gerek mesajlaşma yoluyla, gerek nick altı entry'leriyle artık o kadar alıştım ki kem söz duymaya, hakkımda yazdığı aslında gayet iyi (ve çok da onore edici) cümlesinin manası hakkında şüpheye düşüp -ki bunda az buçuk cehaletim de etkin oldu sanırım- güzel sözüne güzel bi karşılık veremediğim için kendimi mahçup hissettiğim yazar. bu entry de kötü oldu ama ikinci defa mazur görür beni umarım.
gördüğüm en babacan, en ezici, en yürekli entrysini girerek beni akşam akşam güldürmüş harika insan. nasıl bir samimiyettir bu yani. helal olsun valla. sözkonusu entry için;
metanetin içindeki metanın bile varlığı şu varlıkla alakalı değilse, varlık diyorsam varılacak yer, bak burda da var varsa, etme tutma deme, etmek birleşirse açıklama yapabileceğim durum o zaman temenni ediyorum açıklığa kavuşacak. vuslat burada gizli dosya. kucağı elektriğe bağla bak toprak. ayak. çıplak. işbu metnin altına yedi katlı bir teşekkür hem de yazara ait, ayrıca patlamaya hazır sivilce dersem yine yazamazlığıma küfredecekler, başkası olsa ağacı örnek verirdi oysa burda sivilce patlatmak oysa kafa patlatmaktan daha cazip hem bu da bir kıvanç kaynağı insana bağlı. irin derin uyağını inan böyle demek değil de -dahi olan herşey dünyadan ayrı yazılıyor inan buna. çak bir beşlik diyebiliyorum ancak tanışıklığıma ama gel gör ki dörtlüyü tamamlayanlara güvenerek inşa ediyorum bunu da. güzellik cinsiyet belirtisiyse beni de insin cini çarpsın. bir de açıklayıcı tanım olarak demek isterim ki çaylak.
Unutma! Diğer odadan eşinin sesi geldiğinde, çocuğunun kokusunu içine çektiğinde ve akşam dönecek bir evin olduğunu bildiğinde sevindiğini...
Unutma! Yağmurun altında ıslanırken yürümenin ne büyük bir hürriyet ne büyük bir nimet olduğunu...
Unutma! Hiçbir acının aslında ilk anki kadar dayanılmaz olmadığını... Her şeye alışılabileceğini...
Unutma! Hayattaki en büyük gerçeklerden birinin sahip olduğunu zannettiğin her türlü şeyden ayrılmak olduğunu...
Unutma! Kader denilen gerçeği ve senin hükmünün dışında geliştiğini....
unutma!
yüreğinde bir ismin imzası var
ve sen onu silemezsin
söküp atamazsın ne kadar uğraşsan da
seninle beraber büyür ıcındekı sızı
ilk önce onu hissedersin
başkasına dokundugunda...
unutma!
bir kere sevdin mi
uzun uzun yanarsın
sitemler.. öfkeler birikirken ıcınde
sen azalırsın.
dilinde küfür elinde kadeh eksik olmaz
günler böyle geçer. alışırsın...
unutma!
sabahlar artık gecikir.
ister sağa dön ister sola
gözüne uyku değil gidenin hayali gelir...
kendini şiirlere verirsin
elin sigaraya gider her on dakika da bir
fena zehirlenirsin...
unutma!
bir süre güvenmeyeceksin kimseye
kandine sığınacaksın
aşk konuşulduğunda sen susacaksın
of'larla ah'larla başlayacaksın her cümleye
çevrende senden başka herkes haksız olacak
senin haklılığınsa çaresiz gidecek çöpe..
unutma!
bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
biri seni bulacak...
önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
biraz ürkeceksin.
ne kadar dirensen de nafile
insansın sonuçta, seveceksin....
eski acılara bakıp da küsme sevdalara
gavura kızıp da oruç bozulmaz
sök at kafandan acaba'ları!
bir kemik aynı yerden
iki defa kırılmaz..
artık kararmaz gecelerin.
bir daha yaşlar akmaz gözünden.
sabahların gecikmez.
kim bilir ağladığın günlere gülersin
bir defa öldün ya zamanında?
bir daha ölmezsin...
Okan savcı
yıllar sonra gelen edit: o günden sonra öyle şeyler değişti ki içimde gel gelelim değişsede dönüp dolaşıp aynı yere geldim.
Hdp'nin bir terörist partisi olduğunu, 17/25 rezaletini, terör örgütüyle mücadele değil müzakere edenleri, türklüğü anayasadan çıkarmayı planlayanları unutma, unutturma. Tembih ve hatırlatmadır.