büyük yanılgı içine düşüp, başarısızlıklarını eğlence hayatlarındaki başarılarıyla(!!) örtmeye çalışan kısmen zibidi olarak adlandırabileceğimiz tiplerdir. ne o öyle ''obaaa hadi gençler dağıtmaya gidiyoruz'' havaları. üniversite okumanın amacı nedir ilk olarak? hiç düşündünüz mü acaba gerçekten nedir? elbette eğlenilir. sosyal çevre edinilir. bunlar da gerekli şeyler. fakat bunun sınırı nedir? her gece o bardan bu bara gitmek midir üniversite okumak, ya da ne kadar çok kızla veya erkekle beraber olduğunuzla mı ölçülür üniversite hayatınızın kalitesi.
açıköğretim işletme kazanıp ailesine "anadolu üniversitesi-eskişehir'i kazandım" diyen tipler buna en güzel örnektir. aslına bakılırsa türkiye'de bir kaç üniversite dışında okunan üniversiteler eğlence yeri olarak da görülmezse zaman kaybından başka bir şey değildir. tecavüz kaçınılmazsa zevk alınmalıdır.
yıllardır öğretmenlerin ve ebeveynlerin diline sakız olan "şimdi dişinizi sıkın, üniversiteye kapağı attıktan sonra bol bol gezer eğlenir, hayatınızı yaşarsınız" mantığının ürünüdür, bizdendir...