mutlak anlamda gerçekleştirilmesi mümkün olmayan şey. birini unutmaktan bahsediyorsak eğer en fazla ona karşı olan hisler unutulabilir. ki o da zor. emek ve yoğun uğraş gerektiriyor. emrah serbes abimizin de dediği gibi sözleri hatırlayamasak da melodisi mi kalır acaba akılda. mesele o melodinin artık güzel gelmemesi ya da artık o melodiyi duyamama mı yoksa?
Hatırlamak istemediğin anıların için unutmak çok güzel bir olaydır ama ya unutamıyosan işte o zaman " vur o akılsız başını duvarlara taşlara , sevabına ".
iyilesmenin tek ilacidir. Ki ben o kadar antidepresan kullandim kac yil psikiyatriste gittim ve gidiyorum. Unutun ve kendinizi de unutturun. Sosyal medya vs. herseyi silin. Siz ona ulasmayin o size ulasmasin. Bakin nasil geciyor..
Geçenlerde ismini unuttuğumu farkettim, hatırlamak için baya uğraştım aslında ama hatırlayamıyorum. Yinede Kızgınlığım hâlâ aynı, yerli yerinde duruyor. Tuhaf.
Yok oluşun zihinde kalan kırıntısıyla avunmak. Nietzsche her ne kadar "unutmak iyileşmektir dese de" unutmak iyileştirmez, iyi olan ne varsa ondan caydırır.
unutmak un'dan geliyormuş. birini unutmak için un ufak etmen gerekiyormuş, birini öyle bütün şekilde unutamazmışsın. önce saçını, kaşını, gözünü, burnunu bunları tek tek zamanla unuturmuşsun.
sıradan bir gözle gözlemle gayet normal bir hayat sürdürüyor gibiyim.
kafamın içindeki kaostan, çatışmalardan, isteklerden, istemediklerimden, unutmak isteyip sürekli hatırladıklarımdan kimsenin haberi yok.
bu durumları bir nebze olsun arkaya atabildiğim zamanlar ise gerçekten fiziksel ve zihinsel olarak meşgul olduğum zamanlar fakat limit o kadar yüksek ki, sadece unutmak için çabaladığım zamanlar çok başarılı oluyorum. çevre faktörü etkilidir diye düşündüm ve yurt dışında yaşamaya başladım. hiçbir şey değişmedi.
başarılı olmak istemiyorum. kafamın içindeki kaosun bitmesini istiyorum.
Unutmak değil de çoğunlukla unutmak zorunda bırakılmak şeklinde düzelttiğim olgu. Hiç kimse kimseyi isteyerek unutmaz efendim. En basiti zaman ister unutmasını.
Unutmak kısa vadede başınıza ufak çaplı dertler açar. Örneğin, bir zamanlar aşık olduğumu düşündüğüm kıza 2 hediye götürdüm, birini unutmadan vermeyi başardım. Ancak öteki hediye manevi değerler içeriyordu (hediye buluştuğum süre zarfında kızla yazı yazdığımız bir defterdi.) ve hediye unutkanlığımdan bende kaldı. Kızla birkaç hafta sonra yeniden görüştüğümde hediyeyi vermeyi unuttum. Aslında kişisel bir utançtan öte bir dert değil bu.
Unutmanın iyi yanıysa geçmişe ait hiçbir özlem duymamanız, yas tutmamanız, yakınınızda eksilenleri birkaç saat içersinde unutabilmeniz. Hatta, yukarıda bahsettiğim kız da benim gibi çok unutkan ve kendisi de biliyor. Geçmişte beraber geçirdiğimiz vakitlerden ufak kesitler aklıma geldiğinde kızla paylaştığımda kızın hiç hatırlamaması ve özellikle kıza karşı yapmış olduğum hataları da hiç hatırlamaması beni çok etkiledi. Bunun sebebiyse etraftaki kızlara karşı yaptığım en ufak hatada silinmemdi. Benim gibi insanlar yaptığınız hataları da unuturlar ve bize karşı cidden kötü bir hareketiniz yoksa arkadaşlıklar son bulmaz *