çocukluk denince akla ilk gelen, çocuklugun sol üst köşesinde duran çocukluk sembolü oyuncaktır. hatırlayınca bir tebessüm kurulur dudaklara, çocuklugun sıcaklıgı dolar içine insanın, ve heryer leblebi tozu kokar.
unutulmama sebebi çok sevilenler ve korkulan oyuncaklar olmak üzere ikiye ayrılır. Korkulanlar büyüdükçe parçalanır. Sevilenler ise ömür boyu saklanır, kimi zaman kendi çocuklarına verilir. *
beyaz power rangers.
bu boku unutmuyorum çünkü bulana kadar canım çıkmıştı.* her oyuncakçı dükkanında bütün renkleri bulunur beyaz olanı bulunmazdı. dizi'de en güçlü, en karizma karakter olduğu için tabii.* neyse sonunda bulup nirvana'ya eriştiğimi hatırlarım. bi bok yaptığı yoktu tabi sadece kafası garip bir şekilde dönüp power rangers maskesini takıyordu. **
tek kulagı uzun ayım,şarkı söyleyen bebegim, şarkı söylemeyen mavi bereli bebegim, barbie bebegim, uzun saçlı bebegim, kel bebegim, benden uzun kırmızı bez bebegim, yeşil saçlı lahana bebegim. hepimiz benim beşiğimde uyurduk.*
telli karaşimşekler seksen sonlarının unutulmaz oyuncağıydı. l şeklinde bükülmüş teliyle arabayı sağa sola çevirebiliyordunuz. telin saplandığı delik genişleyince daha iyi manevra kabiliyetine sahip olurdu. sokakta sürdüğünüz zaman anneniz evde sürdüzmezdi, böylede bir oyuncaktı.
bir saatti o.. pembe rengi biraz daha fazlaydı mavisinden.. içinde su sandığım şey vardı..ve suda yüzen pulcuklar... pulcuklarıyla oynadığım bir kol saati.. zaman lazım değildi bana, pullu yıldızlı oyuncağım... ***
uzunca bir sopa ucunda tekerleği vardı.sürttükçe tır tır ses çıkarırdı. bisiklet alamayanlar için üretilmişti. bunu sürerlerdi. adı varmıydı bilmiyorum ama varsa da şu anda çıkaramadım.