"Akan bir damdan mutluluk yaratmak..." devamını hatırlamıyorum. Çemberimde gül oya'da konağa damdan su giriyordu. Mehmet ve yurdanur yataklarında bu damlayan suların sesiyle oyun gibi eğleniyorlardı. Odalarına su girmesi önemsizdi çünkü beraberlerdi.
Ne diziydi be.
Biz bugüne kadar devleti anamız olarak bildik. Ananı sevdiğin için pişman mısın diye soruyorsunuz, Anama bugün de laf söyleyenin dilini koparırrr, el uzatanın elini kırarımmm! Hiç de pişman olmam.
Kvp mematinin savunmasindan.
"unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş. ben unutmak istiyom la. her gün ne zaman unutcam diye soruyom kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. unutamıyom ben."
“Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer, en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal en son yol ona ihanet etmektir.”