cengiz kurtoğlunun efsane albümüdür. ve sadece bu albümü plak çıkarmıştır, başka long play ı yoktur. bu albümden sonra inanılmaz bir şekilde patlama yapmıştır. romantik arabesk tarzda türkiyede çıkan 1 numaralı albümdür. unutulan- liselim- küllenen aşk- gibi hit parçaları bu albümün içindedir.
oğuz atay'ın korkuyu beklerken kitabındaki beyaz mantolu adam'dan sonraki en çarpıcı,iz bırakıcı hikayesi.*** psikolojik derinlik, ölü beden tasvirleri, tavan arası,**yitememiş aşk, yalnızlık ve beyin imgesi çok fenadır. hele o final cümlesi* o hazin soru sanki yalnız bırakıldığı için beyin tümörüyle hayata elveda diyen oğuzcum atay'ın içsesidir.bu hikayeyi okuduktan sonra uzun süre etkisinden çıkamıyor insan.
--spoiler--
(...) sonra baktı gene, onu, ölüm kalım meselelerinde yalnız bırakmayan gücünden yararlandı gene. (...)yalnız, gözlerin bu canlılığında bir başkalık var; her şeyi bildiği halde duygulanmayan bir ifade. 'görünüşüme bakma, içim öldü artık' diye korkuturdu beni.
--spoiler--
--spoiler--
hayır, gerçekten ölmedi; çünkü ben yaşayamazdım ölseydi. bunu biliyordu. bu kadar yakınımda olduğunu bilmiyordum ama, 'sen bir yerde var olursan yaşayabilirim ancak' demiştim. nasıl olursan ol, var olduğunu bilmek bana yeter demiştim.
--spoiler--
--spoiler--
yanaktan yukarı çıkan böcek, şakağa doğru gözden kayboldu. el fenerini oraya tutsam mı? hayır. korktu; fakat yarı karanlıkta kurşunun deliğini gördü. titreyerek geri çekildiği sırada, aynı delikten çıktı hamamböceği; bacaklarının arasında küçük pürüzlü bir parça taşıyordu. dehşete kapılarak feneri deliğin içine tuttu; ışınlar, kafatasının iç duvarlarında yansıdı. eyvah! böcekler beynini yemişlerdi, en yumuşak tarafını. belki de hamamböceği son parçayı taşıyordu. kendini tutamadı: 'seni çok mu yalnız bıraktılar sevgilim?' dedi.
--spoiler--
beni yıllar öncesine götüren muhteşem cengiz kurtoğlu parçası. an itibariyle müdürümün odasından tüm şirkete yayılmakta. * üsküdar cumhuriyet lisesi'nde matematik ve geometri derslerini çekilir kılan parçaydı ve albümdü. sony walkman'imin sesini sonuna kadar açıp, en arka sıraya konuşlanırdım. üniversite yıllarına kadar hep cengiz kurtuğlu dinlerdim. sonra zamana yenik düştü cengiz kurtoğlu. hem o kayboldu gitti, hem ben vefasızlık ettim. şimdi dinleyince bu parçayı yeniden, sanki uzun yıllardır görmediğim bir dostu görmüş gibiyim. "önce bir kaç damla yaş" girişi tartışmasız türk müziğinin en güzel girişe sahip parçalardan birisidir.
bir zamanlar hiç unutulmayacağı sanılan kişidir bazen. unuttuğunu görüp hayrete düşersin, sevinirsin. hatta acırsın, "gözümde neydi, ne oldu" diye. tepeden düşmüş, yerle yeksan olmuştur.
inanmadım yıkıldım senin miydi bu düğün....
diyerek gözlerimizin dolmasına vesile olan cengiz kurtoğlu şarkısı..
aklımdan geçti birden bütün davranışların tamamlıyordun beni......
ah ulann...