"acaba gerçekten de gözden ırak olan gönülden de ırak olur mu ?" sorusunu sormaktır kendi kendinize. hayattan silikleşip gitme korkusu. insanın tüylerini ürperten bir duygu...
zira görmeye alıştığınız yüzler bazen çıkarlar hayatınızdan. bazıları da giderken göğsünüze saplı bir hançer bırakır. ne kadar acıtsa da çıkaramazsınız; zaten çıkarmak istemezsiniz. çok tatminkar bir acı türü...
zamanla paslanmaya yüz tutar göğsünüze saplı hançer ve şu soru gelir aklınıza birden bire; "yoksa beni unuttu mu ?".
göğsünüze saplı bir hancerin yapamdığın bu sorunun cevabı yapar bazen. öldürür insanı. ruh bedeni bedeni terk edince geriye ne kalır ? sadece bir et parçası ve anlamsız bir hayat. yaşamaya değer mi ? belli değil...
aslında biraz bencillik içeren korkudur. çünkü insanlar unutulmak istemez, egoistliktir biraz da hep kendinden bahsedilsin isteyebilir insan. hiç kimse suçlanmamalıdır bunun için. doğal şehir hayatının sonucudur hepsi. gözümüze sokulan popülerlik mertebesinin(!) dayatmasıdır biraz.,
kaçınılmaz son olan ölümün en ürkütücü yanı. yaratılışı gereği hiçbir insan unutulmayı hazmedemez.
herkesin unuttuğu o gün seni yalnız yine o * hatırlayacak; sözü insana teselli olur.