tek kelimeyle müthiş... netflix yobazları tokat manyağı yapmaya devam ediyor...
bunun adı yobazlığa, cahilliğe, köleliğe, saçmalıklara ve insan dışı yaşamaya savaştır ve de bu savaşı vermek sevaptır...
unorthodox mini serisi de bize yobazlığın türkiye ile aynı olan ama türkiye'de pek bilinmeyen bir yüzünü yakından gösterdi.
dizi alman yazar deborah feldman'ın otobiyografisinin bir bölümü.
yazarın; Unorthodox: The Scandalous Rejection of My Hasidic Roots adlı kitabından esinlenilmiş.
bugün laik israillilerin, yahudilerin bile tasvip etmediği ortodoks yahudilerin dünyaya kapalı ve çağdışı yaşamını esty'nin gözünden aktarıyor.
bu bağlamdan yola çıkacak olursak pekala ortodoks müslümanların olduğunu da kabul etmemiz gerekir ki bunlara biz bugün tarikatçılar diyoruz.
gerçekten de ortodoks yahudilerin yaşam tarzı bizim tarikatçıların yaşam tarzıyla hemen hemen aynı, kaldı ki unorthodox dizisinde işlenen ortodoks yahudiliği, yani williamsburg cemaati, bu ortodoks yahudiliğin hasidik kolu. bunu bizimkilerle özdeşleştirecek olursak; nakşibendiliğin halidi kolu olarak tanımlayabiliriz. o kadar benziyorlar, zaten diziyi izleyecek olursanız bunu anlayacaksınız.
yine dizide zikir sahnesi de var, bizim nakşibendilerin toplu halde dönerek yaptığı zikirin aynısı.
zaten bu hasidilik ve de nakşibendilik hemen hemen aynı çağlarda ortaya çıkmış tarikatlar.
nasıl ki bizim tarikatçı yobazlar için (bkz: gerçek islam bu değil) diyorsak, hasidik ortodoks yahudileri için de (bkz: gerçek yahudilik bu değil) diyebiliriz.
neyse...
ortodoks yahudilerin bu hasidik cemaatini incelerseniz bire bir türkiye'deki yobaz tarikatçıların bir yansımasını bulacaksınız.
kadınları 2. sınıf yerine koymak, cemaat liderini ilahlaştırmak, toplumdan farklı giyim tarzı, askere gitmeyi reddetme, kendi dininden olan diğer insanları kafir olarak görme, teknolojiyi reddetme vesaire vesaire...
kadının saçının tek telinin gözükmemesi hayati önem taşır bunlar için.
evli bir kadının saçı gözükmemelidir, bu yüzden hasidik kadınları saçlarını kökünden kazırlar ve başörtüsü ya da peruk takarlar.
kadınlar kendi başlarına bir yere gidemezler, çalışamazlar, şarkı söyleyemezler...
kadın ve koca zevk almak için sevişemez, cinsel birleşme zevk almak için değil, sadece çocuk yapmak için yapılabilir...
bütün bu yaşam şekli sizlere bir yerlerden tanıdık gelecektir...
ha bir de gerek bunlar, gerek bizdekiler hep yükte hafif, pahada ağır akçeli işler yaparlar.
güzel olmuş güzel...
2020 yılında dünyada hala dini hayatlarının ilk sırasına koyan çağdışı insanları ve toplulukları bu şekilde göz önüne sereceksin ki iyice izole olup yok olsunlar...
yazacak pek çok şey var daha ama dizinin bu yobazları tokatlamasının önüne geçmesin o yüzden kısa kesiyorum, mutlaka seyredin derim...
"Hırsızı evine kadar kovalarsan olacağı budur" dizisi.
Almanların yıllardır holocaust'dan bıkıp usandıran holywood yapımı yahudi film ve dizilerine cevabı niteliğinde olmuş netflix dizisi. Bir sizin canınız yandı bu dünyada zaten. Bütün dünya Hepimiz size ağlayalım.
Neymiş o vakit: sapkınlık ve soykırımın milleti de, dini de olmazmış.
Geçenlerde bir sözlük cadalozunun tavsiyesi üzerine başladım buna.
Yazılanlara bakılırsa herkes bağnazlık teması üzerinden gitmiş.
dizi sadece bunu işlemiyor. Sonradan görmüşlük kavramının da üstünde durmuşlar epey. Esty cesur kadın, kültürüne sırt çevirebilmeyi göze almış hoş evet. ortalama bir seyirci bu kadarını söyleyebiliyor zaten.
Ama kimse esty'nin dünya algısının allak bullak olduğunu, reddettiği doğru yanlış paradigmalarının yerine ayakları sağlam basan bir alternatif bulamadığı için bocalayışını anlatmıyor -ki unorthodox bunu başarılı bir şekilde tasvir etmiş-
Bir yanlışı reddederken yerine doğrusunu da koymalısın.
ha bir de yanky çok temiz oğlan. Öyle koca herkese nasip olmaz.
izlerken ilgimi çekmişti çünkü bilmediğim şeyler kattı bana. izlenmesini öneririm. Genel anlamda baskının insanı özgürlüğe ittiğini göstermeyi amaçladığını düşündüğüm dizidir.
cok begendigim yer yer belgesel tadi veren bir netflix mini dizisi.
yobazligin dinlere özgü olmadigini, her din ve kültürde insanlarin özellikle de kadinlarin hayatini nasil etkiledigini cok sert yansitiyor. cok etkilendigim sahneler vardi. özgürlügün ne denli önemli oldugunu hatirlatiyor. cast secimi ve oyunculuklar basarili.
mini netflix dizisi, dram. sanıyorum bir eserden alıntı. amerikada aşırı dindar yahudi bir cemaatten kaçan bir kızın hikayesi. aslında esty cemaatinin bir çok kuralıyla sorun yaşamıyor ve tanrıya inancı derin. evlendiğinde çok mutlu bir hayatı olacağını düşünüyor ama kadına değer verilmediğini gördükçe cemaatten uzaklaşıyor, aynı o küçük cemaatten kaçmak zorunda kalan eşcinsel annesi gibi. beni derinden etkileyen karakter yanky oldu. yanky aslında saf ve cemaatin söz dinleyen iyi niyetli çocuğu aynı zamanda esty nin kocası. aralarındaki sorun cinselliğin erkek bazlı anlatıldığı, kadın için haz nedir hiç öğretilmediği gibi yasaklandığı bir olgudan geliyor. aslında ikiside birbirlerinin cemaatten farklı olduklarının farkındalar ama yanky cemaate karşı gelemiyor. velhasıl olaylar bir şekilde ilerledikten sonra yanky nin esty e ben de senin için farklı olurum diyip cemaatin günah saydıklarına rağmen esty nin yanında durmak istemesi çok dokunaklıydı. ikiside gencecik insanlar ve esty özgür bir hayat istiyor, yanky cemaat uğruna yanlışlar yapıp üzülüyor. dokunaklı bir hikaye, ben yahudi dindarlığının merak uyandırmasından dolayı izlemeye başlamıştım, hikaye fazlasıyla etkiledi.
izlerken en çok gerildiğim dizi. kaçabilecek mi, sevişebilecek mi, piyanoyu çalabilecek mi, yakalanacak mı derken dizi bitti. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım ender dizilerden biri. izleyin izlettirin
11/10
insanların yetiştikleri kültür ve dinden ayrılışının ne kadar zor olduğunu anlatan harika bir netflix mini dizisi. Dizide hasidik yahudiler anlatılıyor. bu cemaat yahudilerin de en katı olanı. diziyi izlerken hem hasidik yahudiler hakkında bilgi edinebilir hem de dramatik bir yaşam hikayesini görebilirsiniz. dizi yazar deborah feldman'ın otobiyografisidir. oyuncu kadrosunun çoğunluğu yahudi. çok özel ve kailteli bir dizi.
