uzun zamandır unutkanlık sorunum var ancak son zamanlarda iyice artmış durumda. artık izlediğim filmlerin, okuduğum kitapların ya da birilerinin adını hatırlayamamayı geçtim. cümle kurarken kullanacağım kelimeleri dahi unutmaya başladım. az önce de annemle konuşurken tam aklımdakileri söylemek için ağzımı açtım ama ne söyleyeceğimi hatırlayamadım.
benim kafa gidici sanırım.
küçükken mezar taşlarındaki isimleri okuyunca anneannem kızardı "bak mezar taşlarını okursan unutkanlık başlar" diye. acaba anneannem haklı mıydı?
mükemmel bir şeydir. kim ne demiş ne yapmış anında unuturum ve sallamam. kafaya da takmam.
sanıyorum daha unutkanlıktan değil de daha çok gamsızlıktan.
kendinden uzaklaştırır insanı. . iyidir demiş kimisi. bok iyidir afedersin. ya da ben çok ağır bir durum yaşıyorum. ay çantayı unuttum kitabımı unuttum demeyi özledim. bir insanla muhabbete başlayınca aynı soruyu üç kez falan soruyorum. annemin adını sordular ve cevap veremediğim oldu. böyle beynim koca bir boşluk gibi oluyor o an. önceki gün bana anlatılanları hatırlamıyorum. bankaya para çekmeye gidip parayı almayı unutuyorum. hatta en uç örneği anlatayım:
arkadaşarla seğmenlere gittik; ankaralılar bilir seğmenleri. neyse parkın biri işte çöpü at gel arabanın önünde buluşalım dediler. çöpü atıp yoluma devam ettim. insanlarla iki dk önce buluştuğumu unuttum. abartıyon sen de diyebilirsiniz ama umarım kimse yaşamaz böylesini.
nörolojiye gittim her türlü kontrol yapıldı. psikiyatriye gönderiyorlar ilaç alıyorum ama 1 yıldır halim bu. bilen yaşayan var mı böylesini a dostlar delirmek üzereyim.
çözümünün başka bir şeyle uğraşmak olduğunu düşündüğüm durum. en azından bende işe yarıyor. unuttuğum şeyi o an hatırlamaya çalışmaktansa alakasız bir şeyle uğraşıyorum ve hemen aklıma geliyor. kendi mekanizmamı çözdüm sanırım. bunu bir deneyin derim belki sizde de işe yarayabilir.
hafızam çok güçlüdür aslında. konuşma esnasında siz arada bir şey anlatırsınız bana, seneler sonra ben o olayı hala hatırlarım. ama şu son günlerde her şeyi unutuyorum. geçen gün dolaptan tencereyi çıkarmıştım. daha sonra, tabağa yemek koyup tekrar dolaba koyacağıma, boş tencerelerin olduğu bölüme koymuşum. akşam annem söyledi. zor ikna oldum. hiç hatırlamıyorum öyle yaptığımı. sonraaa, kendi kullanıcı adımı unutuyorum. aklımdan diğer yazarların kullanıcı adları geçiyor. neydi neydi diye düşünüp dakikalar sonra bulabiliyorum. sonraa, dün mutfağa gittim. masada bardak vardı. ben koydum sanıyordum ama annem koymuş. niçin böyle aceba yea¿?
geçen gün telefona gelen tüm sms leri engellemeyi aktif ettim. sonra kredi kartı ile ilgili işlemlerde bir türlü gelmiyor sms lan diyorum neden acaba. sonra 8 köşeli jeton düştü ve düzelttim.
Yanıma aldığım şemsiyeyi girdiğim her yerde unutmam şarja taktığım telefonu okulda unutup yarı yoldan dönmem bankamatikten parayı aldıktan sonra kartı bırakmam gibi daha sayılabilicek unutkanlık üzeri unutkanlıklarım mevcut durumum kritik arkadaşlar anlayacağınız.
ilaç sektöründe;kozmetikde kısacası hayatımızın her alanında büyük yer kaplayan aleminyum uzun süreli kullanımda beyin hücrelerini tahribata geçirip unutkanlığa neden olduğu hatta ileri yaşlarda alzhimere bile yol açtığı amerikan bilim enstitüsü tarafından kanıtlanmıştır. ilaç kullanımında bu elemente dikkat edilmesi gerekir. Trt belgeselin aleminyum üzerine çekimleri vardır oradan daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiz.
sosyal hayatinizi, egitim ya da is hayatinizi mahvedebilecek bir durum.
bende de hastalik boyutunda olmasa da var. hem derslerde hem de arkadaslarimla sohbet ederken bu durumdan muzdaribim. atiyorum The Beatles grubu hakkinda herseyi 6 ay oncesine kadar biliyorumdur, 6 ay sonra sor sadece basic lerini hatirlarim ve o yuzden genel kultur bilgimi de disa yansitamam o kadar. sanirim ogrendigim seyler nolursa olsun, yaziya dokup bi ara tekrar bakmam gerek. Cunku daha once iyi bildigim bi konudan konusurken dut yemis bulbule donebiliyorum. Fil hafizali insanlarla konusurken nasil bu kadar cok bilgiyi barindirdiklarina sasiriyorum ve kiskaniyorum da.
sanirim havuc suyu hafizaya iyi geliyormus. unutkanligin cozumunu bilen varsa mesaj atabilir.
Kuran okumakla üstesinden gelinir. Elinizden geldiğince cinsel organa bakmamakla üstesinden gelinir.
Banyoda idrarını yapmamakla üstesinden gelinir.
Din hayatımızın garantisi ama bilinmiyor bunlar maalesef..
dahiliye ye gideyim dedim geçen aylarda...
şikayetlerim arasında yorgunluk, sürekli uyku hali, üşüme, unutkanlık gibi durumlar var. kansızlıktan şüphe ederek kapısını çaldım.
unutkanlığı söylemeyi unutup çıkmışım, kan falan verdim... neyse öğleden sonra sonuçlara bakalım dedi...
kansızlık doğruymuş neyse tekrar gittiğimde söylerim derken yine unuttum...
iğne amaçlı sürekli hastanedeyim ve söylemeyi unutuyorum derken, aylar geçti...
artık sohbet esnalarında farkettim ki iş arkadaşlarımın isimlerini hatırlamıyorum, yakın geçmiş, uzak geçmiş hiç biri yok...
artık sinirlendim doktora... 182 randevu alıp soluğu yine odasında aldım, aylardır unutkanlığım olduğunu söyleyeceğim unutuyorum dedim.
güldü, altı ay süre tanıyacaksın b12 eksiliğinden dedi.
tatmin olmadım, beyin hücrelerimde sıkıntı olduğunu hissedip bir alo 182 daha patlattım.
gözlerimi açtığımda sabah 5 sularında mr odasındaydım...
gülmeyin, n'apıyorum ben demeyin... iş hayatınızı, ilişkilerinizi, diyaloglarınızı olumsuz etkiliyor.
şayet unutmazsam gelecek hafta sonucumu alıyor olacağım.
velhasıl kelam doktorunuza bile unutkanlığınız olduğunu anlatmayı unutabiliyorsunuz.
alzheimer olmamak ümidi ile...
ulan kapıyı kapatır kilitlerim. Otobüs durağına giderken yolun yarısında eve telaşla koşar kapıyı kontrol ederim. Bazen koşmam lan zaten hırsız eve girse acır bi on kağıt masanın üstüne atar, yemek yapar çıkar diye gitmem.
markete giderim alış veriş yaparım eve dönerken yolun yarısında markete döner kredi kartımı unuttum galiba deyip. Beyfendi nakit parayla alışveriş yaptır der. Salak salak suratına baktıkdan sonra eyvah kartı kaybettim deyip eve husain bolt gibi 100 metreyi 10 sn altında koşar kapıyı tekmeler eve kafa atarak girer ne salağım deyip masanın üstünden bulurum.
olabilir insanlık hali. sürekli düşünmek unutganlığı viagra etkisi yaratıyor.
33 yasında ortaya çıkandır. ciddi bir sorun olusturabilme potansiyeli tasısa da, her zamanki gibi koy gotune rahvan gitsin mottosuna sadık kalınacaktır...***
Birmingham Üniversitesi ve Cambridgedeki MRC Bilişsellik ve Zihin Bilimi Birimi tarafından yapılan yeni bir çalışma, kasıtlı hatırlamanın hafızayı uyandırmanın ötesinde, hatırlanmayla gelen diğer rakip anıları unutmamıza sebep olduğunu gösterdi. Basitçe söylersek, hatırlamak için girdiğimiz çaba, unutmalarımızın başlıca sebebi olabilir.
Nature Neuroscienceda yayımlanan araştırma, insan beynindeki uyumsal unutma mekanizmasının ayrı tutulduğu ilk çalışma. Beyin görüntüleme çalışmalarına göre bu mekanizmanın kendisi, rakip hafızaların asıl nedeni olan özgün kortikal desenin bastırılmasını sağlıyor. Bu mekanizma yoluyla, geçmişimizden kalanların hangi yönlerini anımsayacağımız, dinamik olarak değiştiriliyor.
Birmingham Üniversitesinden Dr. Maria Wimber açıklamasında, Akademik çevrede beynin bu engelleyici mekanizmasına olan inanç artmasına rağmen, birçok insan, mekanizmanın anıları hatırlamanın diğer anıları bastırdığı bu karanlık tarafına karşı şaşkınlık yaşıyor dedi. Araştırmaya katılanlardan görüntülere dayalı kişisel anılarını hatırlamaları istendi ve beyin etkinliklerinin desenleri MRI taramalarıyla görüntülendi.
Cambridgedeki MRC Bilişsellik ve Zihin Bilimi Biriminden Dr. Michael Andersonun eş yürütücülüğünü yaptığı ekip çalışması, kişisel anılar tarafından uyarılan beyin etkinliklerinin izini sürdü ve bu uyarılmanın diğer anıları nasıl bastırdığını beyni 3 boyutlu küçük birimlere (voksellere) bölerek gösterdi. Araştırmacılar, bu voksellerin ince taneli etkilenim desenlerine dayanarak, kişisel anıların önce yeniden harekete geçtiğini, akabinde bastırıldığını fark ettiler.
Çalışma boyunca katılımcılardan alınan dört seçici bilgi, hedef anı olarak bulundu ve her ipucuyla hatırlama denemesinde daha da canlandılar. Rakip anılar her denemede daha az harekete geçtiler ve gerçekten de hafızanın etkin bastırma yaptığı fikrini destekler bir şekilde, hafıza için beklenilen taban çizgisinin altına itildiler.
Dr. Anderson bununla ilgili olarak insanlar edilgen (pasif) şeylerin unutulduğunu düşünüyordu. Çalışmamız gösterdi ki, insanlar hayatlarıyla ilgili anıları şekillendirmekle daha çok meşgul oluyor. Hatırlama üzerindeki yoğun edimlerin unutmaya sebep olduğu fikri çok şaşırtıcı ve bize seçici hafıza ve kendi kendini aldatma konusunda bilgi veriyor dedi.
Dr. Wimber ise konuya şöyle devam etti: Unutmak genellikle olumsuz bir şey gibi görülür, ama tabii ki geçmişimizdeki kötü bir anının üstesinden gelmek için de çok etkili bir yoldur. Dolayısıyla insanlara gerçekten yardımcı olma konusunda birçok olanak ortaya çıktı.
Ekip, özellikle adli süreçlerdeki birkaç durumda, beynin bastırılan rakip bilginin tanınması ihtiyacını nasıl ele aldığının şifrelerinin çözülebilmesine dikkat çekiyor. Dr. Wimber Bu, hafızaya dayanan her şey için büyük bir önem arz ediyor; en iyi örnek olarak da görgü tanıklarının ifadelerini düşünebiliriz. Bir görgü tanığından olayla ilgili spesifik bir bilgi istendiğinde ve farklı zamanlarda sorguya çekildiklerinde, konuyla ilgili anıları zarar görebilir ve hatırladıklarının yarım yamalak olduğu izlenimi verebilir. Aslına bakarsak, tekrar edilen hatırlama eylemi, bu detayların unutulmasına sebep olmaktadır dedi.
Bu çalışmanın bulguları belirli hafıza tipleriyle de sınırlı değil. Semantik (anlamsal) hafıza, epizodik (aralıklı) hafıza ve hatta yakın zamanda edinilen kısa-dönemli hafızalar da sıkça yapılan hatırlama eyleminin unutturucu etkisinden zarar görmektedir. insanlar genetik olarak farklılaşsa da, bütün beyinlerin bu tarz unutma mekanizmalarından farklı derecelerde etkilendiği düşünülmektedir.
Unutma eyleminin sinirsel temelinin beyin aktivitesinde araştırılması, uyaranların zihinde bıraktığı biricik sinirsel parmak izleri (engramlar) sebebiyle, oldukça zor olmuştur. Algı ve hafıza arasındaki ilişkiden yararlanılan bu araştırmada, kişisel anıların canlanmasıyla oluşan sinirsel etkinlik fark edildi. Ayrıca birçok rakip anının yinelenmesiyle tetiklenen görünmez nörobilişsel süreçlere dair özgün bir pencere de açtı.