hollanda genelevlerindeki ibnelerin sonunda gelip özür dilediğidir. vakt-i zamanında seni dinleseydik de sonumuz bu olmasaydı dedikleridir. ama unutmayan vakitlice uyarmış, yapmayın etmeyin demiştir kendilerine...
değişik şekillerde bölündüğü zaman değişik anlamlar veren sözcük:
*un utmayan, unu mağlup etmeyen kişi (utmak = yenmek)
*unutma yan, bir çift emir veya hatırlatma
son yazdığı tehditleri sıralayınca buradan bizim köye yol oluyor. insan iddia ettiği yaşa gelip hiç mi ders almaz hayattan? hiç mi düşünmez 'yahu ben neler diyorum, neler yapıyorum' diye. kendi şikayetçi olduğu şeyleri yapmaktan zevk alan bir insan modeli. bakalım köpekli entarileri ile daha kaç insan evladını korkutup, sindirip hala iyi bir insanmış gibi davranmaya devam edecek.
insanın arkadaşları olabilir, ailesi olabilir, malı mülkü olabilir, ama içinde insanları ve hayvanları ayırt etmeden tanıyan, dikkate alan bir sevgi yoksa sonunda tıkanacağı yer burasıdır işte.
köpeklere iltimas geçmesin, bütün hayvanları sevsin dileğim. özlediği kişilerle de bağlantıya geçsin, hayalleri ile avunup durmasın.
belki birazcık hatır uğruna getirdik ama geldiğinde değdi yazar ablamız. öyle derinden girer ki sohbete, öyle içine alır ki sohbeti... yeri gelir uzaklara dalar, yeri gelir eller havaya hobaa diye bağırtır. yaş farkına rağmen yakan aynı şey oldu mu birbirimizin dilinden anlar, bir bakışla tamamlar susarız. onu anlamayanların attığı taşlar hiç canını sıkmasın. kendi halinde takılsınlar, onlara bir şeyler katmana izin vermiyorlarsa es geç! biz hep seninleyiz, seviyoruz seni. iyi ki tanışmışız seninle, sen hep ol bizimle.
harbi bir insan. karşısındaki kişi hakkında ne düşünüyorsa yüzüne en güzel cümlelerle söyleyen, bazen ağır tavrı derin cümleleriyle kendini dinleten, bazen de vur patlasın çal oynasın tavrıyla dağıtan ablamız. seviyoruz kendisini.
ankara fasıl zirvesinde kuzeni nada ile birlikte iyiki gelmişin be abla denilesi yazardır. sen olmayınca eksik kalırdı bişiler. seni ben ellerin olsun diye mi sevdim ve duydum ki unutmuşsun parçalarının müptelası. zira iki parçada en az 6'şar kez söylendi. *
kendisine empati kurmasını ve bir köpek olduğunda bilip bilmediği konularda havlamasının o vakit normal olabileceğini salık verdiğimdir. veya köpeklerin renk algıları dolayısı ile alakasız benzerlikler kurabildiklerini ancak bir köpek ile empati kurarak anlayabileceğini mi salık versem yazarıdır.
bunlar işin terane kısmıdır da artık gelsindir. bu nokta önemlidir...
hakkında 'başına ne geldiyse empati eksikliğinden geldi' tarzı bir yorumun geçerli olduğu insanlardan sadece birisi. yaşadıkları aklıma deniz seki ile bayhan'ın hikayesini getiriyor.
hakkında iyi bir şeyler yazıldığında eksileyenleri olan büyük insandır. sırf o yüzden önceki entrymi editlemek yerine bu detayı yeni bir entry ile dile getiriyorum... eksilesinler ve tatmin olsunlar next and nextstarlar. sinirlerini eksi butonundan çıkartsınlar ki insanlara salyalar akıtarak saldıramasınlar... can sıkamasınlar... parazit yapmasınlar.
gel geri... boynu bükük kalmasın yazılanlar. üzülmesin sevenlerin ve sevinmesin sokak köpekleri kuru bir kemik bulduklarını zannederek... gitmemek üzere gel ve susmamak üzere yaz. zira aramızda unutmayan birisi olmalı ve hatırlatmalı bize leş kargalarının ne denli karaktersiz olabileceklerini.
kendisiyle uğraşınca maaş alacaklarını sanan andavalların bolca saldırdığı can ciğer ablamızdır. buraya pislik ve hıyanet kokan iftiralarını kustukça orgazm çığlıkları atarlar bunlar. bir de olayları sadece burdaki birkaç entriye dayandırarak çamur atanlr vardır ki şahin k öpsün onları. unutmayan'ın kendini sildirip gitmesiyle meydanı boş sanan leş sürülerinin avı olmayacak, oldurmayacağımız biricik abladır. zaten kendiside bir yerleriyle gülüyordur bu iftiralara. en son bir laf söyleyip ayrılıyorum bu başlıktan;
(bkz: bizi satanı biz bedavaya veririz)
kendisini sildirdiğini öğrendiğim üstad... o kadar geniş bir konu yelpazesi ve o kadar yerinde, düzgün bir üslubu var ki bu yazarın bu açıdan sözlük adına büyük bir kayıp.
sonuç itibari ile karar onundur saygı duymaktan fazlasını yapmak mümkün değil... ki etkili de olmaz böylesine bir kişiliğin sahibine. ama gene de yeniden gelsin diyorum içimden... sessiz ve derin bir fısıltı ile "gelmeli" diyorum. bunu bir istekten ziyade bir gereklilik olarak görüyorum. zira sözlükte kaliteli yazar sayısı zaten kısıtlı iken böylesine bir kayıp kendisini hissettiriyor...
hala çamur atarak çamura bulanmaya devam eden kişiliklerce karalanmaya çalışılan yazar... unutmayan ı bilenler bilirler ki, çok candan, yürekten, insanları sarıp sarmalayan bir kişiliği vardır zirvelerde yazarlarca bizzat gözlenmiştir.... herkesle tek tek ilgilenip, gerektiğinde hiç alakasız insanlar için bile gözü kapalı kendini ateşe atandır... dostluğu, arkadaşlığı, sevecenliği kıskanılarak üstelik bu derece alçakça itham ve itiraflarla özel hayatını deşifre edecek kadar küçülen insanların saldırılarına maruz kalmıştır... çirkefe bulaşmamak için susmayı tercih etmiş, bu yüzden kaydını sildirmiştir.... yazıktır üzücüdür...