yıllar sonra belki acısı azalır, her deşmede kanamaya hazır yara...
çok can acıtmıştır,
çok üzmüş yıpratmıştır,
durması gerektiğinde gitmiş, konuşması gerektiğinde susmuştur.
sevmiştir, sevilmiştir...yalandır herşey. gerçek; sadece sevdiğidir.
sevdiği için kaplamıştır ruhunu unutulmayan.
yıllar sonra belki acısı azalır, her deşmede kanamaya hazır yaradır...
deşilmedikçe artık kanamayacaktır...
Uyandım.etraf zifiri karanlık, gözüm hiçbir şey görmez, nerede olduğumu bir an için unuttum.Beynimin içinde binbir soru, ardı ardına gözümün önüne geliyor.Sonra hatırladım herşeyi, yaptıgım salaklıkları, unutmak için çabaladığım hergünü tek tek, ağır ağır sanki o ızdıraplı günleri yasıyormusum gibi...
Şu dünyada hiçbir şey umrumda değildi.Bir tek şey hariç, beni dünyada tutan belkide tek şey, onu asla aklımdan asla çıkaramazdım.Aslında unutmak için herşeyi denedim.Uyuşturucu,içki,başkaları...
Ben daha ne yapabilirdim ?acıları çektim, hüzünleri yaşadım.Herşeye inancımı kaybettim, tüm varlıklara...
Benim peşinde olduğum neydi ? sen miydin güzelim, yoksa ben sadece acı çekmekten hoşlanan acınacak bir mazoşist miydim ? Hayır, yüreğimin çağrısına kulak vermedim, acıya devam ettim.Sefil hayatımda hiçbir sorunun cevabını aramadım belki de...
Belki de çıldırmak üzereydim.Defalarca fotoğraflarına baktım -zihnimde her kareyi hatırlamama rağmen baktım- cep telefonuma düşen her mesajını yüzlerce kez okudum, ezberledim...
Bende bunlar bir tutkuya dönüştü giderek, en son çare neydi biliyor musun?Herşeyi sonlandıracak birşey.intihar ?yok onu da beceremedim, defalarca o ince çizgiyi geçmeye yeltendim, herşeyi bitirmeye, herşeyin sonuna gelmeye ...
Ama ben onu bile yapamadım, hala ne yapıyorum biliyor musun ? Yeni mesajlarını ezberliyorum, fotoğraflarına bir daha bakıyorum, hiç bitmesin bunlar istiyorum.Sonsuz acıya ulasıyorum her adımda yavaş yavaş...
Belki de buralardan herşeyi ardımda bırakıp gitmeliyim.Yanıma hiç birşey almadan, kalbimi burda bırakarak gitmeliyim...
reset atsanızda tüm hayatınıza olmadık bir anda hatırlamamanız gerekenler gelir aklınıza. yürek burkulur, hatırlamaya alışırsınız detaylarıyla. kaybetmişsinizdir büyük bir kısmını yaşananların. ama kırıntılarından olsun anlarsınız ki unutmak mümkün değil.
sana deli bir vücuttan ne beklenirse
onu yaptım, sarıldım.
kendimde değilsem eğer,suçlusu yok ki
günahsız aşk olmaz, yanıldım.
geldim işte bu hayattan kurtul diye
yardım istemiştin benden.
darılmak yok sevgilim, bu senin hikayense
senden güzeli var artık,
adını sorma o sensin
hatırla, sen demiştin "unutmak kolay olur."
"o zaman hadi unuttur..."
daha da kötüsü;her gittiğin yere yanında onu da götürüsün.Bir türlü gözünün önünden gitmez sülüyeti;o olsaydı şimdi böyle yapardı dersin karşılaştığın her durumda...sonra hayıflanırsın içinden çünkü herkes ayrı hayat yaşamaktadır,biz olmayı başaramamışınızdır.
güzel bir film izlerken "birlikte izleseydik keşke", güzel bir olay yaşadığınızda "birlikte yaşasaydık keşke", güzel bir yemek yerken "birlikte yeseydik keşke" laflarının ağzınızdan dökülmesi ya da en azından aklınızın en arka tarafından silik bir meltem olarak geçmesi şeklinde tezahür eden durum. daha durun, var daha.
unutmak için fazla caba sarf etmenin sonucudur, unutulmak istenen degerlidir ama kazık yenilmiştir bir kere geri dönüşün olmadıgı düşünülür, "sildim abi ben onu" sözleri havada uçusur ama yalnız kalındıgında, yemek yerken, yolda yururken ya da cok alakasız, cok farklı bir iş yaparken gelir akla, yuz asılır, moral bozulur, ama gene kabul edilmez "unuttum" nagraları atılmaya devam edilir
terabyte seviyesinde hafıza gerektirmesine rağmen kısa süre sonra yetersiz disk alanı şeklinde hata vermesi ile sıyırma noktasına getiren hede.
ayrıca başka bir bakış açısı ile bakarsak neyi ve kimi unutamamak sorusu akla gelecektir ki eğer sevgili veya küçükken sahip olduğumuz kırmızı rugan ayakkabı arasındaki fark netekim göze çarpacaktır.
(bkz: psikopata bağlanmak)