5 yaşında ki kız yeğenimi parka götürdüm. parka girmeden bakkala uğrayıp cips kola şekerleme dondurma vs aldı.
hanımefendinin en büyük zevki salıncakta sallanırken dondurmasını yemek, cips atıştırmalık çerez şekerleme vs sonrası kola veya meyve suyu içmek. tabi ki hanımefendiye servis ediyoruz. bir yandan bize salıncağı sallatıyor bir yandan da kola diyor kolası, su diyor suyu, dondurma diyor dondurmasını veriyoruz.
benim gibi kimse ona böyle servis hizmet etmemesi, bakkala markete girince şunu istiyorum deyince asla ona yok diyememem, oyuncak falan alırken bırak onu değil bunu al diyememem neticesi hafta sonları parka gezmeye sadece benimle gidiyor.
beni en çok güldüren de market bakkal oyuncakçı kapısına gelince benden kredi kartımı istemesi, çantasına koyması, aldıklarını ödemek için kartı kasiyere vermesi ve çıkışta tekrar kredi kartını bana geri vermesi benim tatlı tatlı tebessüm etmeme neden oluyor.
neyse, parkta yeğeni salıncakta sallarken bir yandan dondurmasını yerken eline bulaşan damlamış dondurmayı silmem, bana su ver demesi ve suyunu vermem, çerez ver demesiyle çerezini vermem vs böyle hizmet ederken diğer çocuklar öyle bakıyordu. orada çocuklarrın annelerinden birine rica ettim gidip bakkaldan sigara alacağım bahanesiyle parkın yanında ki bakkala gidip diğer çocuklar için de dondurma çerez atıştırmalık vs aldım. gelip diğer çocuklara dağıttım.
o çocukların gözlerinde yüzlerinde ki sevinç ve minneti görmenin değerine paha biçilemez.
yeğeni parka her götürüşümde market bakkala uğradığımızda yeğenin aldıklarının biraz fazlasını alırım. parkta diğer çocuklarla paylaşması için ona verir dağıttırırım. hem paylaşma hem insan ilişkileri gelişsin isterim.
90'larda sıçmak bile mutluluk sebebiydi. 2006 sonrası sıçışlar, 2014 sonrası boka batışlar ve son olarak 2020 sonrası hayattan 0 zevk almalar başladı. -'ye doğru gidiyoruz.
annem ölmeden önce yaşadığım döneme ait anlardır. yani 8 senedir gerçek anlamda mutluluk hissetmedim. ama beni mutlu eden bir hayat yaşadığımı düşünüyorum.
insanın aklında kalan unutulmaz anlardır. Her insanın vardır böyle bir anısı, hatırladığında ufak bir tebessüm edip maziye daldıkları ufak bir mutluluk hali. Bu bir koku da olabilir bir dejavu da. Benim bugün oldu mesela. Bir bakkaldan geçerken gelen bir koku çocukken Nurettin amcanın bakkalını anımsattı bana. Arkadaşlarla paramızı denkleştirip nasıl cips alırdık o zamanlar. Bir kaldırıma oturup pay ederdik birbirimize. Güzel günlerdi.
Herkesin 02,05,10 gibi ortalaması 10 küsür olan sınavdan 95 alıp ortalamayı yukarı çekmemle milleti göt etmem. Paha biçilemez bir mutluluk idi. Kalsın ibneler. .
O değil de o 5 puan içime oturdu anasını satayım. Buruk bir mutluluk idi ama naparsın.
Kantinde tek başına oturuyordu. Dört aydır tanışmamıza rağmen hiç muhabbetimiz yoktu karşısına geçip duygularımı söyledim hepi topu iki dakika gözlerine bakmıştım ve o an kendimi dünyanın en mutlu insanı hissetmiştim..
Köpeğim zeytin'i ilk kucağıma aldığım an. * ama o mutluluk sekiz ay sürdü çaldılar sonra yavrumu.
Üniversiteyi kazandığımda da çok mutlu olmuştum ya.
En unutulmaz mutluluk anlarım da en yakın arkadaşımla buluşmalarımdır. *