Bir cenaze evinin bahçesinde insanlar toplanmış ağlıyorlarmış. Sonra bir kaplumbağa yavrusunun üstüne kocaman yaprak yapışmış, kaplumbağa onu sürüye sürüye geçmiş insanların önünden. insanlar gülmeye başlamışlar. işte insan böyledir kızım, nisyandan gelir, ister beş dakikada ister beş yılda unutsun, insan mutlaka unutur. insan unutmasa yaşamaktan vazgeçer, unutmak insanoğluna en büyük nimettir demişti.
Anneannem bu hikayeyi anlattığında kaç yaşındaydım hatırlamıyorum ama o zamanlar dertsizdim, unutmak isteyeceğim anılarım yoktu. Hafıza daha boş bir levha. o yüzden hikayeyi dinlerken hem uyduruk hem de biraz gülünç bulmuştum.
aslında bi nevi beynimiz bununla görevlendirilmiş biz istesek de istemesek de bu olacak. özellikle hafızamız kötü olayları unutmaya daha çok programlanmış. ne yazık ki bizim için zor bi eylemdir. unutmak bi o kadar acı verici bi o kadar güzeldir. düşünsenize unutamadığınızı? azap misali.
Bazı şeyler icin imkansız...
Bazı şeyler için ise kaçınılmaz olandır...
Unutabildigimiz için mutlu olmalıyız, insana verilmiş en büyük yetidir unutmak...
Unutamayız bazı şeyleri. Daima hafızamızda derin izler bırakacaklar. Unutamadığımız anılar ve hatıralar bir gün gelecekte karşımıza çıkacak. O zaman ise umursamayacağız. Zamanla acımız hiçliğe dönmüştür. Unutmak bir çözüm olmadı hiçbir zaman. Fakat umursamamak en iyi savaşma yoludur.
Aslında defalarca hatırlamakla gerçekleşir. Bu yüzden bir süre sonra duygularımız yoğunluğunu yitiriyor. Artık sıradan bir şeyden bahseder gibi bahsetmeye başlıyorsunuz rahmetliden.
Olumsuz her durumu ya da olayı unutarak yola devam etmek, dünyanın en büyük konforu ve sağlıklı düşünce eylemidir.
Olumsuzluğu unutup, olumluya odaklanarak ve onu hafızaya kazıyarak sürdürülen bir hayat, kendinize yapacağınız en büyük iyiliktir.
Ballı lokma tatlısıdır, kaymaklı ekmek kadayıfıdır