o seni hala ellerimde hissediyorumm...
yine yüzümde kokun varmıs gibi...
o kokunun bana verdiği acı, gözyaşı, anılar...
ve ben yine o anıları kadehlere vuracagım,
yine herseyi içime hapsedip zamanla nasır kalpli olacagım...
kendime yalanlar söleyip seni unutacagım...
içimdeki yangını hıc bır zaman kimse ama kimse bilmeyecek,
ben yine kalabalıkların içinde uzaklaşıp, yalnız kalacagım...
belki gözlerim her yerde seni arayacak ama ben yine senin oldugun yerlerden kaçmaya calısacagım,
evet biliyorum ki yine seni özleyecegım,
ama bu sefer hasrete yenik düşmeyecegim..
gün gelicek ben bu sehirden gidecegim,
arkama hic bakmadan, dostlarımı bırakmadan,
yalnızca seni bu sehirde bırakıyorum,
sabah güneş doğdugunda beni anımsa,
akşam 'ay' da seni hatırlatacak bana....
yüzümde hafif bi gülümseme olur belki...
belki yine seni anarım, belki resimlere bakarım,
senden habersiz uzak bi sehirde seni anımsıyor olacagım... *
Ferdi abimizin "eternal sunhine of spotless mind" için bestelediği harika parça. daha sonra telif yüzünden çıkan bir anlaşmazlık yüzünden filmin soundtrackleri arasında geçmemiştir bu parça, en az 2 adet oscara mal olmuştur.
""unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş. ben unutmak istiyom la. her gün ne zaman unutcam diye soruyom kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. unutamıyom ben."