi kaçırılmaz...
beynimde yer eden bir final vardır ki akıllara zarar. hoca müsvettesi vize yi konuları sunum yaptırarak anlattırır iyi çalışıp çalışmadığımızı anlamak içinde sınıftan soru sordurur. final için de sinyalleri vermiş zor olacağını belirtmiştir biz de kitabı yalayıp yutmuşuzdur. neyse efenim final zaman geldi çattı kağıt bomboş tek cümle: "kendi konunuz dışında vizede anlatılan konulara sorulan 2 soru yazın ve cevaplayın".
-3 kişi ev arayıp sonunda 150 m2, 4 odalı ev buluşumuz ve mecburiyetten kiralayışımız,
-3 kişinin kaldığı evde fazla boşluk olması ve kapı gıcırtısının bile yankı yapması sonucu istanbuldan 1 kamyon eşya getirişimiz
-karşı komşumuzun güzel kızı, hatta çölde bir vaha kızı,
-saçımı kestirecek berber bulamam sonucunda saçlarımı uzatmaya karar vermem ve bu kararın 5 yıl devam etmesi. moğollar grubuna evrilmem,
-tercih yaparken hayran kaldığım hereke'nin 2 sokaktan ibaret bir yer olması,
-ramazan ayında davulcunun kapımıza gelmesi ve bizim ona bahşiş olarak ders notlarını vermemiz*
-gecenin bir vakti hereke sahiline inip bira içerken polislerin bizi yanına çağırıp "hava çok soğuk, üşürsünüz evinize gidin" gibi şefkatli yaklaşımı sonucunda duygusal anlar yaşamamız,
-sarhoş olduktan sonra ayılmak için duş almaya girmem. ben duştayken kapının çalması ve duştan çıkıp bilinçsizce anadan üryan kapıyı açmam. sınıf arkadaşlarımın yüzündeki şaşkınlık ifadeleri.
-karşı apartmanımızda oturan pala bıyıklı ve 2 yetişkin kızı olan abinin bizden nefret etmesi, 2 sene balkonda ters ters bakışmalarımız.
-sınava 20 dakika kala, 10 dakika batak oynayalım, 10 dakika çalışırız düşüncemiz.
-eve bol miktarda kız attığımız ilk günün heyecanı,
-evde bol miktarda bulunan kızların kapıyı kitleyip uyuması,
-mütemadiyen istanbula dönüş treninin peşinden koşmak
-tren yolculuklarında yan koltuğu "az sonra buraya bir afet oturacak" düşüncesiyle boş bırakmak sonunda yan koltuğa hep iri-yarı abilerin oturması...