üniversite yıllarını "ah, bitse de gitsek" diye geçiren, bitip memleketine dönünce de "ah, şimdi üniversitede arkadaşlarla olmak vardı, ulan falan hocayı bile özledim" diye iç geçiren insandır.
nerede okunursa okunsun, öğrencilik yılları, belki de derslerin sıkmasından, belki de boşluktan bir an önce bitirilmesi istenen yıllar,
ama bitince başlıyor asıl boşluk, bir de üstüne işsizlik faktörü eklenince, sürekli anılarla geçiriliyor o boşluk, geçirilen bütün anılara, bütün arkadaşlara, türkiye'nin en geri kalmış şehri denilen o şehre bile özlem en üst noktalara ulaşıyor, hey gidi deyip duruyorsun.
sadece üniversite ile sınırlı olmayan bir özlem çeşidine tutulmuş insan. kör ölünce her daim badem gözlü olarak anılır. ilkokul biter özlenir. ortaokul biter, özlenir. lise biter, özlenir. üniversite biter, özlenir. emekli olunur, iş hayatı özlenir. hayat biter, özlenir. düne bakmaktan bugünü yaşayamadığımız için yarın özleyecek çok şeyimiz olacak.
+hanım bana diyorlardı ki üniversitenin değeri bitince anlaşılır. hani ben niye anlamadım?
-aman bey , çoluk-çocuk , borç-harç ne vakit düşüneceksin üniversiteyi...