insan nasıl unutmasın ki ? 2 gün sonra 2 gün yediğini unutmuyor mu ? Çok etkisinde kalsa ne olur ? Söyleyeyim maksimumum güzel olduğu akılda kalır... Zamanı yalan olur , kendi yalan olur... Yalanların içinden gerçek aramaya son verelim.
'unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğimiz un yani.. hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. birini bütün olarak unutamazmışsın zaten. öyle pat diye unutamazmışsın. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş... unuttuğun zaman da o kişi olmazmış, hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş. ben unutmak istiyorum la. her gün ne zaman unutacağım diye soruyorum kendime. her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net... unutamıyorum ben'
Diyor behzat ç. Kötü anıların un ufak olması dileğiyle...
Beynimizdeki hiçbir şey tam olarak silinmez; biz silindiğini düşünürüz. Oysa zihnimizde oluşan bu karmaşık yapı, kimi zaman çözülür ve yaşadıklarımızı detaylı bir şekilde hatırlarız.
Yıllar önce hastaneye girmeden hemen önce bir gevrek alıp bu gevreği hastanenin çimlerinde pıt pıt yürüyen serçelerle birlikte yediğimi hatırlıyorum. Bu sırada serçeleri en tedirgin, en zarif varlık olarak düşündüğümü bile hatırlıyorum. Sonrasında bununla ilgili bir hikaye yazdığımı ve hikayenin Kahramanları bu sevimli serçeler olduğu için hikayeyi yazarken gülümsediğimi bile hatırlıyorum.
Diyorum ki "unutmak" diye bir şey yoktur, "hatırlayamamak" vardır.
Ben unutmak istemez miydim
ilkokul öğretmenime küfrettiğim için o balyoz gibi elden yediğim tokatı,
Mahallenin çocuklarıyla kanlı kavgalar ettiğim için annemden yediğim post-modern dayakları,
Havalı tüfekle kamyonlara ateş ettiğimi ve kamyon sürücüsünün beni tutup fırlattığını,
Bakkaldan bonibon ve halley çalarken yakalandığımı,
Hoşuma gitmeyen arabaları anahtarla çizdiğimi,
Böbrek sancılarının beni yerle bir ettiğini,
Otelde çalıştığım sırada Fransız bir kızla saatlerce konuştum diye şefin herkesin içinde bana bağırdığını ve sonrasında şefin tostunun içine... Tamam tamam.
istemez miydim bunları unutmayı? Neden istemeyeyim, manyak mısın?
Beyin unutmuyormuş arkadaşlar; sadece arşivin tamamına ulaşamadığı için hatırlamakta güçlük çekiyormuş.
Unutmak diye bir şey yok. Alışmak var, unutmak yok.
Unutulmuyor en azından önemli ve duyguların yoğun olduğu anlar asla unutulmuyor. Unuttuk desek de bilinçaltımızda yer edinmiş en ufak bir görsel ses veya koku vasıtasıyla tekrar kendini hatırlatacak. Velhasıl unutulmuyor, alıştırıyor, arkalara itiliyor o kadar.
Unutmak nimettir diyorum ama bazen unutmak da insanın içini acıtır.
Arkadaşım rahmetli babaannesinden bahsederken 'sana ne diye sesleniyordu?' diye sordum. O cevap verirken dedem bana ne diye hitap ediyordu diye düşündüm. Unutmuşum, bana ne derdi hiç hatırlamıyorum. Ama bana nasıl sarıldığını, nasıl öptüğünü, nasıl dans ettiğimizi iyi hatırlıyorum. Aklıma geldiğinde kollarımın arasında boşluk hissediyorum. Çünkü onun kalbinin sıcaklığını unutmuyorum. Unutmak istemiyorum.
unuttum ben de unuttum, hiç aklıma gelmedi hatırlamıyorum müjgan'ı, hatırlamıyorum şimdi, bu şiiri de ben yazmadım. zaten unuttum abi! ben de unuttum. hatırlamıyorum şimdi müjgan'ın gözleri ne renkti!
insan beyninin yapısından ötürü, alzheimer gibi bir hastalık olmadığı müddetçe imkansız eylem. beyin unutmuyormuş arkadaşlar; sadece arşivin tamamına ulaşamadığı için hatırlamakta güçlük çekiyormuş.
unutmak insanın en büyük silahıdır.
insan unutabilirse, özlem gibi bazı acı veren duygulardan kurtulabilir, bazı olumsuz olayları silebilir ve olumlu bir bakış açısı getirebilir.
unutmak zor olduğu kadar bir o kadarda etkili yöntemdir.
bunun olmasında en etkili role sahip kavramsa zamandır.
Zamanın geçmesiyle en yakını kaybetmek, herhangi bir olay geçirmek ya da sizi yaralayacak ne varsa sonunda olacak şey. Yerine göre güzel yerine göre kötü. insanın hayatında iz olarak kalacak kişilerin gitmesi, olayların geçmesi unutulmamalı diye düşünüyorum.